Çoğunluğu Suriye ve Irak sınırında olan mayınlı arazilerin temizlenmesi için süre daralıyor.
Bu arazileri temizleyecek şirkete 49 yıllığına organik tarım yapma imkanı getiren yasa Anayasa Mahkemesi'nden dönünce, mayın temizleme işi belirsizliğe sürüklenmişti.
Ancak 2014 yılına kadar mayın temizliğini tamamlamak zorunda olan Türkiye, yeniden harekete geçti.
Alınan bilgiye göre, mayın temizliği için başta NAMSA olmak üzere uluslar arası şirketlerle görüşmeler yapılıyor.
Mayın temizliği için bir yandan NAMSA ile görüşmelerini sürdüren Hükümet, ayrıca bu işe talip firmaların görüşlerini de dinliyor. MKE'ye bir İngiliz heyeti geliyor, diğeri gidiyor.
NAMSA'nın yanı sıra temizliğe talip olan İngiliz, İsveç ve İsrail ortaklığındaki bir firma olduğu da ileri sürülüyor. Daha önce de, mayınlı araziler için İsrailli veya İsrail bağlantılı Avrupalı firmaların sürekli adı geçiyordu.
Öte yandan Türkiye'nin imza attığı Ottowa Sözleşmesine göre, sınırlarındaki 178 milyon 500 bin metrekarelik alanda bulunan 615 bin kara mayınını, 2014 yılına kadar temizlemesi gerekiyor.
Bu nedenle, Türkiye'nin 3 yılı kaldı ve süre daralıyor. Maliyetinin ise, 1 milyon Avro civarında olacağı tahmin ediliyor. Askeri kanat ise, mayınların NAMSA tarafından temizlenmesini işaret ediyor.
NATO'nun ikbal bakım ajansı olan NAMSA'nın başında ise Yunanlı Yahudi Emekli Orgeneral Antonio Çatzidaki bulunuyor.
NAMSA, bölgede incelemelerini sürdürüyor. NAMSA, bu incelemeler sonucunda, yeni ihaleye girip girmeyeceğine karar verecek.
Zengin: Sınırlarımızı Yahudiler yağmalayacaktı
Askeri Mühimmat Uzmanı Ahmet Zengin, şu anda Türkiye sınırlarındaki mayınların 2. Dünya savaşında ABD'nin elinde kalan Mark 4-5-6 mayınları olduğunu ve 1956 yılında Türkiye'ye satılarak, elden çıkarıldığını kaydetti.
2007 yılında çıkan kanunla, sınırlardaki mayınlı alanlarla bütünlük teşkil eden hazineye ait diğer taşınmazlarında, sınırları kiralayanların kullanımına verilmesinin gündeme geldiğini hatırlatan Zengin, "Allah'tan muhalefet, iyi muhalefet görevi yaptı.
Başta Saadet Partisi olmak üzere, bizler de dilimizin döndüğünce çok büyük tepkiler ortaya koyduk. Ve Anayasa mahkemesinden 49 yıllığına temizleme karşılığı yabancılara verilmesi ortadan kalktı" diye konuştu.
"Eğer başta Saadet Partisi olmak üzere bu mayınlar gündeme geldiğinde tepkiler ortaya konmasaydı, Karkamış antik bölgesi başta olmak üzere sınırlarımız, Yahudiler tarafından yağmalanacak ve misyoner faaliyetleri başlayacaktı" diyen Zengin, " Altın dâhil bir çok kıymetli maden, 49 yıllığına yabancılara peşkeş çekilecekti.
Ceylanpınar gibi kirlenmemiş su kaynakları maalesef yabancılara verilecekti" şeklinde konuştu. Füze kalkanındaki aynı oyunların, şimdide mayınlı alanlarda uygulanmak istendiğine dikkat çeken Zengin, "Ülkemizde güzide bir kurum olan MKE'ye yaptırılmayan bu hizmet, yine Yahudilere verilmek üzere görüşmeler yapılmaktadır" dedi.
Yerli kuruluşlarımız rahatça yapabilir
Mayınların temizlik işinin onları döşeyen TSK tarafından yapılmayıp NATO'ya bağlı NAMSA'nın işaret edilmesinin hayli düşündürücü olduğunu kaydeden Zengin, "Sınırların güvenliği bu şartlarda bile zor sağlanmaktadır.
Bunun için Heronlara, İsrail ve ABD menşeli cihazlara güvenmek yerine, sınırlarımızı kendi öz milli savunma sanayimizle yapılmalıdır" dedi.
Başında birçok emekli generalin bulunduğu MKE, Aselsan, Havelsan, TAİ gibi kuruluşlar ile yerli girişimci sanayicilerin mayın temizliğini çok rahatlıkla yapabileceklerinin altını çizen Zengin, "Yine ordumuzda askerliğini istihkam olarak yapmış ve bu mayınları döşemiş birçok yetişmiş uzman mevcuttur" diye konuştu.
Zengin, GDO'larla kirlenmemiş bu verimli arazilerin, orada yaşayan kolunu, bacağını kaybetmiş fakir ve yoksul çiftçilere verilmesi gerektiğini vurgulayan Zengin, " Bölgede yaşayan halkımıza, bir katma değer yaratacakken çeşitli oyunlarla Yahudilere olanak tanınmamalıdır" diye uyardı.
