Merkez Bankası Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Vakfı'ndaki (MERVAK) ballı emekli maaşı skandalına bir yenisi daha eklendi. Davalı ve davacıların aynı taraftan olunca ballı emeklilik tablosu böyle çıkmış:
Emeklilerine milyonlarla ifade edilen miktarlarda ikramiye ve aylık 3 ila 30 bin lira arasında maaş bağlayan MERVAK'ın bu saltanata kaybedilen bir dava sayesinde konduğu ortaya çıktı.
Dönemin Merkez Bankası yönetimi, vakfa haksız yere aktarılan milyarlarca lira kaynağı geri almak için dava açmış. Ancak açılan davada, Merkez Bankası yöneticileri hem davalı hem de davacı taraf olunca ortaya beklenen sonuç çıkmış.
Davayı Merkez Bankası kaybetmiş, kazanansa MERVAK'ın Merkez Bankası yöneticileri ve personeli olmuş. İşte ülkenin kaynaklarının Türkiye'nin en zengin 5 bin emeklisine aktarılmasına yol açan süreç:
1 senden 2 benden
Merkez Bankası çalışanlarına ek emeklilik ve sosyal güvenlik yardımları sağlamak amacıyla 1987 kurulan MERVAK, Merkez Bankasıyla kurulan maddi bağ sayesinde kısa sürede büyük bir kaynağın sahibi haline gelmiş.
Personelin maaşından yüzde 10 oranında vakfa prim kesilirken, buna ilave olarak aynı maaşın yüzde 20'si oranında bir katkı da Merkez Bankasından aktarılmış.
Bununla da yetinilmemiş, geriye dönük bir uygulamayla, geçmiş 20 yıl için katkı payı tahsil edilmiş. Katkı payı uygulamasına son verildiği 1995 yılında ise "müktesap hak" adı altında dönemin parasıyla 1,5 trilyon lira daha Merkez'den alınıp vakfın kasasına aktarılmış.
Başbakanlık müfettiş- lerinin tespitine göre, "katkı payı" yoluyla Merkez'den MERVAK'a aktarılan kaynak tutarı bugünkü değerle 7,6 milyar liraya ulaşmış.
Paramı geri ver
Başbakanlık müfettişleri haksız ve hukuksuz olarak aktarıldığı tespitiyle bu paraların Merkez Bankası'na iadesinin gerektiği yönünde rapor hazırlamış.
Merkez Bankası yönetimi, bu rapor üzerine MERVAK'a paraların iadesi için başvurmuş. Vakıf bu paraların iadesini düşünürken Vakıflar Genel Müdürlüğü aktarılan paranın ancak bir dava sonucunda geri alınabileceği yönünde rapor hazırlamış.
Davalı davacı
Bu rapor üzerine Merkez Bankası yönetimi 1996 yılında MERVAK'a dava açmış. Ancak davayı açan, davalı duruma düşen; parayı ödeyen, parayı alan tüm taraflar Merkez Bankasının eski ve yeni personeli, aynı zamanda vakıf üyesi olunca ortaya ilginç bir hukuki durum çıkmış.
Merkez Bankası, bu dava için mesleğe yeni başlamış tecrübesiz avukatını görevlendirmiş. Üstelik dava, 1988 yılından geriye dönük aktarılan tüm paralar için değil, sadece 1993, 1994 ve 1995 yıllarının aylık katkı payları olan 1,5 trilyon liranın iadesi için açılmış.
Sonuçta Merkez Bankası davayı kaybetmiş. Ancak, paralar MERVAK'ta kaldığı için, aynı zamanda vakfın üyesi olan Merkez Bankası yöneticileri ve personeli büyük bir servete konmuş.
Milyoner emekli olmanın yolu
Üst düzey bir yönetici emekli olduğunda bugünün parasıyla 1 milyon liranın üzerinde emekli ikramiyesi alırken 30 bin liraya kadar varan tutarda da maaşa bağlanıyor.
İşte bir örnek: Çalışırken 18 bin lira maaş alan bir genel müdür emekli olduğunda 1 milyon 296 bin lira ikramiye alıyor. Paranın 432 bin lirası genel müdürken kendisinden kesilen primden, geri kalan 864 bin lira ise hiçbir hizmetin karşılığı olmaksızın, o genel müdür adına Merkez Bankası tarafından vakfa aktarılan katkı payından oluşuyor.
Krizi fırsata çevirdiler
Türkiye tarihinin en büyük krizlerinden birinin yaşandığı 1994 krizi ve sert kemer sıkma önlemlerinin uygulandığı 1995 yılları da ballı emeklilik sistemini sekteye uğratamadı.
Ülke ekonomisi krizle yerle bir olurken Merkez Bankasından MERVAK'a kaynak aktarılmaya devam edildi. Sadece 1995 yılında Merkezden vakfa aktarılan tutar 1,5 trilyon lira oldu.
O dönemin parasıyla 177 bin asgari ücretlinin bir aylık, 15 bin asgari ücretlinin de bir yıllık maaşına denk gelen bu kaynak, faizlerin yükselmesi nedeniyle MER-VAK için kazancın katlandığı dönem oldu.
Hazinenin nakit açığını kapatmak için yüzde 90 faizli, üç ay vadeli hazine bonosu çıkardığı bu dönemde MERVAK'a aktarılan paralar yüksek faizle katlanarak ballı maaşları besele-yen kaynağa dönüştü