BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak, AK Parti hükümetinin ömrünün yalanla geçtiğini söyledi. Bölünme fobisinin 80 yıldır körüklendiğini savunan Kışanak, özerklik taleplerinin Erdoğan tarafından proveke ediliyor.
BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak partisinin haftalık olağan grup toplantısında konuştu.
Kışanak'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bu torba yasası ayrımcılık içermektedir. Bir taraftan toplumun bazı kesimlerini iyileştireceği sanılan yasanın torba mı çorba mı yasa olduğu bilinmiyor.
Engelliler hakları en çok gasp edilen vatandaşlarımız. Hukuka göre eşit sayılırken bu yasa da ayrımcılığa uğramaktadır. En temel sorunları eğitim ve istihdam sorunudur.
Engelliler bir yerde toplanarak bir özürlüler kampı yaratılmaya çalışılıyor.
Bu ülkeden çalışan her iki yurttaşımızdan biri kayıt dışında kalmıştır. Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam temel sorunları oluşturmaktadır. Rakamlarla oynayıp işsizliğin üzeri örtülmeye çalışıyor. İşsizlikle mücadele ettiklerini göstermeye çalışıyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı çalışanların yüzde sekseni taşeron sistemiyle çalışıyor. Sağlık Bakanlığı yine ayne şekilde. Belediye işçileri de tıpkı TEKEL işçilerine dönüştürülecekler.
Bu nedenle bu torba yasası ayrımcılık ve hak gaspına dönüşmüştür.
Eğitimin bir hak olmaktan çıktığını yoksullarla zenginlerin aynı hakka sahip olmadığını gördük.
Meclis İnsan Hakları Komisyonu YİBO'larda inceleme yaptılar. Yapılan inceleme raporlaştırıldı.
Çocukların anlattıklarına bakılırsa bu kapatılamayacak bir yaradır. YİBO asimilasyon aracı olarak kullanıldı.
YİBO'lardaki çocuklar toplama kampına toplanmış eğitim adı altında açlıkla ve soğukla yaşamaya çalışıyor. Bir iki idareciyi görevden almak yaranın kanamasına çözüm olmayacaktır.
Bu ülkede katı bir sınıf ayrımı bulunmaktadır. Bunların adalet anlayışı çocuğa bakış açısı bu kadar.
Hükümet 8 yıldır bize aynı teranelerini okudular. CMK'da yapılan değişiklik ortaya konuldu. Yargıtay 9. Dairesi kararını verdi. Tutukluluk süresi 10 yıl olarak belirlendi.
Özel yetkili mahkemeleri siz kurdunuz. Bu ülkede 5 cinayet işleyenler 3 yıl yatıp çıkacak. Ancak bişr basın açıklaması okumak ise örgüt üyesi sayıldı.
DGM'nin yerine getirdikleri mahkemelerle adalet dağıttıkları hikayesini okumaya başladılar. İkili bir hukuk sistemi oluşturulmuştur. Ayrımcılık sonuna kadar devam etmektedir.
ÖMÜRLERİ YALANLA GEÇTİ
AKP'nin ömrü yalan söylemekle geçti. Darbecilerle savaşacağız dediler. Darbeciler evlerinde oturdu. Yargı bağımsızlığı dediler. İkili hukuk oluşturdular. Askeri vesayete son dediler. Askeri vesayeti savunan bütün eylemleri yerine getirdiler.
Demokratik özerklik talebimizi hayır deyip askeri orduyu kışkırtıp bize karşı bildiri yayınlamalarını sağladılar. Bir hafta sonra yapılan MGK'da yine aynı tepkili kararlar çıktı. Hükümet sözcüsü Başbakan Erdoğan'ın söylediği herşey MGK'dan çıkar dedi. Asker ve Hükümetin kol kola girdiğinin tescilidir.
BİZİM GİZLİ AJANDAMIZ YOK
Bizim gizli ajandamız ya da gündemimiz yok. 4 yıldır Türkiye'nin demokratik bir ülke olması gerektiğini yerinden yönetim yerine ademi merkeziyetçi yapı gelmeden herhangi bir çözüm olmayacağını söyledik. Tek millet, tek bayrak, tek vatan dediler. Tekleye tekleye 80 yıldır Türkiye'yi bu hale getirdiniz.
80 yıldır körüklediğiniz bölünme fobisiyle halkları birbirne düşürdünüz.
BAŞBAKAN'A TAVSİYE
Başbakan Erdoğan diyor ki bu ülkede ameliyat yaptırmam diyerek yalan söylemeyin. Bu kadar sorunu çözmezsek sorunlar kangren olur o zaman da ayrılık zaten olur.
İki bayrak talebinde kimse ulusal bayraağı kaldıralım demiyor. Başbakan toplumun sinir uçlarıyla oynuyor. Talebimiz sadece provake edilmektedir.
Başbakan Erdoğan diyorki etnik milliyetçilik yapılıyor. Kendisi yaptığı etnik milliyetçiliğin farkında değil. Kamusal alan hayatın bölünmez bir parçasıdır. Yurttaşlarımız kendi dilini her alanda kullanma hakkına sahiptir.
Demokratik sistemlerde halk senden memnun değilse seni değiştirir. Ancak Başbakan ömrü billah iktidarda kalmak istiyor. Ayrımcılığı artıracak. Eğer iktidarda kalmak istiyorsan halklara saygı duyacak eşitliği kabul edeceksin. İktidarın demokratik özerklikle derdi var. İktidarın tek elde toplanmasına karşı çıktığı için bunu kabul etmiyor. İçlerine sindiremiyorlar. Yerele yetki devri yapmak istemiyorlar.
2011 yılı yeni anayasanın yapılacağı yıl olacak. Ancak Başbakan bu anayasa sürecini kendi lehine çevirmeye çalışacaktır. Kimse yeni anasaya taslağını kapalı kapılar ardında yapmasın. Kamuoyunu bilgilendirin.