Başbakan Erdoğan, Türkiye'de özgürlükler adına konuşanların, önce sırtlarındaki dolu çuvalları temizlemeleri gerektiğini belirterek '' O çuvalların içinde çok çirkin belgeler var" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de özgürlükler adına konuşanların, önce sırtlarındaki dolu çuvalları temizlemeleri gerektiğini belirterek '' O çuvalların içinde çok çirkin belgeler var. Şimdi konuşanlar, bundan dolayı kimleri yargıladılar, kimleri mahkum ettiler? Hangi kızlarımızı nasıl sokaklarda savurdular, bunları hep yaşadık, gördük''dedi.
Erdoğan, başörtüsü meselesi yüzünden kendi çocuklarının da okula sokulmadığını ve bir baba olarak bunun çilesini çektiğini söyledi.
Erdoğan, Muş Alpaslan üniversitesi Fen-Edebiyat fakültesini ziyaret ederek, öğrencilere hitap etti.
Eğitim alanında yaptıkları icraatı anlatan Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere 4 temel alt yapı üzerinde yükselteceklerini söylediklerini anlattı.
8 yıllık iktidarları döneminde ''Yeniden Büyük Türkiye'yi inşa etme adına çok önemli adımlar attıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Göreve geldiğimizde Muş;a bir üniversite sözümüz vardı. Onu başardık. Muş;un evladı o zor şartlar altında buradan Ankara;ya, İstanbul;a niye gitsin. Biz, eğitimde hizmeti buradaki yavrularımızın ayağına getirelim istedik'' dedi.
Muş;ta, kendi iktidarları döneminde yapılan derslik sayısının bin 250 civarında olduğunu bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şimdi her sınıfta lap top ve internet olacak. Kara tahtadan akıllı tahtaya geçiyoruz. İstanbul neye sahipse Muş, Varto, Malazgirt ona sahip olacak. Bunu başaracağız. Biz, öğrencilerimizin en ideal şartlarda okumasını arzu ediyoruz. 2002;de öğrenciye verilen para 45 TL idi. 2010 itibariyle 245 TL veriyoruz. Beslenme yardımıyla 450 TL;yi bulan yardım yapılıyor. Elimizi vicdanımıza koyalım. Sokaklara çıkıp bağıranlara bakalım. Diyor ki; 'harçlar kalksın;. Harçların kalkıp kalkmaması bunlar konuşulur. Şu anda güya harç alınıyor ama devlet bunu öğrenciye ödüyor. Dünyada harcın alınmadığı ülke yok. İngiltere;de harç 9 bin pounda çıkartılınca kıyamet koptu. ABD, batının diğer ülkeleri... Bir çok ülkede alınan rakamların bizle mukayesesi mümkün değil.
Çok daha ilginci, o da şu; az önce değerli hocamın ifade ettiği bir şey var, onu da çok açık söyleyeyim; Bakınız ben ülkemde şu gösterileri yapanların, özgürlük adına yaptığına inanmıyorum. Bu özgürlük değil. Bu sadece ideolojik tatmindir.
Ben ülkemdeki genel anlamda öğrencilerimizin zaten aynı yapıda olduğuna inanmıyorum. Çünkü biz özgürlük mücadelesinin içinden geldik. Bu mücadeleyi vere vere gelmiş birisiyim. Ama hiçbir zaman biz, ne Molotof kokteyli kullandık, ne taş kullandık, ne silah kullandık. Biz, bütün ideallerimizi fikirle tartışa tartışa geldik. Düşünceyle yaptık. Ben diyorum ki; biz ahlaki değerleri yüksek bir neslin, manevi değerleri yüksek bir nesli yetiştirerek muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkabiliriz. Aksi taktirde bunu yakalayamayız.
İşte buyurun dün akşam Konya;da da üniversitelerde hem açılış yaptık, hem öğrencilerle bir araya geldik. onlar tam aksine karanfillerle karşıladı. O da üniversite.''
-ÖĞRENCİ OLAYLARI-
İstanbul;da rektörlere bir araya geldiklerinde öğrencilerin protesto gösterisi yaptığını anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Üniversitelerin sorunlarını konuşuyoruz. 'Biz de oraya katılacağız; diyorlar. Davetsiz yere gidilmez. Bu milletin medeni değerleri içinde bu vardır. Ama herkese açık bir toplantıysa oraya girersin,. Kaldı ki bizim bu program akışımızın içinde rektörlerden sonra gençlerle de konuşmalarımız var. Aynı yerde gençlerle de bir araya geleceğiz'' dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ben şimdi elinde taşla sopayla dolaşan gençle nasıl oturur konuşurum. 'Fikirlerin tartışması bize hakikat güneşini getirecektir' anlayışıyla yetiştik...
Biz, 'ilim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir' anlayışından bugüne geldik. Kendini bilmeyenden bir şey olur mu? Önce kendimizi bileceğiz. Bunu anlayacağız, bunu öğreneceğiz. Ama kendimizi bilmez, kendimizi tanımazsak o zaman istediğiniz kadar profesör olun hiçbir şey fark etmez. Peyami Safa;nın bir tespiti var kusura bakmayın hocam beni affetsinler, kitap yüklü merkebe döneriz...''
-''İLİM BİZİM YİTİĞİMİZDİR''-
''Bu ülkede siyasetçinin ödettiği bedelin çok olduğunu'' ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Eğer siyasetçi bu yanlış olayların arkasında olursa o zaman biz doğruyu nasıl yakalarız'' dedi.
Bu ülkede, ''Bir mum yakamayanların, öğrenciye, özgürlüklere sahip çıktıklarını söylediklerini'' dile getiren Erdoğan, bunların siyaset adına, batı toplumlarının geldiği o seviyelerden bugüne kadar ne getirdiklerini sordu.
Şimdi ABD;nin en güçlü üniversitelerinden öğretim üyelerinin artık Türkiye;ye dönmeye başladığını anlatan Başbakan Erdoğan, ''ilim bizim yitiğimizdir. Nerede bulursak alacağız'' dedi.
İlimde de rekabeti başaracaklarını ifade eden Erdoğan, her yıl bin öğrenciyi yurtdışına gönderme hedefinden söz etti. Master ve doktora için her yıl yurtdışına öğrenci gönderildiğini, ancak TOEFL'da (ingilizce sınavı) belirlenen rakamın yakalanmadığını, bunun da aşılacağını söyledi.
-''İLİMİN ÖNÜNÜ AÇAN İKTİDARIZ''-
''Bizim iktidarımız bir defa ilmin önünde bir engel tanıyan bir iktidar değildir. Tam aksine onun önünü açan bir iktidardır'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama bu ülkede yıllarca özgürlükler adına konuşanlar, yavrularımızı okullara sokmadılar. Ben öyle bir babayım. Benim de yavrularımı okula sokulmadı. Bunun çilesini ben de çektim. Bu çileyi çeken bir insan olarak, şimdi aynı çileyi bu ülkenin evlatlarına biz çektirmek istemeyiz. İşte verilen mücadele bunun mücadelesi.
Özgürlükler adına konuşanlar, önce sırtlarındaki o dolu dolu çuvalları temizlesinler. O çuvalların içinde çok çirkin belgeler var. Şimdi konuşanlar, bundan dolayı kimleri yargıladılar. Kimleri mahkum ettiler. Hangi kızlarımızı nasıl sokaklarda savurdular, biz bunları biliriz. Biz bunları hep yaşadık, gördük. Sadece bu alan değil. Değişik alanlarda da aynı şeyi yaptılar. Halen yapıyorlar; siyasette aynı şeyi yapıyorlar. Bizim mücadelemizin haklılığı burada.
İşte son halkoylaması, bunu getirmiştir; bunu kazandırmıştır. Ama yeterli değil. İnşallah 12 Haziran'dan sonra yepyeni bir Anayasanın adımlarını atacağız. Şu anda biz çağrımızı yaptık ve hazırlıklarımızı yapıyoruz. 12 Haziran'dan sonra oturup konuşacağız. Burada 1. derecede unutmayın eğitim var; özgürlükler var, daha ileri demokrasi var. Bunu başarmak zorundayız. Ama bu tabii ki lafla olmuyor. Bu yürek istiyor yürek. Kadromuzda bu yürek var ve biz bunu er veya geç başaracağız. Ama öyle başaralım ki bu süreç diyoruz böyle inşallah tereyağından kıl çeker gibi olsun. Biz, gerilim istemiyoruz. Bugüne kadar sabrımızın arkasında yatan hep bu olmuştur; gerilim olmasın... Gerilim olmadan bunu yapalım.''
-''KIYAMET Mİ KOPTU?-
''Bakın şimdi Muş Üniversitesi;nde buyurun başı örtülüsü başı açığı burada ne var? Kıyamet mi koptu? Yok. Ama tüm akademisyenlerimiz, gösterdikleri anlayışla, bu yavrularımızın geleceğini aydınlattılar''diyen Erdoğan, şöyle konuştu.
''Ama yine aynı şekilde şu anda öyle üniversiteler var ki halen bakıyorsunuz direniyorlar. Ben de katılıyorum aslında suç işliyorlar. Ama suç işlediğinin kararını verecek olan merciler, onlar da milletin maşeri vicdanında suç işliyorlar. Çünkü bugüne kadar onlar da ne yazık ki hakkı teslim etmediler. Hep yanlış kararlar verdiler.
Batıda gidip istediğin gibi okuyacaksın. ABD;de, Avrupa;da, Japonya;da her yerde okuyacaksın. Ama kendi ülkende okuyamayacaksın. 'Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya' böyle bir durum var. Ve tabii haklı olarak zaman zaman bize serzenişler oldu. Orada gözyaşlarımı içime akıttığım zamanlar çok oldu. Yabancı ülkelerin başbakanlarıyla konuştuğum zaman, onlar, 'Siz, hem böyle bir ülkesiniz. Halkınızın yüzde 99;u Müslüman. Sizin ülkenizde öğrenciler başı örtülü olarak okula gidemiyor? Bu nasıl oluyor?' diye sordukları zaman, biz cevap veremez hale düştük. Ama sabırlıyız. Bu sabrın sonunda inşallah selamete ereceğiz diye düşünüyorum.''
-REKTÖRÜN KONUŞMASI-
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat inanç da konuşmasında, başörtüsü konusunda yasal düzenleme istedi ve ''şu anda kanuna bir yasak olmadığını, kanuni düzenlemenin keyfilikleri önleyeceğine inandığını'' söyledi.
Yasak uygulayanların, şu anda suç işlediğini bildiren Rektör Prof, Dr. İnanç, ''Malesef bir dönem keyfi ideolojik ve maalesef kanunsuz bir şekilde bu yasak uygulanmıştır. Şu anda da bazı yerlerde uygulanmaktadır'' dedi.
Öte yandan, toplantı öncesinde Alpaslan Üniversitesi'ni birinci sırada kazanan başörtülü öğrenci Rukiye Işık'ın daha önce düzenlenen törende yaptığı konuşma sinevizyon ekranına yansıtıldı.