Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in verdiği rakamlara göre çeşitli suçlardan tutuklu bulunan yaklaşık 950 kişinin tutukluluk sürelerinin aşılması nedeniyle tahliye olmayı bekliyor.
Türkiye"de 2010 yılı Mayıs ayı itibariyle 35 bin 732 tutuklu bulunuyor. Bunlardan 2 bin 567"si terör suçlarından tutuklanırken, bin 642 kişi ise çıkar amaçlı örgüt mensubu olma suçundan hüküm giymeyi ya da tahliye edilmeyi bekliyor.
Tutukluluk sürelerini düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun (CMK) 102'nci maddesinin yürürlüğe girmesiyle ortaya çıkan tartışmalar sürerken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin"in verdiği rakamlara göre çeşitli suçlardan tutuklu bulunan yaklaşık 950 kişinin tutukluluk sürelerinin aşılması nedeniyle tahliye olmayı bekliyor. Ergin ayrıca radikal tedbirler alınmazsa bu rakamın 2-3 bin olacağını savunuyor.
Bunun yanında, CMK"nın 102"nci maddesinde yapılan değişikliğin 1 Ocak 2011 tarihinde yürürlüğe girmesiyle aralarında Hizbullah ve PKK davaları tutuklularının da bulunduğu yaklaşık 60 kişi tahliye oldu. Bunun yanında Yargıtay 1. Ceza Dairesi de ölüme sebebiyet verme suçlarından tutuklu 50 kişiyi tahliye etti.
Öte yandan, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre 30 Kasım 2010 tarihi itibariyle ceza evlerinde 35 bin 732 kişi tutuklu bulunuyor. Bunlardan 2 bin 567"si terör suçlarından tutuklanırken, bin 642 tanesi çıkar amaçlı örgüt mensubu olma suçundan tutuklu. 21 bin 439 hükmen tutuklunun bulunduğu cezaevlerinde, 63 bin 927 hükümlü bulunuyor.
Veriler de Adalet Bakanı Sadullah Ergin"in "radikal kararlar alınması tahliyeler artabilir" endişesini de doğruluyor. Hukukçular, toplumda büyük infial yaratın durumun çözülmesi için biran önce yasal düzenleme yapılması görüşünü savunuyor.
-"SORUN, KESİNLEŞMİŞ HÜKME VARAMAMAK"-
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ANKA"ya yaptığı açıklamada, yeni bir düzenleme yapmanın gerekli olduğunu savunarak, "Tutukluluk süreleri çok uzundu. Olaya çifte standart oalrak bakılmaz. Hizbullah ya da PKK davası olarak bakılmaz. Asıl sorun 10 yıllık süreç içerisinde yargının kesinleşmiş hükme varamamasıdır" dedi