CHP Kurultayı'nda akılda kalan olay Önder Sav'ın kadın delegesi üzerinden operasyon yapmaya kalkması oldu. CHP Liderine yakın gazeteci Önder Sav'ın "yes-no" skandalını aratmayacak aldanmasını yazdı...
Barış Yarkadaş'ın köşe yazısı
CHP"nin 15. Olağanüstü Kurultayı"na ilişkin ilk gözlemlerimi "hayli gürültülü" bir ortamda sizlerle paylaşmaya çalışmıştım. Bu köşede yer alan o yazıyı kaleme aldıktan sonra, bilgisayarı kapatıp salondan çıkmaya hazırlanıyordum. Tam o sırada bir kaynağım, "Listede sorun olduğu söyleniyor. Kadın kotasına uyulmamış. Sezgin Tanrıkulu ve Gürsel Tekin"in PM"ye girmesi mümkün değil" dedi.
Bu bilgi üzerine, Avukat -; PM Üyesi Mahmut Tanal"la konuştum. Salonda bulunan Tanal, iddiayı kendisinin de duyduğunu, bu konuyla ilgili bir itiraz dilekçesi verildiğini söyledi. Yaklaşık 10 dakika sonra fotoğraf netleşti. Önder Sav"a yakınlığıyla tanınan Gençlik Kolları eski Başkanı Umut Tunç ile PM eski Üyesi Veli Gündüz Şahin"in İlçe Seçim Kurulu"na başvurduğu belirlendi. Sav"ın talimatıyla hareket eden 20 delege "kadın kotasına uyulmadığı"nı iddia ediyor, Tekin ve Tanrıkulu"nun listeden düşürülmesini istiyordu.
Bu gelişme üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Arena adlı salondaki misafir odasına geçti ve kurmaylarını topladı. Hukukçu kimlikleriyle tanınan İsa Gök, Mesut Değer ve Süheyl Batum konuya ilişkin kısa bir brifing verdi. Brifinge Avukat Mahmut Tanal ile Fethi Demiröz de katıldı. Tanal ve Demiröz, tüzüğün 23. maddesinin "çok açık" olduğunu belirterek, "Kotaya uyulmuştur. Bilim -; Kültür ve Yönetim Platformu, PM içinde ayrı bir organ değildir. Bir unsurdur. O yüzden, en az 20 olan cinsiyet kotasında sorun yoktur" bilgisini verdi. Tanal ve Demiröz, Sav ile arkadaşlarının iddia ettiği üzere, kadınların sayısının 19 değil, 21 olduğunu ve kotanın üstünde bir sayıya ulaşıldığını da anlattı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu bilgi üzerine, "Tamam arkadaşlar sorun yok. Ben ikna oldum. Dilekçeyi veren arkadaşlarımız da yargının kararı karşısında gerçeği anlayacaklardır. Yargı gereken kararı verecektir" yorumunu yaptı. Bunun üzerine tartışma sonlandı. Kılıçdaroğlu, salondan çıkarken, Gürsel Tekin"e "Yarınki gecekondu ziyareti için gerekli hazırlıkları yap" talimatını verdi.
Sav Cephesi ise sevinçliydi. Sezgin Tanrıkulu ve Gürsel Tekin"i yargı yoluyla diskalifiye edebilecekleri umuduna kapılmışlardı. Çünkü; Tekin ve Tanrıkulu listeden düşürülebilse, sıra Kemal Kılıçdaroğlu"na gelecekti. Zaten asıl hedef Kılıçdaroğlu"ydu. Bunu, İstanbul"daki üç ilçe başkanı kurultay dönüşü söylüyordu. Avrupa Yakası"ndaki bir ilçe başkanı şöyle diyordu: "Gürsel"in kafasını kopardık. Sıra agasında... O da seçim öncesi paket olacak."
"Ben kurultaya kimseyi yollayamam. Yollar kaygan, kaza -; maza olur, kimsenin sorumluluğunu alamam" diyen ve kurultay için otobüs kaldırtmayan ilçe başkanı da aynı düşünceleri paylaşıyor, "Sıra agasına da gelecek" sözüne katılıyordu. Anadolu Yakası"nın bir ilçe başkanı ise, sevincini salonda belli etmişti. "Gördünüz işte, Gürsel"i sonunda kopardık."
"Sevinç" sadece bununla mı sınırlıydı? Tabii ki hayır... Önder Sav"a yakın bir eski PM Üyesi, Sabah Gazetesi"nin bir yazarını arıyor, "Hani Önder Bey"in gücü yoktu. Şimdi girdi mi bir yerinize Önder Bey?" diyordu. CHP eski PM üyesinin telefonu karşısında neye uğradığını şaşıran kadın gazetecinin imdadına ise salonda bulunan CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz yetişiyordu. Yaşar Ağyüz, kadın gazeteciye bu sözleri söyleyen Sav"cı eski PM üyesine gereken cevabı veriyordu.
Şu tablodaki rezalete bakar mısınız?
CHP"nin neden iktidar olamadığının en açık kanıtı değil mi yukarıda anlattıklarım...
27 bin kişinin geldiği bir kurultayın coşkusunu yaşayamayan, içleri kıskançlık, nefret ve hasetle dolu bu kadro, hangi iklimde boy verdi, bu kadroların önünü kim açtı acaba?
Bir düşünün; CHP"yi yıllarca yönetmiş olan ve "hukukçu" olduğu iddia edilen Önder Sav, kendi döneminde hazırlanan tüzükten bi haber... Tüzüğün 23. maddesi çok açık olmasına rağmen, sırf kurultayı gölgelemek ve tartışma yaratmak adına, itiraz dilekçesi verdirtiyor. Ali Topuz"un da fikrine başvuran Sav, "Listede kadın sayısı az" diyor. Ellerindeki listeye bakarak, "Kadınların sayısı 19"da kalmış" sonucuna ulaşılıyor.
Oysa ki; "Emrah" ismini taşıyan ve Sav"ın yanılmasına yol açan yeni PM üyesi, "erkek" değil, "kadın." Cumhuriyet Gazetesi Yazarı sevgili ağabeyimiz Hikmet Çetinkaya'nın kızı Emrah Oder"i "erkek" sanan Sav ve arkadaşları, "Yaşasın yakaladık" diyerek, soluğu Çankaya İlçe Seçim Kurulu"nda alıyor. Bitmiyor, kadınların sayısını doğru tespit edemedikleri de anlaşılıyor. "Kadınların sayısı 19" demelerine rağmen, sayının 21 olduğu ortaya çıkıyor.
Allah aşkına, söyler misiniz? CHP"nin yıllardan bu yana neden iktidar olamadığı şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu?
Belli ki; Sav ve arkadaşları yenilgiye doymuyor. Berhan Şimşek tüm çabalarına rağmen, sadece 250 oy alabiliyor. "Bağımsız aday" Berhan Şimşek"in Gürsel Tekin"in isminin çizilerek PM"ye sokulması amaçlanıyor. Sav "Tekin"i çizin Berhan"ı yazın" demesine rağmen, Şimşek sadece 250 oy alabiliyor. Cuma günü saat 16.00"ya kadar "alternatif liste" çıkarmaya çalışan Baykal'ın yakın çalışma arkadaşı Yılmaz Ateş, 17.00 sularında "pes" ediyor. Açtıkları telefonlardan karşılık alamayan Ateş de umudunu Berhan Şimşek"e bağlıyor.
Oysa salonda bulunan partililer ve umudunu CHP'ye bağlamış olan kitleler, bunlarla hiç meşgul değil. CHP tabanı, AKP"den kurtulmanın yollarını arıyor. 27 bin kişi, PM seçimini, "genel seçimin provası" olarak görüyor. Kılıçdaroğlu"nun salona girişi, bu yüzden adeta bir izdiham haline dönüşüyor. Kılıçdaroğlu"nun CHP"nin oklarının sola döneceğini gösterdiği konuşması, coşkuyla dinleniyor. 12 Eylül"ün 12 Mart"ın ağır baskılarını yaşayan CHP tabanı, sola ilişkin her mesajda ayağa kalkıyor. Hasan Hüseyin Korkmazgil"in şiirini okuyan Kılıçdaroğlu, dakikalarca alkışlanıyor.
41 vaat vererek, "İktidar olacak ve bunları yapacağım" diyen Kılıçdaroğlu, CHP"lilerin yıllardır duymadığı sözleri yeniden dolaşıma sokuyor. Konuşmasında "iktidar"ı vurgulayan Kılıçdaroğlu, önce kendi tabanını, ardından geniş halk yığınlarını heyecanlandırıyor. "Eksen Kayması" tartışmasının lafazanlık olduğu, Kılıçdaroğlu'nun aldığı destekle bir kez daha görülüyor. Kurultaya 4 bin kişi ile gelen İzmir heyeti, "eksen kayması tartışması"na gereken cevabı veriyor.
Değişim ve Dönüşüm"ün iktidarı getireceğini bilen Kılıçdaroğlu, İzmir'in sesine kulak veriyor. İktidarı isteyen İzmirliler, salondaki en coşkulu kitle olarak göze çarpıyor. Kılıçdaroğlu ise bu coşkuyu iktidarla taçlandırmak için listesine "Toplumsal sorunları anlamaya ve çözmeye odaklanmış" isimleri alıyor. CHP "Hiçbir şey yapmıyor, sadece konuşuyorlar" anlayışını yıkarak "Türkiye"yi yönetecek projeler" üretmeye çalışırken, birileri bundan rahatsız oluyor. CHP"nin oylarının yükselmesini hazmedemeyenler, "Kurultaya nasıl gölge düşürürüz"ün hesabını yapıyor.
CHP"de yaşananlar aslında "eski" ile "yeni"nin çatışmasıdır. İktidar hedefinden kopan, iktidar olmayı istemeyenler, kendi başarısızlıklarını ortaya çıkaracak yeni bir ekibin ortaya çıkmasından rahatsızdır. En büyük korkuları da CHP"nin iktidar olmasıdır. Bu yüzden, kurultaya gölyge düşürmeye çalışıyor, bu olmayınca kurultayı iptal ettirmek için yargıya gitmeye hazırlanıyorlar.
Önümüzdeki dönemde, bu tür ayak oyunlarına daha çok şahit olacağız. Çünkü; birileri, tüm umudunu CHP"nin 12 Haziran 2011 seçimlerinde yaşayacağını düşündükleri "başarısızlığa" bağlamış durumda... Onlar; CHP"nin yüzde 20 oranında oy alacağını ve Kılıçdaroğlu"nun genel başkanlıktan düşeceğini umut ediyor. Tüm hesaplar bunun üzerine kurulmuş...
Kılıçdaroğlu ve ekibi ise CHP"nin yüzde 35 -; 36 oranında oy alacağını öngörüyor. "Eski" ve "Yeni" işte bu yüzden çatışıyor. Biri iktidarı, diğeri ise muhalefeti istiyor. "Eski"nin temsilcilerinin "Köylü bunlar" diyerek küçümsemeye çalıştıkları Kılıçdaroğlu ve Tekin, CHP'nin iktidar olması için çalışıyor.
CHP tabanı ise; eskilerin anlamsız çabalarını ve yaşananları, yani; "manzara-i umumiyeyi ibretle" izliyor.
NOT:
"KEL BAŞKAN" PROVOKASYONU: CHP Kurultayı öncesi, Gürsel Tekin hakkında asılsız iddiaları kurultay delgeleri ile partililere "sahte isim"le yollayan kişiler tespit edildi. Binlerce kişiye SMS yollayan bu şebekenin iki merkezden yönlendirildiği öğrenildi. "Kel Başkan" rumuzuyla CHP'lilere mesaj yollayan kişilerin kim olduğunu gördüğünüzde, "Yok artık, bunu da mı yapmışlar" diyeceksiniz.
Gerçek Gündem