Yazar Atılgan Bayar, "Akşam Gazetesinden gördüğüm lüzum üzerine istifa ettim" diyerek gazetesi ile yollarını ayırdığı açıkladı.
Twitter'inden Akşam'da bugün yayınlanacak "CHP, Ertuğrul Özkök'ün itibarını iade eder mi?" başlıklı son yazısını duyuran yazar Atılgan Bayar, "gördüğü lüzum üzerine gazeteden istifa ettiğini" açıkladı ve "açıklamam bundan ibarettir" dedi...
Atılgan bayar'ın kaleme aldığı son yazı CHP'nin yeni vizyonu Ertuğrul Özkök benzeri yazarların misyonu üzerine kurulu:
İşte Atılgan Bayar'ın Akşam'da yayınlanan son yazısı
CHP, Ertuğrul Özkök'ün itibarını iade eder mi?
Kavram üretemedikleri için, Özkök ve medyanın tümüne yayılmış arkadaşları, Ufuk Güldemir'in 'Beyaz Türk' nitelemesini alıp yüzde 42'ye nispet ettiler ve buradan bir muhalefet üretmeye çalıştılar. Oysa 'Beyaz Türk,' müstehzi bir ifadeydi ve 'Beyaz Türk' kavramını bilenler onunla dalga geçerken, kavramı hiç işitmemiş olanların 'sonradan görme' algılayışına denk geliyordu bu söyleyiş...
Nihayetinde medya entelektüel bir bunalım yaşıyor. Örneğin Özkök, bir çıkış yolu bulamadığı için; 'popüler olanı entelektüelize etmek, entelektüel olanı popülerize etmek' gibi bir öneri okuduğu zaman onu 'copy-paste' etmekten çekinmiyor.
Doğru fikri kopyalıyor kopyalamasına ama gazetesi kendisinin yönetici olduğu dönemden kalan yapısal bozukluklardan dolayı gereğini yapamıyor.
Halkın önüne 'çağdaşlık simgesi' olarak Yılmaz Özdil'i, 'düşünce adamı' olarak Özdemir İnce'yi koyan bir medyanın da ricat etmemesi mümkün değil.
Sağlaması basit... Sen yirmi yıl, Türkiye'nin en büyük gazetesini yöneteceksin... Sonra iş düşünce serdetmeye, kavram üretmeye gelince, Ufuk Güldemir'in seneler önce ürettiği istihzalı kavrama, anlamını eğip bükerek bir muhalefet bayrağı gibi sarılacaksın... Mümkün mü?
Değil. Ve sanırım, içinde bulundukları durumu son dönemlerinde Oktay Ekşi anlıyor ve fakat mücadele edemiyordu. Enis Berberoğlu'nun da durumunu çok farklı görmüyorum. Hürriyet'in yeni yayın yönetmeninin de halihazırdaki kadrosuyla, medyanın uzun zamandır beceremediği 'düşünce, kavram, anlam üretme' fonksiyonunu gerçekleştiremeyeceğini bildiğini düşünüyorum.
Özkök döneminde kurumsallaşmış yapısal bozuklukların, Özkök uzantıları ile medyanın genelini, ama en çok eski 'Amiral Gemisi' Hürriyet'i dümen tutmaz bir hale getirdiği artık açık. Tuhaf olan, uzun yıllar kendisini sosyolog/pop sosyolog olarak konumlamış Özkök'ün bunu hala göremiyor olması...
Dolayısıyla, işin kaynağına inmek için, Özkök'ün Paris 2 Üniversitesi'ndeki tezini buldurdum. Başlığı aynen şöyle: 'Television pour tous les Turcs: Etude descriptive de 1968 a 1975. (Türkler için televizyon: 1968'den 1975'e tasviri bir çalışma... Yarısı TRT televizyonun yayın akışından, geri kalanı ise işi hikaye etmekten oluşuyor.) Sosyoloji değil, Sicence de l'information (Enformasyon) alanında bir çalışma! Ama anahtar kelime 'descriptive', yani 'tasviri' kelimesi... Sosyal bilimlerde terminolojiye hakim olanlar, 'descriptive' çalışmalara hangi gözle bakıldığını iyi bilirler. Konuyu uzatmayıp, baştaki soruya dönmek istiyorum: CHP iktidarı Özkök'ün itibarını iade eder mi? Özkök'ün ve arkadaşlarının bunu umutla beklediklerini düşünüyorum. Ama hiç zannetmiyorum.
Çünkü yeni CHP yönetimi, nasıl Önder Sav ve diğer modellerin partinin tesir alanını daralttığı analizini yapmışsa...
Aynı şekilde, halkın önüne model olarak, halkın gerisinde kalmış yazarların ısrarla konulmasının yarattığı sonuçları da analiz etmişlerdir. Dolayısıyla, olası bir CHP iktidarı veya güçlü bir CHP muhalefeti; Özkök ve arkadaşlarına itibarlarını iade edecek türde siyasetin ilgisi dışında bir eğilim göstermeyecek; medyanın doğal akışına ve organik gelişimine uygun olacak bir zemin hazırlamaya çalışacaklardır, diye düşünüyorum.
Ertuğrul Özkök, çok bunalınca, Tayyip Erdoğan'a hayran olduğunu söylüyormuş... Öyle duydum... Ancak Yeni Şafak yazarı, Salih Tuna'nın tespit ettiği gibi bir durum da var... Ertuğrul Özkök ve 'Beyaz Türk' dostları, CHP'den ne kadar uzak, AK Parti'ye ne kadar yakın olursa, tesirleri o kadar CHP lehine olur.
Gelenekte düşünsel bir sıçrama yapabilen CHP yönetiminin de bu gerçeği görmemiş olması mümkün değil. Her ne kadar Özkök'ün eşi CHP'ye üye olsa da... CHP liderliğinin Özkök ile veya Beyaz Türk dostlarıyla aynı fotoğrafta görünmesi bile, CHP'nin vaat ettiği bütün yeniliklerin sonu demektir.
(Atılgan Bayar / Akşam)