Babacan: Küresel kriz gündemden düşmedi   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 12-08-2010 (19:19)   Son Mesaj: 12-08-2010 (19:19)    Cevap: 0    Gösterim: 556  

    12-08-2010

    Babacan: Küresel kriz gündemden düşmedi

    Babacan: Küresel kriz gündemden düşmedi


    Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel ekonomik krizin henüz gündemden düşmediğini vurgulayarak, Yunanistan kriziyle birlikte yeni bir safhaya girildiğini söyledi.

    Babacan, ''Çünkü o devletin attığı imzaların değeri artık eskisi kadar yüksek değil. Devletlerin imzası sorgulanmaya başladığında ne olacak, onun altına kim imza atacak sorusunun cevabı bugün henüz yok'' dedi.
    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından 5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası düzenlendi. Şurada, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz yer aldı.

    Babacan, açılışta yaptığı konuşmada dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Dünya ekonomisinin zor zamanlardan geçtiğini ifade eden Babacan, gelişmiş ekonomilerde kamu açıklarının, kamu borç stoklarının tarihi yüksek seviyelere ulaştığını kaydetti. Babacan, ''Bu kadar yüksek kamu borcu ancak dünya savaşlarının çıktığı dönemlerde görüldü. Böyle bir ortamda artık krizin yeni safhaya girdiğini, henüz gündemimizden düşmediğini ben vurgulamak istiyorum'' dedi.

    Krizin ilk safhasında bankalarla ilgili sorunların yaşandığını, devletlerin bankaların toparlanması için destek sağladığını, bir bakıma devlet desteğiyle finans kuruluşlarının tutunmaya, ayağa kalkmaya çalıştığını anlatan Babacan, şöyle konuştu:

    ''Bir bakıma bankaların imzasının altına bir de devlet kendi imzasını atmış oldu. Şimdiye kadar bu iş yürüdü fakat bu yıl Mart'tan itibaren Yunanistan kriziyle beraber artık krizin yeni bir safhasındayız, çünkü o devletin attığı imzaların değeri artık eskisi kadar yüksek değil.

    O imzaların da artık sorgulanmaya başladığı bir döneme girmiş durumdayız. Devletlerin imzası sorgulanmaya başladığında ne olacak, onun altına kim imza atacak sorusunun cevabı bugün henüz yok.

    AB'de destek mekanizması kuruldu ancak bu destek mekanizması sınırlı sayıda ülkeye ancak yetecek bir destek mekanizması. Belki şu ana kadar 3. ülke için belki kaynak var ama asıl 4., 5. olabilecek büyük Avrupa ekonomileri ile ilgili sorun çıktığında onun sorunlarının nasıl çözülebileceği ile ilgili mekanizma,karar yok.''

    Babacan, bu noktada kararları alacak siyasi iradenin bulunup-bulunmadığından da emin olmadıklarını belirterek, pek çok gelişmiş ülkede ciddi yönetim zaafiyetleri bulunduğunu, koalisyon hükümetleri, azınlık hükümetlerinin iş başında olduğunu ve böyle yapılarla büyük kararlar almanın, tedbirleri hayata geçirmenin zor olduğunu anlattı.

    ''KRİZİN MALİYETİ 2. DÜNYA SAVAŞINDAN ÇOK BÜYÜK''

    Babacan, bankacılıkla ilgili sorunların henüz çözülmediğini, bilançoların normale dönmesinin yıllar alabileceğini, hasarın gerçekten çok büyük olduğunu belirterek, ''Hep dünya savaşlarıyla mukayese ediyoruz, Bu krizin dünyaya maliyeti 2. dünya savaşından çok daha büyük.

    Modern ekonomi tarihinin en büyük krizi bu ve etkileri henüz geçmiş değil. Üstelik önümüzdeki dönemde tekrar bir sıkıntılı döneme girme riski her zaman için var'' dedi.

    Babacan, bu noktada ülkelerin, merkez bankalarının korkmadan atılması gereken adımları atmaları halinde bir şey olmayacağını, tedbirlerde gecikilirse ''göz göre göre dünyanın ciddi sıkıntılara tekrar girebileceğini'' söyledi.

    Hükümet olarak dünyadaki gelişmeleri yakından izlediklerini ifade eden Babacan, bir yandan bakışlarını G20 kararlarına yansıttıklarını, bir yandan da dünyada olabilecek her türlü gelişmeye karşı tedbirleri aldıklarını kaydetti.

    Pek çok gelişmiş ülkede işsizliğin çok yüksek rakamlara ulaştığını, yüksek işsizliğin büyümede de baskı oluşturduğunu ifade eden Babacan, işsizliğin sosyal boyutları da bulunduğunu, bunların ülkeleri kısa vadeli çözümlere yönelttiğini anlattı.

    G20'de alınan kararlara da değinen Babacan, her türlü korumacılığa karşı birlikte karşı koyulması ve döviz kuru konusunu ülkelerin piyasaya bırakması gibi konularda çağrılar yapıldığını, bankacılık alanında önemli kararlar alındığını dile getirdi.

    Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, sanayi üretim endeksinin Ekim ayında yüzde 9,8 arttığını belirterek, ''Bu bizim bu senenin toplam büyüme oranlarıyla ilgili tahminlerimizin artık bundan sonra biraz daha yukarı doğru revize etmesini gerektirecek kadar önemli bir fark'' dedi.

    Babacan, 5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında yaptığı konuşmada, bugün açıklanan sanayi üretim endeksi rakamına değindi.

    Bunun beklentinin çok çok üzerinde olduğunu ifade eden Babacan, şunları söyledi:

    ''Önceki aya göre de mevsimsel düzeltilmiş rakam yüzde 3,1, geçen senenin ekim ayına göre yüzde 9,8 artış. Geçen senenin Ekim ayında zaten toparlanmanın başladığını dikkate alacak olursak, bu toparlanmanın üzerine bu sene yüzde 9,8 artış görüyoruz ekim ayında.

    Bu tabii bizim bu senenin toplam büyüme oranlarıyla ilgili tahminlerimizin artık bundan sonra biraz daha yukarı doğru revize etmesini gerektirecek kadar önemli bir fark.

    Yani yüzde 6'lar mertebesinde beklenirken Ekim ayında yüzde 10'a yakın bir rakam çıkması, demek ki biz bu sene inşallah büyüme noktasında daha önce açıkladığımız rakamlardan daha iyi bir noktaya doğru gideceğiz. Bu da bunun en önemli göstergesi oldu.''

    Babacan, Türkiye ekonomisinin ilk 6 ayda yüzde 11 büyüdüğünü ifade ederek, ''(Peki önümüzdeki dönemde büyüme nasıl olacak, nereye doğru gideceğiz?) diye baktığımızda tahminler var.

    Bu seneyle alakalı tahminler biliyorsunuz revize edildi. Bu yılla ilgili Dünya Bankası, IMF, OECD'nin Türkiye büyüme rakamları açıklandı. OECD bu sene yüzde 8,2 bekliyor, IMF 7,8 bekliyor, AB yüzde 7,5 bekliyor.

    Nereden bakacak olursak olalım Türkiye hem bu hem gelecek sene Avrupa'nın en hızlı büyüyecek ekonomisi olacak. 2010 yılında AB'de ve Avrupa bölgesinde kamu borç stoğu milli gelirine oran olarak düşen tek ülke biziz'' diye konuştu.

    Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''(Yatırım teşvik sistemi sonuçları) Proje sayısında yüzde 43, sabit yatırım tutarında yüzde 94, istihdamda da yüzde 53 artış var. Biz bir kriz yılında eğer bunu sağladıysak demekki teşviklerle ilgili fena bir noktada değiliz'' dedi.

    Babacan, 5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında yaptığı konuşmada, yatırım teşvik sisteminin sonuçlarını açıkladı.

    Bakan Babacan, bu yılın ilk 6 ayının özel sektörün yatırım rakamının 79 milyar liraya ulaştığını belirterek, aynı dönemde kamu yatırımının ise toplam 16 milyar lira olduğunu kaydetti. Babacan, 79 milyar özel sektör yatırım harcaması yapmış. Bu inşaat, makine, teçhizat gibi yatırım harcaması rakamı'' dedi.

    Bu dönemde 4 bin 747 tane yeni proje teşvik belgesi düzenlendiğini (Temmuz 2009-Ekim 2010), bunlardan 4 bin 495'inin yerli, 252 tanesinin de uluslararası firma olduğunu bildiren Babacan, toplam teşvik belgesi düzenlenen rakama bakıldığında da bunun 65 milyar liraya ulaştığının görüldüğünü belirtti. Bakan Babacan, şöyle devam etti:

    ''Geçen senenin aynı dönemiyle mukayese ettiğimizde, burada 12 aylık dönemi alıyoruz. '2008 Ağustos-2009 Temmuz dönemi ile 2009 Ağustos-2010 Temmuz' aynı 12 aylık dönemleri mukayese ettiğimizde bir önceki seneye göre, proje sayısı yüzde 43 artmış. Kriz yılından bahsediyoruz.

    Sabit yatırım tutarında yüzde 94 artış var. Düzenlenmiş teşvik belgelerinden bakıyoruz bunlara. İstihdamda da yüzde 53 artış var. Yani bu yeni yatırımlarla olacak yeni istihdam bir önceki seneye göre yüzde 53 artmış.

    Biz bir kriz yılında eğer bunu sağladıysak demekki teşviklerle ilgili fena bir noktada değiliz. Tabii ki iyileştirebiliriz, daha güzel şeyler yapılabilir, daha farklı uygulamalar olabilir ama 'bu uygulamamız iyi sonuçlar vermiş' diyebilecek bir noktada olduğumuzu görüyoruz.''

    ''ULUSLARARASI YATIRIMLARIN ANADOLU'YA YAYILDIĞINI GÖRÜYORUZ''

    Sonuçlara göre, eskiden hep birinci bölgeye yatırım yapan uluslararası yatırımcıların şimdi artık ikinci bölgede de yatırım yaptıklarını ve burada da ciddi uluslararası yatırımcı görmeye başladıklarını bildiren Babacan, ''Artık Anadolu'ya daha yayıldığını görüyoruz uluslararası firmaların yatırım noktasında ve bir önceki yıla göre 5 misli artmış.

    Uluslararası yatırımcıların ikinci bölgedeki aldığı teşvik belgesi miktarı bir önceki senenin 5 misli. Yine 3. ve 4. bölgede de ciddi artışlar olduğunu görüyoruz.

    Mesela 3. bölgede bir önceki döneme göre proje sayımız yüzde 112, 4. bölgede yüzde 179 artmış. Uluslararası yatırımcıların 4. bölgeye ilgisinin başladığını görüyoruz ve bir önceki döneme göre 2 misli. Bunun istihdama katkısında yine 4 misli artışlar olduğunu görüyoruz'' diye konuştu.

    Büyük proje kapsamında 25 tane teşvik belgesi düzenlendiğini, bunların her birinin ciddi büyük yatırımlar olduğunu kaydeden Babacan, 26 proje kapsamında 21 milyar liralık yatırım yapılacağını ifade etti. Proje başına bakıldığında 700-800 milyon liralık yatırımlardan bahsettiklerini söyleyen Babacan, ''Bunlar henüz gerçekleşmemiş ileriye doğru yatırım hazırlıklarının sinyalleri. Bu yatırımlar inşallah gerçekleştiğinde önümüzdeki dönemde de Türkiye'nin büyüme hızlarının inşallah yüksek bir şekilde seyredeceğini bu rakamlardan anlıyor, görüyoruz'' dedi.

    Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yeniden yapılandırmaya ilişkin düzenlemenin krizin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için atılan bir adım olduğunu vurgulayarak, ''Sürekli tekrar edilecek bir şey değildir. 'Kayıt içi, kayıt dışı işlerimi şöyle bir kapatayım da temiz bir sayfa açayım' diyecekler için çok önemli fırsat. Bundan sonra bu işler Türkiye'de kolaylaşmayacak, daha zorlaşacak. Yeni, 1.500 tane denetim elemanı alıyoruz'' dedi.

    Babacan, 5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ne yapacağını açık bir şekilde ortaya koymasının Türkiye'yi dünya ve Avrupa'dan ayrıştırdığını belirterek, OVP açıklandığı andan itibaren Türkiye'nin risk primlerinin düşmeye, kredi notlarının artmaya başladığını kaydetti.

    ''Geçen sene Eylül'de açıkladık ve geçen sene Eylül sonuna kadar büyümemiz negatiftir ama ilk çeyrekten itibaren büyümemiz pozitife dönmüştür'' diyen Babacan, şöyle devam etti:

    ''Ekimden itibaren bankalar kredi kullandırmaya, iç tüketim canlanmaya, yatırımcılar yatırım yapmaya başlamıştır. Güven her şeyin temeli. Bunu oluşturduğunuzda her şey kolaylaşıyor, bu sarsıldığında ne yaparsanız yapın bu mümkün değil. Güvenin sarsıldığı bir ülkede halkın reel gelirini artırmak için vergi indirdiniz ya da ilave bazı harcama imkanları sundunuz. Eğer vatandaş geleceğinden korkuyorsa o parayı harcaması mümkün değil.

    Önemli olan insanların gelecek geliridir, bugünkü değil. Gelecek gelirinin devam edeceğinden, işini koruyacağından emin olursa o parayı harcar. Önce güveni, istikrarı sağlayacağız ve arkasından ekonomik büyüme gelecek. Suni tedbirlerle değil, güvene dayalı, doğal olarak ve özel sektör eliyle büyüme gelecek.''

    Kriz döneminde sağlam bir bankacılık sektörünün önemli bir rol oynağını ifade eden Babacan, pek çok ülkede ciddi sorunlar yaşayan bankaların Türkiye'de tek tek bünyesinin sağlamlığını koruduğunu söyledi. Babacan, bunun bankacılık sektöründe yapılan reformlarla sağlandığını kaydetti.

    ''ASLA REHAVETE KAPILMAMAMIZ GEREKİYOR''

    Reel sektör güven endeksinin aşağı yukarı son 4 yılın, tüketici güven endeksinin de son 2 yılın en yüksek seviyelerinde olduğuna dikkati çeken Babacan, ''Şu anda Türkiye'nin tüm Avrupa bölgesinde hem tüketici hem üretici endeksi, açısından en yüksek ülke olduğunu görüyoruz. Tüm Avrupa bölgesinde en yüksek endeks değerleri Türkiye'de'' dedi.

    Şu anda sipariş endekslerinin 2005 yılından bu yana en yüksek değeri gösterdiğini ifade eden Babacan, bugünün siparişinin yarının üretimi, ihracatı, iç piyasa satışı anlamına geldiğini ifade etti. Babacan, ''Bu sipariş endeksleri bize gösteriyor ki önümüzdeki 6 ay boyunca büyüme Türkiye'de inşallah yüksek seyredecek'' diye konuştu.

    2010 yılında AB'de ve Avrupa bölgesinde kamu borç stoğunun milli gelirine oran olarak düşen tek ülkenin Türkiye olduğunu, bu oranda 3 puanlık gibi bir düşüş olacağını söyledi.

    Yine UlUslararası Çalışma Örgütü üyeleri içerisinde işsizlik oranını en hızlı düşüren ve en çok istihdam üreten ülkenin yine Türkiye olduğunu belirten Babacan, Türkiye'de aynı zamanda istihdam üreten bir büyümenin olduğunu ifade etti.

    Türkiye'nin bulunduğu noktanın kıymetinin bilinmesi gerektiğine işaret eden Babacan, şunları söyledi:

    ''Bulunduğumuz noktanın kıymetini bilmemiz lazım ve bizi bu noktaya getiren politikaların da kıymetini bilmemiz lazım. Çünkü böyle dönemlerde çok farklı politika önerileri gelebiliyor.

    Bizim işte böyle dönemlerde ana politikalarda dimdik durmamız gerektiğini ve dimdik duracağımızı özellikle burada açıklamak istiyorum. 8 yıldır Türkiye'yi bugüne getiren bazı ana politikalar vardır. Bunlardan asla taviz olmamıştır ve olmayacaktır.

    Geçtiğimiz aylarda Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en düşük faizlerini gördük. İlk defa Hazine 10 yıllık bir borçlanma kağıdı çıkardı. Hem iç hem dış piyasada en düşük risk primlerini gördük. En düşük reel faizleri gördük son geçtiğimiz aylarda.

    Geldiğimiz nokta gerçekten 'Allah nazardan saklasın' önemli bir nokta. Ama asla rehavete kapılmamamız gerekiyor. 'Biz bu işi başardık, çok iyiyiz ve biraz dinlenme vakti geldi' diyemeyiz.

    Tam tersine dünyadaki konjonktür, riskler Türkiye'nin çok daha uyanık dikkatli olmasını gerektiren bir dönemde olduğumuzu bize gösteriyor. Rehavete asla marjımız yok. Çok çok dikkatli bir şekilde politikalarımızı uygulamamız ve bu uygulamalardan asla taviz vermememiz gerekiyor.''

    ''BANKALARIN KREDİ HACMİ 500 MİLYAR LİRAYI GEÇTİ''

    Bakan Babacan, bankaların kredi hacmine de değinerek, geçen sene Eylül ayı sonuna kadar 370 milyar lira mertebesinde seyreden kredi hacminin bugün 500 milyar lirayı geçtiğini bildirdi ve toplam kredi hacminin 3'te birinin tüketici, 3'te 2'sinin ise ticari kredilerden oluştuğunu söyledi.

    Kredi hacmi artarken kredi takip oranının düştüğüne dikkati çeken Babacan, oranın krizde yüzde 5,4'e çıktığını şu anda ise yüzde 4'e indiğini belirtti.

    Babacan, krizin en yoğun olduğu dönemde yüzde 10'a kadar çıkan dönen çek oranının Nisan ayından bu yana yüzde 3'ler mertebesinde olduğunu bildirdi.

    YENİDEN YAPILANDIRMA

    Babacan, yeniden yapılandırmaya ilişkin düzenlemenin şu anda Mecliste alt komisyonda görüşülmeye başlandığını anımsattı.

    Bu düzenlemeyle kamu ile vatandaş arasında bütün borç, alacak meselelerinde bir pencere açmayı amaçladıklarını belirten Babacan, ''Özellikle 2009 krizinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve artık tamamen bir bakıma etkilerini silmeye çalışmak için attığımız bir adım.

    Sürekli tekrar edilecek bir şey değildir bu. Üstelik vergi noktasında önemli fırsatlar var. 'Artık şu yarı resmi, yarı gayri resmi, kayıt içi, kayıt dışı, bu karışık işlerimi şöyle bir kapatayım da tam yasal çalışmaya başlayayım' diyecekler için çok önemli fırsat.

    Yani, 'işimin gerçek durumuyla kayıtlarımı şöyle bir eşitleyeyim, temiz bir sayfa açayım' diyecek işadamlarımız, mükelleflerimiz için çok çok önemli bir fırsat. Bundan sonra bu işler Türkiye'de kolaylaşmayacak, daha zorlaşacak. Yeni, 1.500 tane denetim elemanı alıyoruz.'' şeklinde konuştu.

    Vergi oranlarının da artık çok düştüğüne işaret eden Babacan, şunları kaydetti:

    ''Bundan sonra biraz daha düşer mi? Belki biraz daha, 3-5 seneye yaygın belki biraz daha düşüşler olur. Ama onunda artık sınırına geldik. Üstelik pek çok ülke bütçe dengesinin bozulması nedeniyle vergileri artırırken, Türkiye vergileri artırmayacak bir ülke olacağını ilan etti, bu kolay değildir.

    Vergi oranlarımızda bir artış söz konusu değil. 3-5 yıl da küçük küçük azalmalar dahi olabilir ama çok ciddi radikal düşüşler bundan sonra çok mümkün görünmüyor. Kurumlar Vergisi dünyanın en düşük oranlarından bir tanesi.

    Gelirden aldığımız vergiler halen çok düşük. Bugün beyana tabii gelir vergisi tahsilatı devletin 2 milyar lira civarında. Sadece sigaranın ÖTV'sinden gelen vergi 15 milyar lira. Demek ki gelir vergisi noktasında çok farklı bir noktaya gitmemiz lazım. Gelirden aldığımız vergi iyileşince biz dönüp yüksek ÖTV'leri, 18 KDV'leri de düşürürüz.''

    Babacan, şu anda yeniden yapılandırmanın sil baştan yapmak için önemli fırsat olduğunu yineledi.




    Babacan: Küresel kriz gündemden düşmedi Yorumları