AMPD Zirvesi'ne katılan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nazif Zorlu Zincirlikuyu'da inşaatla ilgili bilgi verirken Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner ise internetin günlük hayattaki rolüne dikkat çekti.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, İstanbul'da yaptıkları alışveriş merkezinin 1012 yılında açılacağını belirterek, ''Kültür merkezi, oteli rezidansı ile 5'i bir yerde bir proje. Biz AVM içinde yapacağımız Kültür Merkezi'ne Broadway oyunlarını getireceğiz'' dedi.
Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği'nce (AMPD) bu yıl 13'üncüsü düzenlenen ''AMPD Perakende Zirvesi''nin öğleden sonra Jones Lang La Salle Türkiye Başkanı Avi Alkaş moderatörlüğünde düzenlenen panelde ''Bugünden yarına AVM'lerde marka, mağazalarda perakende dinamikleri'' konusu ele alındı.
Panelde konuşan Zorlu, yurt dışında alışveriş yaparken hayalinin gerçek olduğunu belirterek, İstanbul'da yaptıkları alışveriş merkezi hakkında bilgi verdi. Alışveriş merkezini yapacakları araziyi satın aldıkları gün çevreye duyarlı, beton yığını haline getirmeyen bir alışveriş merkezi yapacaklarını söylediklerini hatırlatan Zorlu, ''85 bin metrekareyi bulan yeşil alan ve atık suları tamamen temizleyip bahçeyi sulayacağımız, çevreye duyarlı bir kompleks yapıyoruz'' dedi.
Projeyi ''5'i bir yerde'' olarak adlandırdığını belirten Zorlu, ''2012 içinde AVM'mizi açacağız. Kültür merkezi, oteli, rezidansı ile 5'i bir yerde bir proje. Bizim sürekli olarak yenilikler yapmamız ve yaşam merkezlerini oluşturmamız gerekir. Sadece iç dinamizmimiz ile kalmamız gerekir. Çevre ülkelerde de turizm ve alışverişi birleştirmemiz gerekir. 2020'de Türkiye bilhassa İstanbul alışveriş ve eğlence yeri olacaktır.''
Zorlu, fırsatları iyi değerlendirmeleri gerektiğini, ileride e-ticaretin yüzde 20'lere çıkacağının söylendiğini ve kendi görüşünün de bu yönde olduğunu söyledi.
Türkiye'de çok güzel hizmetler olduğunu ve bir alışveriş merkezi olarak bir marka yaratmaları gerektiğine işaret eden Zorlu, şunları söyledi:
''Eğer biz kendi içimizde tamamen alışveriş merkezlerini çoğaltıp içimizde kalacaksak, yine o zaman da birbirimizi yemeğe başlıyoruz. Her sektörde olduğu gibi biz buna çok dikkat etmemiz lazım. Bana soruyorlar, 'Ahmet Bey şu markayı getiriyor musun?' diye. Bizim servis olarak bu hizmeti devam ettirmemiz, insanımızı eğitmemiz lazım. Devletin de içinde olması lazım. Biz yine alışveriş merkezi içinde kültür merkezi yapıyoruz. Devletin yapmadığını Zorlu Holding olarak sosyal sorumluluğumuz olarak oraya Broadway oyunlarını getireceğiz. Daha güzel yerler yaparsak yurt dışında da mutlaka reklamlarımızı yapmamız lazım. İşte Turizmde son senelerde yaptığımız reklam Türkiye'yi bir yerlere getirdi. Biz kendi içimize kapanık olmamamız lazım.''
Zorlu, hayallerinin büyük bir kısmını gerçekleştirdiğini de belirterek, insanların alışveriş için birbirini ezmediği, rahatça alışverişini yapabildiği rahat ve huzurlu bir ülke hayal ettiğini söyledi.
-CEM BOYNER-
Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner de Nişantaşı'nın Beymen mağazasının açılması ile değil, Groseri'nin açılması ile Nişantaşı olduğunu belirterek, ''İstinye Park da Masa kendisini gösterene kadar İstinye Park değildi. Yeni bütün AVM'ler artık büyük bakmaya başladı. Sinemalar, cafeler, barlar, restoranlar gıda katında değil de bizim içimizde olsun istiyoruz. Bizim işbirliği yapmak zorunda olduğumuz sektörler de gelişti. Yeni yapacağımız yerlere turist oranını yüzde 40-50'ye çıkarmak istiyoruz. Shopping Fest ile haritadaki yerimizi alacağız. Burada da bütün sektörler bunun ekmeğini yiyecektir'' dedi.
Boyner, teknolojik gelişmeler ve internetle ilgili bir soruya, ''Tuvaletimizi rüzgara karşı yapacak halimiz yok'' yanıtını vererek, şunları söyledi:
''İlk çıktığı zaman tüyleri diken diken etti. Şimdi müthiş, çığ gibi geliyor. Biz de bütün sistemlerimizi, bu çığdan nasıl yararlanabiliriz, müşterin talebi varsa nasıl karşılarız daha iyi diye uğraşıyoruz. Şu anda bizim uğraştığımız bir internet satış var. Onu yaptığımızda acaba taşıma ücretini nasıl aşağı indirebiliriz, nasıl iadeleri sırtlarız... Burada ortaya çıkan başkalarından daha çok hizmeti nasıl verebilirim, onun peşinden koşmak zorundayız. Takip etmek zorundayız.
Eskiden müşteri şikayet mektubunu faksla veya e-mail ile gönderiyordu. Şimdi restoranda bir sallıyor, silebilirsen sil. Yarım saat içinde 10 bin kişi okuyor. İyi kötü her şey öyle bir uçuşuyor ki senin itibarın, servisin büyük mercek altında. Bambaşka bir dünya var. Bütün müşteriler bir Wikileaks kahramanı gibi. Herkes için böyle. Herkes birdenbire yukarıdan bir tanrı rolü oynayarak bütün hayatınızı değiştirebilir. Çok dikkatli olmalıyız ve kendimizi, bu internet işi hayatımızın küçük bir parçası gibi görünüyor ama hayatımızın çok büyük bir parçası buna iyi hazırlanmamız gerekiyor.''
Boyner, bütün naylon ambalajlardan kurtulmak gibi bir hayali olduğunu ve bir yıldan beri de bunun üzerinde çalıştıklarını belirterek, ''Ümit ediyorum yakın gelecekte bütün naylon torbaları kaldıracağız'' dedi.
''İşinizde neyin hayalini kuruyorsunuz'' yönündeki bir soru üzerine de Boyner, çok çalışan başarılı kişiler olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
''Sadece kendi hatalarımızın ve rakiplerimizin akıllı işlerinin hesabını ödeyebilecek bir ortamda iş yapmalarını isterim tüm arkadaşlarımın. Ahmet Bey'i serbest bıraksalardı şu anda bu toplantıyı onun salonunda yapıyor olurduk. O girdi, bu girdi araya, 3 yıl kaybedildi. Burnundan geldi. Herkes kendi yaptığı hatasının cezasını çeksin, başka bir faktör işlemesin, böyle bir ortamda işimizi yapmayı çok isterdim, çok keyifli olurdu. Bugünkü gibi dur-kalk, dur-kalklar olmazdı. Bugünkü gibi genç arkadaşlarımızda heyecan var. Şuna inanıyorlar; iyi bir şey yaparsak iyi bir şey olur. Hep öyleydi de ben 400 yaşındayım aşağı yukarı. Benim yaşamının içine 3 darbe gördüm, bakanlar, başbakanlar asıldığını gördüm. 20'ye yakın devalüasyon, 6'ya yakın ekonomik kriz gördüm. Yani bir insanın hayatında görmemesi gerektiği kadar çok şey gördüm. Bundan sonra da ne göreceğimi bilmiyorum. Bunların olmadığı, rahat bir ortamda herkesin dolu dizgin koşabileceği rahat bir ortam hayal ederdim.''
-YILDA 40 MİLYON SİNEMA BİLETİ KESİLECEK-
İstanbul Doors Restourant Group Yönetim Kurulu Üyesi Rıza Büyükuğur ise birkaç yıl öncesine kadar yabancı müşteri oranı yüzde 5-10'u geçmezken, bu oranın artmaya başladığını belirterek, ''Şimdi Londra ve Moskova'da 2-3 yer tutarak yurt dışı atılımlarımıza da başladık. Shopping Fest ile neler başardığımız da görülecek. İşimizde yurt dışı markası olma hayali var. Bunu da gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Bunun için de bürokratik destek bekliyoruz'' dedi.
Mars Entertainment Group Kurucusu ve Üst Yöneticisi Muzaffer Yıldırım da Türkiye'nin AVM'ler içinde gelişmiş sinema projeleri yapmaya başladığını ve bu büyümenin devam edeceğini belirterek, şu bilgileri verdi:
''Bizim 58 lokasyonda 450 salonumuz var. Sinema çalışıyorsa Shopping Mall da çalışıyor. Sinemalar kimseye rakip değil. Birbirini besliyor. Türkiye sinema tarafında yolun başında. Bu yıl 40 milyon bilet keseceğiz. Fransa'da bu oran 100 milyon. 2012 için ekonomide mükemmel bir yıl bekleniyor. Sinema da AVM yatırımcıları ile büyüyor.''
Yıldırım, sinemalarda aynen uçaklarda olduğu gibi binlerce kişinin e-bilet işini halletmeye çalıştıklarını, konunun Maliye Bakanlığı'nın elinde olduğunu söyledi.
Sinemalarda aynı anda çok sayıda arama nedeniyle rezervasyon uygulamasını kaldırmak istediklerini belirten Yıldırım, internetten sinema bileti satışı oranının yüzde 5-6'ya ulaştığını, bunun 2015'de yüzde 12-14 olacağının hesaplandığını bildirdi.
