Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında gerçekleştirilen, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısının ardından Sayın ve TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nafiz Konuk, birlikte basın toplantısı düzenledi.
Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın, belirlenen yeni asgari ücretteki zam oranıyla ilgili, ''Bu oranlarımız maalesef oy çokluğuyla alınabilmiştir. İşçi kesimimizle bütün gayretlerimize rağmen ortak karar çıkmamıştır. Belki onların da katılımı olsaydı bu miktarlarda belli bir yükseliş de olabilirdi'' dedi.
Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın, asgari ücretin, bir yandan işçilerin zorunlu ihtiyaçları öte yandan da işletmelerin ödeme kapasiteleri gibi zaman ve mekana göre sürekli değişim halinde bulunan kavramları barındırdığına dikkati çekti.
Emeği karşılığı başkasına bağımlı olarak çalışan kimsenin sosyal bakımdan uygun asgari bir yaşam seviyesine kavuşmasını esas alan asgari ücretin, klasik anlamda bir ücret çeşidi olmayıp mevcut ücret kademelerinin en alt sınırını oluşturduğunu hatırlatan Sayın, bu açıdan yönetim ve kapsamları farklılaşmakla birlikte gelişmiş ülkelerin tamamında asgari ücret uygulamasının bulunduğunu anlattı.
Anayasanın 55. maddesinin ''asgari ücretin belirlenmesinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumunun göz önünde bulundurulmasını'', İş Kanunu'nun 39. maddesinin ise, ''İş sözleşmesi ile çalışan ve bu kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin asgari ücretinin Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığıyla tespit edilmesini'' öngördüğünü hatırlatan Sayın, belirtilen hükümler uyarınca komisyonun 2011 yılında uygulanacak asgari ücreti tespit ettiğini bildirdi.
Daha sonra zam oranlarını açıklayan Sayın, ''Bu oranlarımız maalesef oy çokluğuyla alınabilmiştir. İşçi kesimimizle bütün gayretlerimize rağmen ortak karar çıkmamıştır. Belki onların da katılımı olsaydı bu miktarlarda belli bir yükseliş de olabilirdi'' dedi.
Sayın, bir gazetecinin ''işçinin katılımı olsaydı sözünü biraz açar mısınız?'' sorusuna, şu karşılığı verdi:
''Biz onu arzuladık. İşveren kesimimiz de arzuladı. Başladığımız oranların çok üzerine çıktık. Pazarlığa başladığımız oranlar kendileri açısından tahmin edemeyecekleri orandı. İşveren kesimimizin bu anlayışına teşekkür ediyoruz. Aynı anlayışı işçi kesiminden göremedik. Onlar da büyük katkılar sağladı, bizlere belirle yönlendirmelerde bulundu ama belli bir oranın altına onları indirmemiz mümkün olmadı. O yüzden bu rakamda kalmak zorunda kaldık.''
''Toplantı sırasında aralar verildi. Bu sırada bakanın başbakanla teması oldu mu?'' sorusuna da Sayın, ''Sayın bakanımızın bu rakamlara çıkmasında belki başbakanımızın da bilemiyorum ben onu 1-2 puan yukarı çıkmasında etkili oldu. Biz bu oranları telaffuz etmedik'' yanıtını verdi.
-''UMDUĞUMUZUN ÜZERİNDE BİR RAKAM OLDU''-
TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nafiz Konuk da, ülkenin kaderi üzerinde rol oynayan bir rakamı belirlemek için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi.
Kararın, üç kesimin de uzlaşmasıyla çıkmasını arzu etmelerine rağmen, bu imkanın sağlanamadığını ifade eden Konuk, işveren kesimi olarak asgari ücretin belirlenebilmesi için fedakarlık yaptıklarını ifade etti.
Belirlenen zam oranlarının işverenin düşündüğü bir rakam olmadığını, ancak asgari ücretli milyonlarca çalışanın olduğunu düşünerek bu sosyal sorumluğu üstlerine aldıklarını dile getiren Konuk, ''Rakam umduğumuzun üzerinde bir rakam oldu. Çünkü bizim hedefimiz, öngörülen 2011 yılı enflasyonu oranındaki bir artışın bu dönem için asgari ücret bakımından uygun olacağı yönündeydi'' dedi. Konuk, şöyle devam etti:
''Programa 4 artı 4 konmuştu. Bunu bizim zorlamayla gelebileceğimiz bir rakam olarak konuşuyorduk. Sonuçta bunun üzerinde bir rakama biz de imza atmak zorunda kaldık. Bu, milyonlarca insanın beklentilerine cevap verebilmek içindi, aksi takdirde asgari ücretin 2011 yılı başında yürürlüğe girmesi mümkün olamayacaktı. Hükümetin bir düşüncesi olarak önümüze geldi. Biz de yürürlüğe girebilmesi için imza attık. Ciddi endişelerimiz var. 2011 yılının 2010 yılı kadar kolay geçeceğini düşünmüyoruz. Bu ücretlerle Türkiye'nin, sanayinin rekabet gücüne olumlu bir katkı yapacağına inanmıyoruz. İnşallah düşüncelerimizde yanılırız. Zor günler bizi bekliyor.