İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 3. İçişleri Bakanları Toplantısı'nda konuştu. Atalay, terörizmin herkesin üzerinde uzlaşma sağladığı bir tanımının yapılması gerektiğini söyledi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Türkiye olarak biz terörizmle mücadelede küresel, bölgesel ve yerel mücadele stratejilerinin geliştirilerek bir an önce uygulanmaya konulmasını, terörizmin herkesin üzerinde uzlaşma sağladığı bir tanımının yapılarak, kavramsal karmaşaya ve çifte standartların yaşanmasına engel olunmasını temenni ediyoruz'' dedi.
Atalay, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 3. İçişleri Bakanları Toplantısı'nda, ''besmele'' ile başlayarak yaptığı konuşmasında, bölgenin huzur ve güvenliği ile arzu edilen ekonomik gelişmişliğe ve işbirliğine ulaşabilmek için, üye ülkeler arasında güvenlik iş birliğinin artırılmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Bugün bölgede örgütlü suçlarla mücadelede ve uyuşturucu madde kontrolü gibi konularda iş birliğine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Atalay, ''Bu bağlamda, bölgenin ekonomik kalkınma ve gelişmişliğine sağlam bir altyapı ve zemin hazırlayacak olan bölgesel güvenlik iş birliğini çok önemsiyoruz. Güvenlik ve istikrarın olmadığı yerde ekonomik gelişmişlikten, büyümeden ya da başka şeylerden bahsedilemez'' diye konuştu.
Bakan Atalay, EİT'in 2006 yılındaki zirve toplantısında, bölgenin güvenlik ve huzurunu tehdit eden terör, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ve kara para aklama gibi sınır aşan suçlarla ve suç örgütleriyle mücadeleyi içeren güvenlik boyutunu da kapsamına aldığını hatırlatarak, kendilerinin de bu kararı çok önemsediğini ve teşkilatın bugüne kadar almış olduğu en isabetli karar olarak gördüklerini kaydetti.
Sınır aşan suçlarla mücadele kapsamında kısa sürede alınan mesafenin bundan sonra bu alanda iş birliğinin daha da artacağının göstergesi olduğunu ifade eden Atalay, Mayıs ayında Ankara'da EİT üye ülkeleri uzmanları tarafından hazırlanan ''Sınır aşan örgütlü suçlarla mücadele'' konulu eylem planının, kendilerine yol gösterecek önemli bir kılavuz olmasını temenni etti.
EİT ülkelerinin zor bir coğrafyada yaşadığını belirten Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu zor coğrafyada aynı medeniyet ve kültür potasında erimiş dost ve kardeş ülkeler olarak, aynı sevinci aynı hüznü ve aynı kaderi paylaşıyoruz. Bizler gerek binlerce yıllık ortak geçmişimizle, gerekse de kültürel bağlarımızla aynı medeniyet ailesinin birbirinden değerli üyeleri ve birbirinden ayrılmaz parçalarıyız. Binlerce yıldır halklarımız ortak değerler etrafında barışın ve kardeşliğin dilini konuşarak buluştular.
Bugün ihtiyacımız olan ise bu kazanımların üzerine etkili ortak çalışma, yol ve yöntemleri geliştirmek suretiyle aramızdaki iş birliğini daha da artırmaktır.''
-''TERÖRÜN DİNİ, IRKI, RENGİ VE MEZHEBİ YOKTUR''-
Uluslararası iş biriliği ihtiyacının ortak sorunlara karşı duyulan ortak kaygılar sonucunda ortaya çıktığını ifade eden Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Üzülerek ifade ediyorum ki güvenlik alanındaki bölgemizde yaşanan sorunlar, ülkelerimizin istikrar ve gelişme doğrultusundaki devinimine sekte vurmaktadır. Bu sorunlar, tüm değerli katılımcılar tarafından gayet iyi ve kapsamlı bir şekilde bilinmektedir. Terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, yasa dışı göç, silah ve mühimmat kaçakçılığı ile kara paranın aklanması, bu suçlardan öne çıkan birkaçıdır. Bu suçların ortak özelliğinin, sınır aşan suçlar olması ve bu suçlarla mücadelede büyük güçlük yaşanmasıdır. Terörizmin dünya toplumlarını hedef alan en ciddi tehditlerden biri olduğu hepimizin malumlarıdır. Terör, bütün insanlığın ortak düşmanıdır. Terörün dini, ırkı, rengi ve mezhebi yoktur. Bugün terör sadece belli bir coğrafyayı ya da belli bir toplumu tehdit eden bir tehlike olmaktan çıkmış, tüm insanlığı ve bütün ülkeleri tehdit eder hale gelmiştir. Terör beklenmedik zamanlarda hiç beklenmedik yerleri vurabilmekte. Böylece halka korku salarak, toplumların ve insanların psikolojisini bozmaktadır. Terör ve şiddetin küreselleştiği günümüzde artık terör tek bir ülkenin kendi başına üstesinden gelebileceği bir sorun değildir. Bu nedenle terörle mücadele ağır bedeller ödemiş olan ülkemiz, terörizm belasının definde en önemli unsurun uluslararası iş birliği olduğunu her durumda dile getirmektedir.''
Bu inançla Türkiye'nin terörizmle mücadele konusunda çok taraflı platformlara öncülük ettiğini ifade eden Beşir Atalay, BM başta olmak üzere diğer ilgili forumlarda uygun her fırsat ve zeminde, terörizmle mücadele için en kararlı ve en etkili önlemlerin alınmasını savunduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Atalay, şunları kaydetti:
''Türkiye olarak biz terörizmle mücadelede küresel, bölgesel ve yerel mücadele stratejilerinin geliştirilerek, bir an önce uygulanmaya konulmasını, terörizmin herkesin üzerinde uzlaşma sağladığı bir tanımının yapılarak kavramsal karmaşaya ve çifte standartların yaşanmasına engel olunmasını temenni ediyoruz. Bu noktada, bizlerin tecrübesinin, sürecin herkes için olumlu ve faydalı bir şekilde sonuçlanmasına katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Terörle mücadelenin gerek güvenlik boyutunu kapsayan teröristle mücadele, gerekse terörün beslendiği kaynakları kurutmaya yönelik olan ve daha çok siyasi irade gerektiren terörizmle mücadele boyutu birbiri ile ilişkili ve birbirini tamamlayan alanlardır.''
Terörizmle mücadeleyi bir bütün olarak değerlendirdiklerini ve buna göre mücadele stratejileri geliştirmeye çalıştıklarını anlatan Atalay, şöyle konuştu:
''Terörle mücadeleyi tüm toplumsal kurumlarla beraber yürütürken, teröristle mücadeleyi de 'önleme faaliyetleri' ve 'operasyonel faaliyetler' olarak ikiye ayırarak, yine bir bütün içerisinde ele alıyoruz. Terörizmi, kritik sorun haline getiren şey, sadece terörün, kan, gözyaşı ve vahşete neden olması değildir. Terörizmin diğer suç türleri arasındaki ilişkisi, geçmiş dönemlerde gördüğümüz boyutundan çok daha karmaşık bir hal almıştır. Terör örgütleri, yasa dışı faaliyetlerine finansman sağlamak başta olmak üzere çeşitli nedenlerle sınır aşan suçlara başvurmakta ya da suçlara aracılık yapmaktadırlar. Bu suçlardan ilk akla gelenler, uyuşturucu, silah ve mühimmat kaçakçılığı ile insan ticareti ve göçmen kaçakçılığıdır. Bu suçlarla tüm imkanlarımızla mücadele etmek aynı zamanda bir insanlık görevidir.''
Bakan Atalay, sınır aşan suçlarla mücadelede EİT sekretaryası öncülüğünde atılan adımları ve bu amaçla gerçekleştirilen her düzeydeki toplantı ve ortak projelerin başarılı sonuçlarını görmekten duydukları memnuniyeti dile getirdi.
''EİT ÜLKESİ ÜLKELER OLARAK BİRBİRİMİZİN EGEMENLİK HAKLARINA AZAMİ ÖZEN GÖSTERİRKEN BİR YANDAN DA ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİNİ İŞLEVSEL HALE GETİRECEK HUKUKİ MEKANİZMALARI HAYATA GEÇİRMELİYİZ''
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Türkiye olarak, bölge ve dünya barışına yapılacak her türlü katkı ve desteğin geçmişte olduğu gibi gelecekte de yanında olacaklarını belirterek, ''Çünkü terörizm ve sınır aşan tüm örgütlü suçlara karşı başarılı ve kalıcı bir mücadele, ancak samimiyet ve güvene dayalı uluslararası iş birliğinden geçiyor'' dedi.
Conrad Otel'de düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 3. İçişleri Bakanları Toplantısı'nda konuşan Atalay, Avrasya kıtasının tam merkezinde yer alan Türkiye'nin, bu coğrafyanın tamamında barış, güvenlik ve istikrar sağlanmasına büyük önem atfettiğini ve çaba sarf ettiğini söyledi.
Bölgede çeşitli ihtilaflar ve değişim süreçlerinin aynı anda devam ettiğini ifade eden Atalay, donmuş krizlerin yanında uluslararası toplumun gündeminde geniş yer tutan, sıcak çatışmalar yaşandığını belirtti.
Türkiye'nin bu ortamda çok boyutlu, yapıcı ve barışçı bir politika izlediğini anlatan Atalay, şöyle konuştu:
''Bu amaçla, özellikle kendi bölgemizde siyasi diyaloğun herkes için güvenlik hakkının, ekonomik, karşılıklı bağımlık ve dayanışma ile kültürel uyum ve hoşgörünün kök salması için çaba sarf etmekteyiz. Kriz odaklı değil, çözüm odaklı yaklaşımlar ortaya koymaya ve bunları mümkün olan en etkili biçimde uygulamaya çalışmaktayız. Komşu ülkelerle sıfır sorun yaklaşımı içinde sıkı komşuluk ilişkilerini geliştiriyoruz. Bölgesel diyalog ve iş birliği mekanizmaları iş birliği projeleriyle Türkiye'nin etrafında bir güven ve istikrar koridoru oluşturmaya çalışıyoruz. Bölgemizde ileri bir ekonomik iş birliği ve kalkınmanın kurumsallaşmış bir siyasi diyaloğu gerekli kıldığını da düşünüyoruz. Kurucu ülkelerden biri olarak EİT'e ve bölgemizde oynadığı role, Türkiye olarak büyük önem atfetmekteyiz. Doğu ile Batı arasında çok önemli bir coğrafi konumda bulunan Teşkilat, 8 milyon kilometrekarelik bir alan ve 400 milyondan fazla nüfusa, gerek sahip olduğu doğal kaynaklar ve eğitimli insan gücü ve gerekse EİT çerçevesinde belirli bir seviyeye ulaşmış olan ekonomik ve ticari iş birliği bağlamında, güçlü bir potansiyele sahip olduğu bilinmektedir. EİT bölgesi, dünya ekonomisi ile bütünleşmek için de geniş ufuklara sahiptir.''
-''NÜKLEER TERÖRİZM SÖZLEŞMESİ İSE MECLİSTE''
Bölgesel ve küresel iş birliği faaliyetlerinde ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde iş birliğini bir adım öteye götürme gayreti içinde olunması gerektiğini söyleyen Atalay, şöyle devam etti:
''EİT ülkesi ülkeler olarak, birbirimizin egemenlik haklarına azami özen gösterirken bir yandan da uluslararası iş birliğini işlevsel hale getirecek hukuki mekanizmaları hayata geçirmeliyiz. Gerek ikili ve çok taraflı güvenlik iş birliği anlaşmaları gerekse de uluslararası kuruluşlar çatısı altında hazırlanan protokollerin kabul edilmesi yoluyla güvenlik alanında uluslararası iş birliğini hukuki çerçevesi çizilmekte ve uygulama mekanizmaları ortaya çıkmaktadır. Bu hukuki enstrümanlara ek olarak, geri kabul anlaşmalarının, yardımcı ve tamamlayıcı rolünün de altının çizilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, BM tarafından, ülkelerin onayına sunulan sınır aşan örgütlü suçlar, terörizm ve insan ticareti alanlarındaki konvansiyonlar ve ek protokollerine tüm EİT üyesi ülkelerce taraf olunmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz. BM'nin hazırladığı, terörizmle ilgili 13 enstrümanın 12'sine Türkiye taraftır. Son terörizm sözleşmesi olan Nükleer Terörizm Sözleşmesi ise Mecliste görüşülmektedir. Türkiye bu mücadelede, BM'nin rolüne atfettiği önemin bir göstergesi olarak Güvenlik Konseyi bünyesindeki Terörle Mücadele Komitesi başkanlığını yapmaktadır, ayrıca, BM Genel Kurulunun kabul ettiği kapsamlı terörizmle mücadele stratejisini de desteklemektedir. Türkiye olarak bizler, bu alanda katkı sağlayabileceğimiz her türlü ödev ve sorumluluğu üstlenmeye ve bu alanda edinmiş olduğumuz bilgi birikimi uluslararası tecrübe ve teknik kapasiteyi tüm EİT üyesi ülkelerle paylaşmaya hazır olduğumuz bildirmek isterim.''
Etkili ve ileri iş birliğinin temel yapı taşının, etkileşim ve iletişim olduğunu belirten Atalay, ''Etkili iletişim, yüz yüze yapılan ortak faaliyetler ile sağlanabilir. Bu nedenle güvenlik teşkilatlarımız arasında iyi bir iş birliğini sürekli kılmalıyız'' dedi.
Bu çerçevede, ortak mesleki eğitim faaliyetlerinin yapılması ve bu eğitimlere teknik ve uzman desteği sağlanmasını önemsediklerini ifade eden Atalay, şunları kaydetti:
''Bu kapsamda, Polis Akademimiz farklı ülkelerden gelen öğrencilere lisans ve lisans üstü eğitim imkanı sağlayarak, bölge ülkelerine, yetişmiş personel desteği sağlamaktadır. Yine uyuşturucu kaçakçılığı ile etkin mücadelede bilgi ve tecrübe paylaşımını sağlamak amacıyla, Türkiye, Uluslararası Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Mücadele Akademisini (TADOC) kurduk. Bu Akademi, kurulduğu günden itibaren uyuşturucu ve organize suçlarla mücadele konusunda 272 uluslararası eğitim programı gerçekleştirmiş ve bu eğitim programlarına, 75 farklı ülkeden toplam 3 bin 643 kanun uygulama görevlisi katılmıştır. TADOC tarafından EİT üyesi ülkelere yönelik düzenlenen eğitim faaliyetlerine 9 üye ülkeden 1343 kanun uygulayıcı personel katılım sağlamıştır. EİT çatısı altında bu eğitim faaliyetlerine sürekli ve kurumsal bir hale getirilmesi için bu toplantıda gerekli adımları atmak tüm üye ülkeler için faydalı olacaktır.''
EİT çatısı altında toplanarak, ortak aklı yeniden hareket geçirmek ve iş birliği ruhunu güçlendirmek amacıyla gerçekleştirdikleri bu birlikteliğin, EİT çerçevesindeki faaliyetlere ivme ve güç kazandıracağına inandığını vurgulayan Atalay, ''Türkiye olarak, bölge ve dünya barışına yapılacak her türlü katkı ve desteğin geçmişte olduğu gibi gelecekte de yanında olacağız. Çünkü, terörizm ve sınır aşan tüm örgütlü suçlara karşı başarılı ve kalıcı bir mücadele, ancak samimiyet ve güvene dayalı uluslararası iş birliğinden geçiyor'' dedi.
Bu arada, toplantının başında, İran İçişleri Bakanı Mustafa Najjar, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın toplantının başkanı seçildiğini ilan ederek, Atalay'ı tebrik etti.