Yoksa şu kadar büyük ekonomi, bu kadar gelişen ülke derken acaba en büyük değerimiz olan gençliği biraz ihmal mi ettik ve etmeye de devam mı ediyoruz?
Dün Çırağan'da Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği AMPD'nin düzenlediği 13'üncü Perakende Zirvesi vardı... Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker'in, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin konuşmalarını dinleyip de Türkiye'nin geleceği konusunda gurur ve umut duymamak, olağanüstü yüksek moralle oradan ayrılmamak, mümkün değildi...
Benimse aklımda hep o itilip kakılan gençler vardı... Bizim oğlan da üniversite öğrencisi ya; belki de ondandır... Madem Türkiye bu kadar 'büyük' ülke, üniversite gençliği konusunda hangi 'büyük' stratejilere sahip, diye düşünmekten kendimi alamadım, doğrusu...
Olayları 'enine kesit yöntemiyle' okumaya çalışmak, insanı sık sık yanıltabilir...
***
Kontrolden çıkarsa, sadece şiddetle durdurulmaya çalışılırsa, baş ağrıtma olasılığı çok yüksek olan üniversite gençliği protestosuna enine kesit yöntemiyle 'bakıp', 'Üç beş kendini bilmezin işi; basarsın sopayı, biber gazını, bak nasıl giriyorlar inlerine!' diye 'okuduğunu' sanmak, inşallah bir 'tarihi yanılgı' olarak anılarımızda kalmaz...
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
(Ali Saydam - Akşam)