'Ölürüm de vermem Alevi komşularımı'   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 12-20-2010 (17:56)   Son Mesaj: 12-20-2010 (17:56)    Cevap: 0    Gösterim: 723  

    12-20-2010

    'Ölürüm de vermem Alevi komşularımı'

    'Ölürüm de vermem Alevi komşularımı'


    32 yıl önce yaşanan Maraş katliamının tanığı ve mağduru olan Birgül Sarıkaya, "Babamı vurdular. Bizi "Ölürüm de vermem Alevi komşularımı" diyen Hacer Teyze kurtardı" kırmızılı çarpılı günleri anlattı.

    Hekim Sarı'nın haberi

    Türkiye yakın tarihinin en kanlı sayfalarından biri olan Maraş katliamının 32. yıldönümüydü dün. 19 Aralık 1978 tarihinde ülkücülerin Alevi mahallelerine saldırmasıyla birlikte başlayan ve üç gün süren olaylarda resmî rakamlara göre 111 kişi yaşamını yitirdi. İşte o katliamda babası gözlerinin önünde öldürülen Birgül Sarıkaya ve kırmızı çarpı işareti konulan evinde annesinin "Siz gidin. Biz yaşlıyız. Bizi öldürsünler" diyerek zorla uzaklaştırdığı Neslihan Bayır, Taraf"a o korkunç anları anlattı. Sarıkaya, babasının öldürülmesinin, annesinin kör edilmesinin ardından sığındığı Sünni komşusu Hacer"in evi saran, "O kızılbaşları bize verin" diye bağıran eli satırlı, tüfekli kalabalığa "Başımı veririm de Alevi komşularımı size vermem" diyerek kendilerini nasıl kurtardığını anlattı.
    Matemi simgeleyen siyah giysileri içinde konuşurken zaman zaman ağlayan bir kadın Birgül Sarıkaya. 47 yaşındaki Sarıkaya, Maraş katliamının hem tanığı, hem mağduru hem şikâyetçisi. 1978"deki o korkunç katliamda babası gözlerinin önünde öldürülen Sarıkaya, Taraf"a o anları anlatırken kimi zaman sinirleniyor kimi zaman derin bir sessizliğe gömülüyor. İşte Sarıkaya"nın anlatımıyla Maraş katliamı:

    Babam bize kapandı, ateş ettiler

    "15 yaşındaydım o zaman. Babam Sivas"tan Maraş Merkeze İlkokul Müfettişi olarak tayin edilince biz de Maraş Yenimahalle"ye yerleştik. Mahallemizde biz Aleviler Sünnilerle birlikte yaşıyorduk. Bir sorun yoktu aramızda. Katliamdan bir iki hafta önce ise hava birden değişti. Önce babam bir arabanın kendisini takip ettiğini söyledi. Sonra 10 Aralık"ta yani katliamdan 9 gün önce 25 yaşlarında 2 kişi evimize geldi. Nüfus Müdürlüğünden sayım için geldiklerini söyleyip tüm kimlik bilgilerimizi aldılar. Çıkarken kapımıza boyayla kırmızı çarpı koydular. Bunu sorduğumuzda "Bu ev sayıldı, yeniden sayılmasın diye koyduk" dediler. Olayların başladığı gün cami hoparlöründen "Alevilerin ölümü vaciptir, bir Aleviyi öldürün 40 defa hacca gitmiş olursunuz, komünistler Moskova"ya" anonslarını duydum.

    Haberin devamını bugünkü Taraf Gazetesi'nden okuyabilirsiniz...




    'Ölürüm de vermem Alevi komşularımı' Yorumları