İstanbul, dünyanın en gelişmiş 150 şehrinin değerlendirildiği Metropoliten Kentler Araştırmasında, gelir ve istihdam bakımından en hızlı büyüyen kent oldu. Araştırmada Londra 123'üncü, Atina ise 141'inci sırada...
Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Brookings Metropolitan Policy Program ile London School of Economics and Political Science'ın ortak hazırladığı, Deutsche Bank Alfred Herrhausen Society tarafından desteklenen Metropoliten Kentler Araştırması'nda İstanbul, 1993-;2010 yılları arasında ulaştığı yüzde 5,5'lik gelir ve yüzde 7,3'lük istihdam artışı ile 150 kent arasında birinci sırada yer aldı.
Lima'nın 3. Singapur'un ise 4. sırada yer aldığı araştırmada, Avrupa'nın önemli başkentlerinden Londra 123. Atina ise 141. sırada bulunuyor.
Metropoliten Kentler Araştırması, kişi başına düşen gayri safi katma değeri 1.000 dolar olan Haydarabat ve Kalküta'dan 70 bin dolar olan San Jose ve Zürih'e yayılan geniş bir yelpazede, 52 ülkenin en gelişmiş ekonomiye sahip 150 kentinin ekonomik büyüme trendleri incelenerek hazırlandı.
Araştırma, 1993-2010 yılları arasında yaşanan global ekonomik krizlerin bu kentlerin ekonomik gelişmeleri üzerindeki etkilerini ele alarak, dünyanın gayri safi milli hasılasının yüzde 46'sını elinde bulunduran metropoliten kentlerin gelecek yıllarda sergileyeceği ekonomi ve istihdam alanındaki büyümelerine ışık tutmayı hedefliyor.
-İLK 30 KENTİN 29'U ABD VE AVRUPA DIŞINDAN-
Metropoliten Kentler Araştırması'na göre, 2009-2010 yılları arasında en hızlı büyüyen ilk 30 kentin 29'u ABD ve Avrupa ülkeleri dışında yer alıyor. Ekonomik krizin etkilerini üzerinden atamayan ilk 30 kentin 28'i ise ABD ve Avrupa kentleri arasında bulunuyor.
Araştırmanın yazarlarından London School of Econonmics and Political Science bünyesinde bulunan Kent Çalışmaları Bölüm Başkanı Philipp Rode, kentleşmenin, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik yapılanmanın en önemli göstergelerinin başında geldiğini belirtti.
Rode, araştırmanın, kentlerin ekonomik başarısı ile bulundukları ülkelerin ekonomik gelişimi arasında doğru bir orantı olduğunu ortaya koyduğuna dikkati çekerek, Asya ve Latin Amerika ülke metropoliten kentlerinin, Avrupa ve ABD kentlerine oranla daha hızlı gelişiminin yeni bir dünya düzenine işaret ettiğini kaydetti.