Türkiye Sanayisi'nde çığır açacak plan   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 01-05-2011 (15:19)   Son Mesaj: 01-05-2011 (15:19)    Cevap: 0    Gösterim: 624  

    01-05-2011

    Türkiye Sanayisi'nde çığır açacak plan

    Türkiye Sanayisi'nde çığır açacak plan


    Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan 2011-2014 yıllarını kapsayan ve 72 eylemden oluşan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi açıklandı. Hükümet ekonomideki makro alandaki başarısını mikroya taşıyacak.

    Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Sanayi Strateji Belgesi'ni Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşma yolunda, önemli bir başlangıç ve araç olarak gördüklerini belirterek, ''Yani bu belgeyi, aslında önümüzdeki kritik 13 yılın yol haritası olarak görüyoruz'' dedi.
    Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesinin açıklandığı toplantıda konuşan Ergün, Sanayi Strateji Belgesinde sanayi, ticaret ve hizmet sektörleri bir bütün olarak görüldüğünü, belgenin yatay ve sektörel politika alanları üzerine kurgulandığını belirtti.

    Ergün, ''Yatırım ve İş Ortamı'', ''Uluslararası Ticaret ve Yatırımlar'', ''Beceriler ve İnsan Kaynağı'', ''KOBİ'lerin Finansmana Erişimi'', ''Firmaların Teknolojik Gelişimi'', ''Altyapı Sektörleri'', ''Çevre'' ve ''Bölgesel Kalkınma'' olmak üzere, 8 alt başlık altında topladıkları yatay sanayi politika alanlarının, ülkenin rekabet gücünü bir bütün olarak artırmayı hedeflediğini anlattı.

    Ergün, Sanayi Strateji Belgesindeki eylemlere ilişkin, şunları kaydetti:

    ''Birinci yatay politika alanımız 'Yatırım ve İş Ortamını İyileştirmek'tir. Bu kapsamda; Türk Ticaret Kanunu Tasarısını 2011 yılının mart ayına kadar yasalaştırmış olacağız. Bunun ikincil mevzuatını 2012 yılının sonuna kadar tamamlamış olacağız. Girişimciliğin yaygınlaşması için, girişimcilere sağlanan destekler her yıl bir önceki yıla göre artırılacaktır. Kamu hizmetlerinde elektronik ortam daha fazla kullanılacak, bürokrasinin azaltılması amacıyla MERSİS projesi hayata geçirilecektir.

    MERSİS projesi ile tüm ticaret sicil memurlukları tek bir veri tabanında birleştirilecektir. Böylece, TC kimlik numarası uygulamasında olduğu gibi, her tacirin, girişimcinin bir MERSİS numarası olacaktır. Ayrıca, Mersin pilot uygulamasında olduğu gibi, internet üzerinden online olarak çok kısa bir sürede şirket kurma, şube açma, lisans başvuruları, vergi ödemeleri veya SSK kayıtları gibi benzeri işlemleri tek bir noktadan ve çevrim içi yapmak mümkün hale gelecektir. Sistem, 2011 yılı sonuna kadar tüm illerimiz için tamamlanmış olacaktır. 2012 yılında ise proje kapsamına esnaflar ve serbest meslek mensupları da yer almış olacaktır.''

    Ergün, ikinci yatay politika alanının ''Uluslararası Ticaret ve Yatırımlar'' olduğunu bildirerek, bu kapsamda, katma değeri yüksek, markalı ürün ve hizmetlerin üretim ve pazarlama süreçlerinin destekleneceğini, KOBİ'lerin pazarlama ve ihracat kapasitesini artırmaya yönelik desteklerin de sürekli artırılacağını ifade etti.

    İhracatta sektör ve ülke bağımlılıklarını azaltmak ve yeni pazarlar oluşturmak için, sektör ve ülke stratejilerinin hazırlanacağını dile getiren Ergün, Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bilgi Sisteminin geliştirileceği ve bu yatırımlarla ilgili politika geliştirme, koordinasyon ve uygulama kapasitesinin güçlendirileceğini anlattı.

    Bakan Ergün, başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, bölgesel oluşumlar ile ikili ve çok taraflı ilişkilerin geliştirilmeye devam edileceği, firmaların yabancı pazarlara girişinin kolaylaştırılacağını vurguladı.

    -''ÖNCE KÜÇÜK OLANIN PARASINI ÖDE''...-

    Ergün, ''Üçüncü yatay politika alanımız, 'Beceriler ve İnsan Kaynağı'dır. Bu kapsamda; özel sektörün mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumları açmasına imkan verilecektir. Mesela bir yere bir OSB kuruluyorsa, o bünye içinde mesleki eğitim veren okul açmak da mümkün ve hatta bazı durumlarda zorunlu hale gelecektir. Mesleki eğitimde işgücü ihtiyaç planlaması yapılarak, hangi meslek dallarında eleman açığı ve fazlası olduğu tespit edilecek, öncelikli sektörlerde meslek standartları geliştirilecektir. İstihdam strateji belgesi de bu amaçla hazırlanmaktadır. Sanayi strateji belgesi ile istihdam strateji belgesi uyumu sağlanacaktır. Böylece mesleki eğitim, eleman açığı olan alanlara kayacak, işgücüne duyarlı hale gelecektir'' diye konuştu.

    KOSGEB desteklerinde, KOBİ'lerin yönetim becerilerini ve nitelikli istihdam kapasitelerini artıracak destekler geliştirileceğine işaret eden Ergün, KOBİ'lerin proje yapmayı bilmediğini, bu proje ile KOBİ'lerin de proje yapmayı öğreneceklerini anlattı.

    Ergün, işsizlik sigortasından yararlananlara; meslek geliştirme, meslek edindirme ve mesleki yetiştirme eğitimleri verileceğini, Türkiye İş Kurumu'nun yürüttüğü 'İş ve İşçi Bulma Platformu' projesinin, çeşitli ek fonksiyonları kapsayacak şekilde genişletileceğini dile getirdi.

    Nihat Ergün, dördüncü yatay politika alanının ''KOBİ'lerin Finansmana Erişimi'' olduğunu belirterek, ''Bu kapsamda, kredi garanti ve girişim sermaye sistemleri geliştirilecek ve yaygınlaştırılacaktır.

    Kredi Garanti Fonunun iş süreçleri, kurumsal yapısı ve destek performansı da artırılacaktır. Şu anda strateji belgesi ve eylem planında yer almayan bazı eylemleri de buraya koyacağız.

    Bunlardan biri de KOBi Borsası'nın hayata geçirilmesidir. Borçlar Kanunu içerisine (önce küçük olanının parasını öde) şartını da koyuyoruz. KOBİ'lerin en önemli finansman kaynağı sorunu, sattığı malın ödemesini zamanında alabilmesidir.

    Küçük işletmelerin görevi büyük işletmeleri ve kamuyu finanse etmek değildir. Onu şimdi borçlar kanunu içerisine bir hüküm olarak koyuyoruz'' diye konuştu.

    Ergün, benzer şekilde, 'İstanbul Girişim Sermayesi Fonu'ndan yararlanan işletme sayısının da artacağını dile getirdi.

    Beşinci yatay politika alanları olan 'Firmaların Teknolojik Gelişimi' için 23 eylem hazırladıklarını ifade eden Ergün, bu kapsamda, uygulanmakta olan teknogirişim sermayesi, Ar-ge merkezleri ve San-Tez gibi programlara devam edileceğini belirtti.

    Bakan Ergün, 2011 yılında yapacakları bir değişiklikle 300 öğrenciye tekno girişim sermaye desteği vereceklerini anlatırken, ayrıca bu yıldan itibaren, Teknolojik Ar-Ge Patent Destek, Teknolojik Ar-Ge Yatırım Destek, Teknolojik Ar-Ge Tanıtım ve Pazarlama Destek Programlarının başlatılacağını kaydetti.

    İleri teknoloji gerektiren nanoteknoloji veya biyoteknoloji gibi alanlarda kapasite oluşturma çalışmalarına ağırlık verileceğini bildiren Ergün, dışa bağımlılığın yüksek olduğu, savunma, sağlık ve enerji gibi sektörler için destek programlarının oluşturulacağını vurguladı.

    Ergün, sınai mülkiyet hakları konusunda bilinçlendirme, teşvik sistemi ve yeni ürünlerin korunmasına yönelik çeşitli faaliyetler gerçekleştirileceğini dile getirerek, konuyla ilgili mevzuatlarda bazı düzenlemeler yapılacağını söyledi.

    ''Teknoloji Geliştirme Bölgeleri''nin sayılarının artacağı gibi, yapılacak kanun değişikliği ile yapılarının da güçlendirileceğine değinen Ergün, ''Teknoloji Transfer Ofisleri''nin yaygınlaştırılacağını ve araştırma sonuçlarının ticarileşmesinde etkinlik sağlanacağını belirtti.

    Ergün, ''Altıncı yatay politika alanımız, 'Altyapı Sektörleri'dir. Bu kapsamda, organize sanayi bölgelerine, büyük fabrikalara ve limanlara özel sektör katkısı ile demiryolu bağlantı hatları yapılacak, demiryolu taşımacılık anlayışından lojistik taşımacılık anlayışına geçilecek ve 'Kıyı Yapıları Master Planı' hazırlanacaktır'' dedi.

    Sanayinin yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla istifade etmesinin sağlanacağını bildiren Ergün, geçen hafta içerisinde yenilenebilir enerjiyle ilgili kanunun meclisten geçtiğini anımsattı.

    Ergün, elektrikli otomobiller gibi alternatif enerji kullanan araçların, sanayide ve günlük hayatta kullanımının destekleneceğini söyledi.

    Ergün, Organize Sanayi Bölgelerinin ve küçük sanayi sitelerinin hem sayıları hem de niteliklerinin artırılmaya devam edileceğini dile getirerek, 4 yıl içinde 43 tane OSB'nin altyapısını tamamlamayı hedeflediklerini, kaydetti.

    Yedinci yatay politika alanlarının ''Çevre'' olduğunu belirten Ergün, çevre dostu bir sanayiyi Türkiye için bir maliyet olarak değil, rekabet gücünün önemli bir unsuru olarak gördüklerini anlattı.

    Ergün, ''Bu kapsamda, sanayicilerimizi iklim değişikliği ile mücadele konusunda bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar yapılacaktır. İklim değişikliğine neden olan sanayi kaynaklı sera gazı emisyonlarının kontrolü sağlanacaktır.

    Su, hava ve toprak gibi alıcı ortamların kalitesi korunacak, arıtma tesislerinden yararlanan nüfusun toplam nüfusa oranı artırılacaktır. Sanayi kuruluşlarında enerji yöneticisi atanması ile ilgili süreçler tamamlanacaktır'' diye konuştu.

    ''BÖLGESEL KALKINMA''...

    Son yatay politika alanlarının ise ''Bölgesel Kalkınma'' olduğuna değinen Ergün, şunları kaydetti:

    ''Bu kapsamda, KOBİ'lere yönelik bölgesel kalkınma odaklı projeler desteklenecektir. Ayrıca, kümelenme konusunda yerel ve merkezi düzeyde politika çerçevesi çizilecek, bölgesel yenilik sistemleri tanımlanacak ve desteklenecektir. Yatay politika alanlarında gerçekleştirilecek eylemlerle birlikte, 'Sektörel Strateji Belgeleri ve eki Eylem Planları' da Sanayi Stratejisinin tamamlayıcı unsuru olacaktır.

    Demir-Çelik, kimya, makine ve otomotiv sektörlerine ait strateji belgelerini Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na sunduk, Elektrik-Elektronik ve Seramik sektörlerine yönelik strateji belgelerini ise tamamlanma aşamasına getirdik. Bugün toplantıdan sonra saat 17.00'de Ekonomi Koordinasyon Kurulunda otomotiv ve makine sektörü strateji belgeleri ele alınacaktır. Ondan sonra demir-çelik ve kimya sektörleri eylem planları hayata geçirilmiş olacak.''

    Bakan Ergün, bu yıl içinde sektörel strateji belgelerinin de tamamlanmasıyla birlikte, sanayi stratejisinin bütünlüğünün sağlanacağını ifade ederek, strateji belgesinin uygulama, izleme ve değerlendirilmesinde ise Bakanlık bünyesindeki gerçekleştirilen Girişimci Bilgi Sistemi'nin (GbS) önemli bir araç olarak kullanılacağını belirtti.

    GbS ile sanayi sektörlerinin dönemsel olarak gelişiminin izleneceğini, herhangi bir sektördeki olası bir kriz göstergelerine karşı önceden tedbir alma imkanının sağlanmış olacağını dile getiren Ergün, ''Söz konusu sistemin kurumsallaşması için yasal ve teknik altyapı çalışmaları devam etmekte olup, sistemin 2011 yılı sonuna kadar işler hale getirilmesi hedeflenmektedir'' dedi.

    ''TEMEL AMAÇ, TÜRKİYE'NİN SANAYİDEKİ REKABET GÜCÜNÜ ARTIRMAK''

    Bakan Ergün, Sanayi Strateji Belgesi'nin ve Sektörel Strateji Belgelerinin temel amacının, özel sektör eliyle Türkiye'nin sanayideki rekabet gücünü artırmak olduğunu söyledi.

    Sanayi Strateji Belgesinin, 4 yıllık bir süreci kapsıyor olmasına rağmen, bu belgeyi geniş bir perspektifle değerlendirmenin daha doğru bir yaklaşım olacağına işaret eden Ergün, ''Biz Sanayi Strateji Belgesi'ni 2023 hedeflerine ulaşma yolunda, önemli bir başlangıç ve araç olarak görüyoruz. Yani bu belgeyi, aslında önümüzdeki kritik 13 yılın yol haritası olarak görüyoruz'' dedi.

    Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde uygulayacakları reformlarla, Türkiye'yi hak ettiği seviyelere taşıyacaklarını dile getiren Ergün, Türkiye'nin, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat rakamına, kişi başına 25 bin dolar milli gelire ulaşarak, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağını belirtti.

    Ergün, ''Bu hedeflere varmak için nasıl bir üretim, teknoloji, lojistik ve yasal altyapı olması gerekiyorsa, strateji belgesi ve eylem planı ile bunları gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Biz, Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesinin başarıya ulaşması için gerekli her türlü çabayı göstereceğiz'' dedi.

    Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, makroekonomik alanda sağladıkları güven ve istikrarın üzerinde mikro alanda ihtiyaç duyulan reformları kararlı bir şekilde hayata geçirmenin zamanının geldiğini belirterek, ''İşte Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı, mikro alanlardaki reformları gerçekleştirmemizi sağlayacak bir enstrüman olduğu için son derece önemli ve kıymetlidir'' dedi.

    Ergün, Türkiye'nin makro alandaki cazibesinin, Sanayi Strateji Belgesi'nin uygulanması ile birlikte mikro alana da yansıyacağını, yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapma girişimlerinin artacağını bildirdi.

    Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin açıklandığı toplantıda konuşan Ergün, 2011-;2014 dönemini kapsayan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı'nın sanayicilere, girişimcilere ve Türkiye'ye hayırlı olmasını dileyerek, Türkiye'nin böyle önemli ve kapsamlı bir yol haritasına kavuşmasının çok anlamlı olduğunu düşündüğünü ifade etti.

    Ergün, ''Nereye gideceğini bilemeyenler, önündeki bütün yollar açık olsa bile bir yere gidemezler, yolculuğunu tamama erdiremezler. Zira gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin de hiçbir önemi yoktur. İşte bu belge ile birlikte, sanayimizin yol haritasını ortaya koymuş ve bu yolda ilerlememizi sağlayacak araçları da belirlemiş oluyoruz'' diye konuştu.

    1980'ler sonrası dışa açık bir ekonomi modelini benimsedikten sonra büyümeye başlayan Türkiye için 1990'lı yılların kayıp yıllar olarak geçtiğini ifade eden Ergün, bu dönemde yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlığın, hayatımızın tüm alanlarına sirayet ettiğini, belirsizlikleri artırdığını, insanımızı kısa dönem hesapların ve kısır çekişmelerin kucağına ittiğini söyledi.

    ''TÜRKİYE, SİS PERDELERİNİ DAĞITMIŞTIR''

    Yüksek enflasyon nedeniyle bir firmanın yıllık maliyet muhasebesi tutmakta bile zorlandığı bir ortamda ülkenin orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirmesinin söz konusu olamadığını belirten Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    ''Türkiye, 2002'den itibaren ekonomik ve siyasi alanda güven ve istikrar ortamına kavuşmuş, sis perdelerini dağıtmış, önünü görmeye, orta ve uzun vadeli stratejiler yapmaya başlamıştır.

    Bu stratejik adımlar, son 8 yılda yaşadığımız değişimi kalıcı ve sürekli hale getirecek ve daha yukarılara taşımamıza vesile olacaktır. Bugün Türkiye, hukuk ve demokrasi zeminini güçlendirmiş, hak ve özgürlük alanlarını genişletmiş, AB kriterlerine yaklaşmış, hatta bazı alanlarda bu kriterleri aşabilmiş bir ülkedir.

    Bugün Türkiye, tarihin en ağır ekonomik krizlerinden birini büyük bir başarıyla yönetmiş, dünyada krize en iyi cevap veren ülkelerden birisi olmuştur.

    Bugün Türkiye ekonomisi, borç dengeleri ve bütçe açıkları itibariyle dünyada girişimcilere en fazla güven telkin eden ekonomilerden birisidir. Bugün Türkiye'nin ihracatının yüzde 90'dan fazlasını sanayi ürünleri oluşturmaktadır.

    Bugün Türkiye proaktif yapısıyla gerek küresel gerekse bölgesel platformlarda sözü dinlenen, itibar sahibi, güçlü ve yapıcı bir ülkedir. Bugün Türkiye, genç nüfus, coğrafi konum ve tarihi miras gibi güçlü yönlerini aktif hale getirmeye başlamıştır.

    Bütün bunlar, büyük başarılar, büyük değişimlerdir, ancak esas başarı, kalıcı olan, sürekli olan ve yarınlara miras bırakılabilen başarıdır. Türkiye büyük bir meşale yakmıştır ve bu meşalenin ışığı, saman alevi gibi hızlı parlayan ama çabuk sönen bir ışık olmayacaktır.

    Önümüzdeki dönem son 8 yıllık tecrübemizin bir tesadüf olmadığına, konjonktürel bir durum olmadığına ve Türkiye'nin büyümesinin devam edeceğine şahit olacağımız bir dönemdir.

    Şimdi makroekonomik alanda sağladığımız güven ve istikrarın üzerinde mikro alanda ihtiyaç duyulan reformları, kararlı bir şekilde hayata geçirmenin de zamanı gelmiştir.

    İşte Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı, mikro alanlardaki reformları gerçekleştirmemizi sağlayacak bir enstrüman olduğu için son derece önemli ve kıymetlidir.''

    Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin makro alandaki cazibesinin Sanayi Strateji Belgesinin uygulanmasıyla birlikte mikro alana da yansıyacağını, yerli ve yabancı yatırımcıların ülkede yatırım yapma girişim ve heyecanlarını artıracağını belirterek, ''Böylece daha fazla üretim ve ihracat yapılacak, milli gelirimiz artacak, işsizlik oranı gerileyecek, milletimizin refah seviyesi yükselecektir'' dedi.

    Nihat Ergün, Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, her başarının, bir final değil, aksine yeni bir başlangıç olduğunu ifade ederek, ''Yakaladığımız her başarı, bizde yetinme duygusunu değil, yeni heyecanları vermelidir.

    Bizde yeni heyecanları coşturmalıdır. Makroekonomik alandaki başarılarımız da bizi tatmin etmiyor; aksine bu başarılarımızın devamını sağlayacak olan daha rekabetçi bir özel sektör oluşturmamızın heyecanını artırıyor'' şeklinde konuştu.

    Sanayi Strateji Belgesi'nin, AB katılım müzakereleri sürecinin önemli gereklerinden biri olduğunu vurgulayan Ergün, şunları kaydetti:

    ''Ancak biz bu belgeyi aynı zamanda bu süreçten bağımsız olarak da hazırlamamız ve uygulamamız gerektiğine inandık, belgeyi böyle bir anlayışla da hazırladık. Bu tür belgelerin başarılı sonuç vermesi, belgenin katılımcı ve paylaşımcı bir anlayışla hazırlanmasına ve ilgili tüm taraflarca benimsenmesine, sahiplenmesine bağlıdır.

    Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin hazırlık süreci, ilgili tüm kamu kurumlarını, özel sektörümüzü ve sivil toplum kuruluşlarımızı ortak bir paydada buluşturması bakımından örnek bir süreç olmuştur.

    Uygulaması da böyle olacaktır. Eylem planında bütün tarihler bellidir, sorumlu kuruluşlar bellidir. Hangi kuruluşun, hangi eylemi ne zaman sonuçlandıracağı bellidir.

    Bu belgenin tasarımında, dünyada yaşanacak olası gelişmelere tepki verecek esnek ve dinamik bir yapı da oluşturduk. Zira bugün zayıf dediğiniz yön, yarın güçlü yönünüz olabiliyor; benzer şekilde bugün fırsat sandığınız şey, yarın bir tehdide dönüşebiliyor.''

    ''BELGE, BUGÜNDEN İTİBAREN UYGULANACAK''

    Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, belgenin kağıt üzerinde kalmayacağını, bugünden itibaren uygulamaya başlanacağını da dile getirerek, belgeyi yakından inceleyenlerin, belgede iyi niyet temennilerinin değil, somut ve gerçekçi projelerin yer aldığını göreceğini söyledi.

    Ergün, İzleme ve Değerlendirme Komitesi'nin zaman içerisinde, belli dönemlerde Strateji Belgesine yeni eylemler ekleyebileceğini belirterek, ''Bazı eylemlerin uygulaması gerçekleştiğinde düşecektir, yerine yeni eylemler eklenecektir. Çünkü bugün itibariyle hazırlıkları devam eden, henüz resmileşmemiş bazı projeler var. Strateji Belgesi, yaşayan, dinamik bir belgedir'' dedi.

    72 eylemden oluşan strateji belgesinin, öncelikle rekabet gücünü ve verimliliği artırmayı, çevreye duyarlı ve sosyal sorumluluk sahibi bir sanayiye dönüşümü amaçladığını kaydeden Ergün, sanayi stratejisindeki uzun dönemli vizyonlarını ''orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü haline gelme'' şeklinde belirlediklerini bildirdi. Ergün, şöyle devam etti:

    ''Bu çerçevede, orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki paylarını artırmak, düşük teknolojili sektörlerde katma değeri yüksek ürünlere geçişi sağlamak ve becerilerini sürekli geliştirebilen şirketlerin ekonomideki ağırlığını artırmak şeklinde, 3 stratejik hedef belirledik.

    Strateji belgesinde, teknoloji, Ar-Ge, yenilikçilik, tasarım, markalaşma, kümelenme, bölgesel farklılıklar ve işletme ölçeği, gibi alanlardaki sorunlara çözüm olabilecek eylemler bulunmaktadır.

    Ayrıca gelişmiş sanayi altyapısı, sanayi üretimindeki çeşitliliği, KOBİ sayısı, nüfus yapısı, coğrafi ve stratejik konum gibi güçlü yönlerimizi daha da güçlü hale getirecek eylemler de mevcuttur.

    Belge sanayiyle ilgili tüm paydaşların ortak bir akıl etrafında bütünleşmelerini de sağlayacaktır. Böylece KOBİ destekleri, sektörel politikalar, altyapı çalışmaları, teşvik programları veya bölgesel farklılıklar gibi çeşitli alanların uyum içinde çalıştığı bir yapı oluşturacağız.''

    Türkiye'nin makro alandaki cazibesinin Sanayi Strateji Belgesinin uygulanmasıyla birlikte mikro alana da yansıyacağına işaret eden Bakan Ergün, ''yerli ve yabancı yatırımcıların ülkemizde yatırım yapma girişimleri ve heyecanları artmış olacaktır.

    Böylece daha fazla üretim ve ihracat yapılacak, milli gelirimiz artacak, işsizlik oranı gerileyecek, milletimizin refah seviyesi yükselecektir'' diye konuştu.




    Türkiye Sanayisi'nde çığır açacak plan Yorumları