TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, ''Torba Tasarı'' konusunda oluşturulan alt komisyonun CHP'li üyeleri, İzmir milletvekilleri Bülent Baratalı ve Harun Öztürk ile birlikte düzenlediği basın toplantısında konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, vergi ve sosyal güvenlik prim alacaklarının yeniden yapılandırılmasını öngören ''Torba Tasarı''ya başka komisyonların görev alanına giren düzenlemelerin konulmak istendiğini belirterek, bunun TBMM içtüzüğüne aykırı olduğunu kaydetti.
Özyürek, ''Torba Tasarı'' konusunda oluşturulan alt komisyonun CHP'li üyeleri, İzmir milletvekilleri Bülent Baratalı ve Harun Öztürk ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, alt komisyonun 3 haftadır tasarı üzerinde çalıştığını anımsattı. Özyürek, iktidar partisine mensup üyelerce verilen önergelerle ''Torba Tasarı''nın ''çuval'', ''harar'' haline geldiğini söyledi.
Yapılan çalışmalar sonucu Bakanlar Kurulundan gelen tasarının metninin görüşülmesinin tamamlandığını bildiren Özyürek, ancak dün gece son anda Ceza Kanunu ve Yargıtay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu konularında pek çok düzenlemenin önergelerle gündeme getirildiğini kaydetti.
Bu tür düzenlemeleri tasarıyla birleştirmenin mümkün olmadığını iddia eden Özyürek, ''Çünkü, bunlar Adalet ve Anayasa komisyonlarının görevi. Plan ve Bütçe Komisyonu ekonomik ve mali konularda karar vermesi gereken bir ihtisas komisyonu. O komisyonda görev yapmamızın temel nedeni ekonomik ve mali konulardaki uzmanlığımızdır'' dedi.
Bu tür önergeler verilmesinin TBMM İçtüzüğüne aykırı olduğunu belirten Özyürek, ''Bütün düzenlemeler Plan ve Bütçe Komisyonunundan geçecekse Adalet, Anayasa ve diğer komisyonlara ne ihtiyaç var? Torba Tasarı bu haliyle içtüzüğe kesinlikle aykırı'' diye konuştu.
Öğrenci affıyla ilgili de bir önergenin verildiğini bildiren Özyürek, 12 Eylül'den sonra atılan öğrencilere af getirildiğini, üniversite öğrencilerinin artan harçları ödemek kaydıyla okullarından atılmayacağını da anlattı.
Özyürek, ilke olarak buna taraftar olduklarını, ancak düzenlemenin tasarıda yer almasının gecikmesine neden olacağını dile getirdiklerini kaydetti.
-''DEMOKRATİK DİKTATÖRLÜK OLUR''-
Bülent Baratalı ise dün gece verilen önergelerle kamu görevlilerinin yeni bir zırha kavuşacağını belirtti. Bundan böyle verdikleri kararlar nedeniyle hakimler hakkında değil devlet aleyhine dava açılabileceğini ifade eden Baratalı, kasten yaptığı işlemler nedeniyle bile hakim ve savcılar hakkında değil devlet aleyhine dava açılabileceğini dile getirdi.
Söz konusu düzenlemenin karar düzeltme aşamasında olan davalar için de geçerli olduğunu belirten Baratalı, ''Yani, düzenleme Mehmet Haberal ve emekli binbaşı Levent Bektaş'ın açtıkları davalar için de geçerli olacak'' dedi.
Baratalı, Yargıtay'ın artık bu tür davalara bakamayacağını, davaların fiilin işlendiği iddia edilen ilin Asliye Ceza ve Asliye Hukuk mahkemelerinde görüleceğini ifade etti.
Baratalı, şöyle devam etti:
''Bunlar hukuk devletinde olmaması gereken işlemlerdir. Yasama yoluyla yargıya müdahale eden önergelerdir. Umuyorum ki bu önergeler kabul edilmez, geri çekilir. Aksi halde, bu önergelerle meydana gelen durumda belki parlamenter demokrasi olur ama bu şekilde kalır. Bunun da adı, İkinci Dünya Savaşından önce İtalya, Almanya ve İspanya'da uygulanan rejim olur. Demokratik diktatörlük veya seçime dayalı bir diktatörlük olabilir. Bunları şiddetle yadırgıyorum.''
-''TARİKAT ŞEYHİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI OLABİLİR''-
Soruları da yanıtlayan Özyürek, öğrenci affıyla, başvurmaları durumunda 800 bin kişinin üniversiteye dönmesinin söz konusu olduğunu kaydetti.
Tasarıya konulmasına ilkesel olarak karşı olmalarına rağmen tasarıda yer alması durumunda öğrenci affını destekleyeceklerini bildiren Özyürek, diğer düzenlemelere karşı çıkacaklarını söyledi. Özyürek, ''Elbette parti yönetimi karar verir ama Anayasa Mahkemesine gideriz'' dedi.
İktidarın tasarıyı ''seçim yatırımı'' olarak kullandığını, yeni kadroların da tasarıyla tahsis edildiğini bildiren Özyürek, verilen önergeyle bir gün bile devlet hizmeti olmayanların müsteşar ve genel müdür olması yönünde düzenleme de getirildiğini kaydetti. Özyürek, ''Sayın Baratalı, Personel Dairesi Başkanına, 'devlette herhangi bir hizmeti olmayan bir tarikat şeyhi de Diyanet İşleri Başkanı olabilir mi' diye sordu. Elbette, olabilir cevabını aldı. Bu düzenlemeden sonra bir tarikat şeyhi Diyanet İşleri Başkanı olabilir. Bir holding yöneticisi Gelir İdaresi Başkanı olup kendi holdingi ile ilgili vergi uygulaması yapabilir. Artık devlet memurlarının önü tıkanmıştır'' diye konuştu.
Özyürek, bir başka soru üzerine, milletvekillerinin özlük haklarıyla ilgili önerge verilmediğini bildirdi.