Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, ''istinaf mahkemeleri'' olarak bilinen ''bölge adliye mahkemeleri''nin bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini belirterek, ''Yoksa sorunlarımız kar topu gibi günden güne çoğalıyor. Bu iş yükünün altından kalkamayız'' dedi.
TRT Haber'de katıldığı programda yargının sorunları ve bunlarla ilgili çözüm önerilerini dile getiren Gerçeker, yargının, temel hak ve özgürlüklerin daha ileriye gitmesi için zaman zaman hukuk çerçevesinde görüşlerini ifade ettiğini söyledi.
Siyasetle yargı kurumu arasında bir çatışma varmış gibi algılanmasının yanlışlığına işaret eden Gerçeker, yasama, yürütme ve yargının ayrı olması ilkesinin önemine vurgu yaptı. Gerçeker, ''Bir ülkede hukukun üstünlüğü ilkesi olmasını istiyorsak yargı bağımsız, bunun için de tarafsız olmalıdır. Yargının bağımsız olmadan tarafsız olması mümkün değildir'' şeklinde konuştu.
-YARGININ İŞ YÜKÜ-
Yargıda bazı dosyaların zaman aşımına uğramasıyla ilgili soru üzerine Gerçeker, zaman aşımı müessesesinin başka ülkelerde de bulunduğunu, bunun ceza hukukunun temel ilkelerinden birisi olduğunu söyledi.
Yeni Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) zaman aşımı sürelerinin uzatıldığını hatırlatan Gerçeker, üst yapıdaki sorunların çözümü için alt yapı sorunlarının çözümünün şart olduğunu belirtti.
Yargıtaydaki işi yükünün yoğun olduğunu ifade eden Gerçeker, ''Hiçbir ülkede Türkiye'deki kadar iş yoğunluğu yok, sistem ona göre kurulmuş'' diye konuştu.
Her ülkenin koşullarının farklı olduğunu, bir başka ülkedeki modelin Türkiye'de uygulanmasının mümkün olmayabileceğini dile getiren Gerçeker, kendilerine yöneltilen bazı eleştirilerle ilgili de, ''Ömrümüzün 30-40 yılını adalet hizmetine vermiş insanlarız, istesek de yanlış yapamayız'' dedi.
İstinaf mahkemelerinin kurulmasının önemini vurgulayan Gerçeker, ''İstinaf mahkemeleri olarak bilinen bölge adliye mahkemeleri kurulmuş olsaydı bu iş yükü sorunu büyük ölçüde azalacaktı, Yargıtayın iş yükü azalacaktı. Bugün hiç dosya gelmese mevcut dosyalar 5 yılda bile halledilemez'' ifadesini kullandı.
Zaman zaman gündeme gelen yıpranma tazminatı konusundaki bir soruya karşılık da Gerçeker, geçmişte yargıçlara yapılan bir zammın bugün sürekli gündeme getirilmesinin kendilerini rahatsız ettiğini, yargı bağımsızlığı gereği hakim ve savcıların ücret artışlarının ayrı bir yasayla düzenlenmesinin yerinde olacağını ifade etti.
Gerçeker, yargının iş yükünün azaltılmasına yönelik şu önerileri dile getirdi:
''Bir an evvel neşteri vurmak, çaresini bulmak gerekiyor. Bugün artık ok yaydan çıkmış durumda. İstinaf mahkemelerinin (bölge adliye mahkemeleri) bir an önce yürürlüğe girmesi gerekiyor, yoksa sorunlarımız kar topu gibi günden güne çoğalıyor. Bu iş yükünün altından kalkamayız, bunu da kamuoyu bilsin, arkadaşlarımız haksız suçlamalara maruz kalmasın. Zaman aşımı oluyor, dosyalar uzuyor, hak arama süreleri uzadıkça adalete güven azalıyor, vatandaş haklı. 'Bu şikayetleri niye yapıyorsunuz?' diye bunları mazeret olarak öne süremeyiz, ama bizim arkadaşlarımızın hiçbir kabahati yok. Hafta sonları bile çalışıyorlar, gece gündüz çalışıyorlar. Ama bu insan gücünün üzerinde bir şey olduğu için halletmek mümkün değil. Tek çare bölge adliye mahkemelerinin bir an evvel faaliyete geçmesi. 'Bıçak kemiğe dayandı' derler ya, bir an evvel zaman kaybetmeden neşteri vurmak gerekiyor.''
-''KİMSEYLE DARGIN DEĞİLİZ''-
Bir başka soru üzerine, kimseyle dargın olmadıklarını, gerektiğinde Adalet Bakanı ile oturup konuşabileceklerini kaydeden Gerçeker, hiçbir konuşmasında kişileri hedef almadığını, bulunduğu makamın onurunu ve saygınlığını korumak zorunda olduğunu, devlet işinde küslük dargınlık olmaması gerektiğini ifade etti. Gerçeker, ''Gerektiğinde görüşmek zorundayız, köprüleri atamayız'' dedi.
İnternete bir Yargıtay üyesinin konuşmasının düştüğü hatırlatılarak, ''Yargıtay siyasi taraf gibi algılanabiliyor'' denilmesi üzerine ise Gerçeker, ''Bu tür sözleri kim söylerse söylesin tasvip edilemez. Ama olayın hukuki yönü var, olayı bir hukuki dayanağa oturtmak gerekiyor. Her kurumda yanlış yapanlar olabilir. Bunlar soruşturuluyor, inceleniyor. Bunların sümen altı edildiğini sanmayın. Hepsini takip ediyoruz, suç unsuru olabilecek konularda soruşturma açıyoruz'' diye konuştu.
Yargının sorunlarının sadece yargı mensuplarının sorunu olmadığını, bunlara tüm toplumun sahip çıkması gerektiğini ifade eden Gerçeker, ön yargılarla hareket edilmemesi, bireysel hataların bir kurumu yıpratmaya yönelik kullanılmamasının önemine işaret etti.
İki Yargıtay üyesiyle ilgili rüşvet iddialarının hatırlatılması üzerine de Gerçeker, ''Bunlar bizi en çok üzecek olaylardan birisi. Bu makamlara gelenlerin bu tür olaylara karışması son derece üzüntü verici. Şu anda soruşturmamız devam ediyor'' dedi.
Askeri ve sivil hukuk tartışmasıyla ilgili de Gereçeker, ''Yargıda fazla başlı hukuk sistemi iyi, olumlu sonuç vermiyor'' dedi.
Kutuplaşma yaratılmaması, diyalog geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Gerçeker, hiçbir Avrupa ülkesinde Askeri Yargıtay bulunmadığını, bunun da tartışılması gerektiğini ifade etti.
Erzurum'daki özel yetkili savcıların görevden alınması ile ilgili soru üzerine ise Gerçeker, somut olaylarda görüş bildirmesinin doğru olmadığını söyledi.
Hakim ve savcıların askerlik süresiyle ilgili soruyu da yanıtlayan Gerçeker, Türkiye'nin hakim ve savcı sayısı açısından AB'de en gerideki ülke olduğunu belirterek, ülkede 15 bin olan hakim ve savcı kadrosu sayısının 30 bine çıkarılması gerektiğini belirtti.
''Bir haftada 50-60 dosya okuyan hakim var, yeni gelen üyelerimizi nereye oturtacağımızı şaşırıyoruz'' diyen Gerçeker, Adalet Akademisinin daha özerk bir yapıya kavuşturulması, gerçek bir akademi haline getirilmesi gerektiğini ifade etti.