Kayseri eski Jandarma Komutanı Emekli Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın, Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ katıldı.
Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, bir önceki duruşmanın yapıldığı ve aynı zamanda KCK davasının da görüldüğü özel salonda tadilat çalışmasının bulunduğunu bu nedenle duruşmanın o salonda yapılamadığını anlattı.
Mahkeme heyeti, duruşmanın sabahki bölümünde tanıklar Abdullah Aşam, Asker ve Rabia Pökön'ü dinledi.
Mustafa Aydın'ın öldürülmesi olayıyla ilgili ifadesine başvurulan tanık Abdullah Aşam, kendisinin gönüllü köy korucusu olduğunu, 1994 yılında katıldığı operasyonda bir gönüllü köy korucusunun kayadan düşerek öldüğünü öğrendiğini anlattı.
Söz konusu kişinin Mustafa Aydın olduğunu daha sonra öğrendiğini kaydeden Aşam, ''Onun korucu olup olmadığını bilmiyordum. Benim gibi gönüllü korucu olabilir. Ölümüyle ilgili bilgim yok. Sadece kayadan düşerek öldüğünü duydum. Taziyesine gittim'' dedi.
-İFADELERİNİ GERİ ÇEKMİŞLERDİ-
Duruşmaya tanık olarak çağrılan 63 yaşındaki Asker Pökön ve 54 yaşındaki eşi Rabia Pökön de 30 Ocak 1994 yılında Cizre'de İbrahim Danış'ın öldürülmesiyle ilgili bildiklerini anlattı.
Türkçe bilmediği için tercüman aracılığıyla ifade veren tanık Asker Pökön, söz konusu cinayet olayıyla ilgili bilgisinin bulunmadığını belirtti.
Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, tanık Pökön'e 2 Aralık 2009 tarihinde Cizre'de Cumhuriyet savcısına verdiği ifadeyi okuyarak, ''Bu ifade ve imza sana ait mi?'' diye sordu.
İmzanın kendisine ait olduğunu anlatan tanık Pökön, ''Ben savcıya oğlumun öldürülmesiyle ilgili bildiklerimi anlattım. İbrahim Danış adlı şahsın öldürülmesiyle ilgili bir şey bilmiyorum. Savcılığa kendim gittim. Elimde yazılı dilekçe yoktu'' dedi.
Müdahil avukatları tanık Asker Pökön'e ''Neden böyle tedirginsin. Korkuyor musun?'' diye sordu. Tanık Pökön de ''Benim kimseden korkum yok. Türkçe bilmediğim için söylenenleri anlamakta zorluk çekiyorum'' diye cevapladı.
Tanık Rabia Pökön ise Danış'ın öldürülmesiyle ilgili bilgi sahibi olmadığını Cizre Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadenin de kendisine ait olmadığını ileri sürdü.
Asker ve Rabia Pökön çifti, geçen yıl Cizre Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri dilekçede, Danış'ın öldürülmesiyle ilgili suçlayıcı ifadelerde bulunmuşlardı. Söz konusu ifadenin basında yer alması üzerine Cizre Cumhuriyet Başsavcılığına ikinci kez dilekçe veren çift, okuma yazma bilmediklerini ve kendilerine verilen dilekçelere imza attıklarını ileri sürmüşlerdi.
-''SAVCI HAKKINDA YASAL İŞLEM YAPILSIN''-
Duruşmada söz alan sanık Cemal Temizöz'ün avukatı Mustafa Olcayto Özhan, iki tanığın 16 yıl önce yaşanan bir olayı bütün ayrıntılarıyla hatırlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, ''Bize göre Cizre Cumhuriyet Savcısı, devam eden bir yargılamaya ilişkin tanık tedarik etmiştir. Kendisi hakkında yasal işlem yapılmasını talep ediyorum'' dedi.
Avukatların taleplerinin ardından Mahkeme Başkanı Yılmaz, duruşmaya öğleden sonra görülmek üzere ara verdi.
Duruşmayı Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile BDP Genel Başkan yardımcısı Gültan Kışanak ile BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'da izledi.
-İSTENEN CEZALAR-
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın ''adam öldürmek'', ''cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' ve ''adam öldürmeye azmettirmek'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün dokuz, Kamil Atağ'ın yedi, Tamer Atağ'ın iki, Adem Yakin'in yedi, Hıdır Altuğ'un üç, Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) altı, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Sanık Temizöz'ün 1993'te Cizre'de ''terörle mücadele ediliyor'' görüntüsü altında ''korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı'' ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.