MHP lideri Devlet Bahçeli bugünkü grup konuşmasında İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı demokratik açılım sürecine ilişkin çalışmalarından ötürü eleştirmiş ve bakanın istifasını istemişti. Atalay'dan Bahçeli'ye cevap gecikmedi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Bu sorunlar bittiğinde, terör bittiğinde, Kürt ve benzeri sorunları çözdüğümüzde, Türkiye bütünlüğüne, huzuruna kavuştuğunda ne BDP'nin ne de MHP'nin bu kadar gücü olacaktır; onlar güç kaybedecektir çünkü bundan beslenen partilerdir'' dedi.
Atalay, bazı açılış ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Bursa'da Devlet Bakanı Faruk Çelik ile birlikte Valiliği ziyaret etti. Vali Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın ile bir süre görüşen Atalay, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir basın mensubunun ''CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, 'halkın iktidarında İçişleri Bakanı diyecek ki 'öğrenciler kendilerini polisin önüne atıyorlar'. Bunu dedirtmeyiz, diyeni de görevden alırız' yönünde bir açıklaması oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Atalay, Kılıçdaroğlu'nun konuyla ilgili açıklamasını henüz okumadığını söyledi.

Bu tür konular ve gündemler içinde açıklamalara polemikçi olarak yaklaşmak istemediğini ifade eden Atalay, şöyle konuştu:

''Ayrıca benim o anlamda bir cümlem de yok. Sadece İstanbul'daki o öğrenci olaylarını analiz ederken, çalışırken, görüntülere bakarken gördüğümüz şeyleri anlattım. Benim ifadem o konuda şudur; öğrenci de bizim polis de bizim... Öğrencilerimiz, tabi ki bizim vatandaşlarımız olduğu gibi görüşünü ifade edebilir, düşüncesini açıklayabilir. Bunun için zeminler vardır. Bunun için bizim gösteri, toplantı, yürüyüş kanunumuz, olağanca özgür bir alan açmaktadır. O gün de öyle olmuştur. Altı gruptan dördü gelip bildirisini okuyup gitmiştir ama iki grup illa rektörlerle toplantı yapılan alana girmek istemiştir. Set oluşturulduğunda da bariyer polisin üzerine bazı şeylerle, bayrak sopalarıyla gidilmesi suretiyle öğrencilerle polis arasında böyle şeyler yaşanmıştır.''

Bu durumlarda en fazla rahatsızlığı polis ve kendi Bakanlığının duyduğunu dile getiren Atalay, ''Yani vatandaşla polisin böyle karşı karşıya gelip, istemediğimiz görüntüler oluşturması bizi rahatsız eder'' dedi.

Atalay, polisin görevinin güvenliği ve huzuru sağlamak olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Bunu da makul şartlarda hukukun içinde yapmaktır ama bazı durumlarda polis müdahil olmazsa, görevini yapmazsa, o zaman da hepimiz polisi suçlarız 'niye müdahale etmedi, görevini niye yapmadı' diye. Polisin kanunla çizilmiş görevi vardır. Türkiye'de, polisle vatandaşın bu şekilde karşı karşıya gelmesini arzu etmiyoruz.

Poliste bir değişim oldu, biliyorsunuz; polisin vatandaşa tutumunda son yıllarda çok olumlu gelişmeler oldu. Bugün de vatandaşımız güvenlik hizmetinden, asayişten, polisten çok memnun ama tekil bir olay bazen kurduğunuz, uzun süre çalışarak kurduğumuz imajı zedeleyebiliyor. Polis içinde de yanlış yapanlar olabilir. 220 bin kişiden oluşan büyük bir teşkilat. Bunların içinde yanlış yapanlar varsa biz değerlendiririz, gerekeni yaparız. Haksız yere, yanlış, kötü tutum içinde olan polisimizi de teşkilatın içinden ayıklarız. Teşkilatımızın imajı, bireylerden daima önde gelir. Bunu ifade edeyim. Yoksa birilerine cevap verme anlamında değil bu söylediklerim.''

-GARNİZON KOŞUSUNUN İPTALİ-

Bir gazetecinin ''Garnizon Koşusu iptal edildi, bu sizin talimatınız mı? Eğer sizin talimatınız değilse neticeler hakkında soruşturma açmayı düşünüyor musunuz? Bir de 'MHP terörden besleniyor' diye açıklamanız var. Buradan da istifa çağrısı geldi. Bunlar hakkında neler söyleyeceksiniz?'' sorusuna ilişkin olarak Atalay, illerde törenlerin, nerede ve nasıl yapılacağı, hangi güzergahların kullanılacağı ile bunların güvenliğinin valilerin denetimde olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanının her ilde, nerede, hangi yürüyüş, koşu yapılacağıyla ilgilenmediğini belirten Atalay, şunları söyledi:

''Bu olayla da bizim bir bilgimiz olmadı. Olay bu şekilde duyulduktan sonra benim bir bilgim oldu. Önceden bilgim olması da gerekmez. Ondan sonra ben de Ankara Valisinden sordum. Yaklaşık bir ay önce bunlar görüşmüşler; değerlendirilmiş ve karar verilmiş. İş günü olduğu için hangi güzergahların kullanılacağı, vatandaşın günlük hayatını aksatmayacak şekilde hangi etkinliklerin nerede yapılacağı, bütün kesimlerin katılımıyla orada kararlaştırılmış. Benim aldığım bilgi odur. Tamamen Ankara Valiliğini ilgilendiren bir konu. Kendileri hem dün hem bugün açıklama yaptılar. Böyle konular, gereksiz boyutlara nasıl çekilebilir, niye büyütülür ben de bazen hayret ediyorum.''

Atalay, ''MHP terörden besleniyor'' açıklamasıyla ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:

''Bu tür zor konularda, bütün ülkelerde iktidar ve muhalefet yardımlaşma içinde olur. Bu tür konuların, hele vatandaşların yoğun hassasiyeti olan konularda, terörle ilgili, terör irtibatlı konularla ilgili bazı partiler, bunları günlük siyasetin içinde kullanırsa sorunların çözümü zorlaşır. Türkiye'de muhalefetin maalesef sorumlu politika izlemediğini ifade ettim. Özellikle de MHP'nin bu konuda beslendiğini, bunu ilk söyleyen ben değilim, yıllardır bu söylenir. Yine aynı kanaatteyim. Bu sorunlar bittiğinde, terör bittiğinde, Kürt ve benzeri sorunları çözdüğümüzde, Türkiye bütünlüğüne, huzuruna kavuştuğunda ne BDP'nin ne de MHP'nin bu kadar gücü olacaktır; onlar güç kaybedecektir çünkü bundan beslenen partilerdir.''

-ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN DESTEK ÇAĞRISI-

Bunların Türkiye'de bu ilk kez söylenmediğini dile getiren Atalay, çok yerde bu değerlendirmelerin olduğunu bildirdi. Atalay, kronikleşmiş sorunların el birliğiyle çözülmesi çağrısında bulunarak, şöyle devam etti:

''Birliğimizi ve bütünlüğümüzü sağlayalım. Bunları niye yapıyoruz; Türkiye daha güçlü olsun, bütünlüğümüz daha iyi sağlansın. Vatandaşlarımız arasında zamanla ayrımlar olmuş, bunları önleyelim. Ülkemizin geleceği için buna da bütün partiler destek versin. Burada bunun için bu sözleri söyledik.

İstifa konusuna gelince, muhalefet sık sık istifa ister, bu yeni bir şey değil, olabilir. Buna verebileceğimiz bir cevap yok. Bu tür şeylere vatandaşlar karar verir. Biz istifa etmeyiz, muhalefet o tür şeyler isterler ama iktidarların kim olacağına, hangi parti olacağına ve kimlerden oluşacağına milletimiz karar verir. Yakında da seçim var, bunları zaten o zaman göreceğiz.''

Bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ''Açılımın koordinatörlüğünü yapanın, Yüce Divana gitmesi artık kaçınılmazdır, bu inşallah MHP'ye nasip olacaktır'' şeklindeki açıklamasını sorması üzerine Atalay, ''Az önce açıklamalar bunun tamamıyla ilgiliydi. Siyasetin içinde tehditlerle, hakaretlerle falan cevaplamalar uygun değildir. İnsanlar düşünce ifade ederler. Esas olan düşünceyi ifade etmek lazım. Biz de düşünceyi ifade ediyoruz. Herkes düşüncesini ifade edebilir. Biz, tehdit ve hakaretlerle siyaset yapmıyoruz'' diye konuştu.

Atalay, Başakşehir'deki cemevine yönelik saldırıyla ilgili yöneltilen bir soruya ise ''O konuda İstanbul Valiliği çalışıyor. Bu konularda Valilikten ayrıntılı açıklama istedim. Konuyla ilgili Devlek Bakanı Faruk Çelik ile birlikte çalışıyoruz. İstanbul Valiliği yoğun şekilde konunun üzerinde ve detaylı bilgiler aldık. Konunun ciddiyetle üzerindeyiz'' yanıtını verdi.