Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Genel Kurulunda AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'un, muhalefete yönelik eleştirilerinin de yer aldığı konuşmasını kınadı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM Genel Kurulunda AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'un, muhalefete yönelik eleştirilerinin de yer aldığı konuşmasının, ''yanlış ve tahrik edici'' olduğunu belirterek, ''Konuşmasını kınıyorum. Güzel şekilde müzakereleri yürütürken, ateşe benzin dökülmemesini, arkadaşlarımızın tahrik edilmemesini arzu ederdim'' dedi.
TBMM Genel Kurulunda, ''görevi kötüye kullanma'' suçuna ceza indirimi öngören ''Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi''nin 1. maddesi kabul edildi.
Madde üzerindeki görüşmelerde MHP Grubu adına söz alan Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, teklifin aynı zamanda bir af olduğunu, cezaların indirilmesi sonucu bir çok kişinin bundan yararlanarak hürriyetine kavuşacağını söyledi. Uzunırmak, suç işlemenin, kötü örnek olmaktan çıkarılıp, teşvik edilir noktaya getirildiğini savundu.
Uzunırmak, ''Oldu bittilerle bir ülkede ne demokrasi bilinci, kültürü ne de devlet düzeni inşa edilebilir. Ancak iki dudağı arasında aşiret idare eden bir düzen kurulabilir. Teklifle kurtarılmak istenen yandaşlar var, kurtarmamaya bizim çoğunluğumuz yetmez. Millete, ahlaksız kanun teklifini şikayet ediyorum'' diye konuştu.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a ''Sayın'' diyen 30 binin üzerinde kişinin yargılandığını, her mahkemenin farklı karar verdiğini söyledi. Kaplan, Kenan Evren'e ''Sayın'' diyenler hakkında ise dava açılmadığını belirterek, ''Kenan Evren'i yargılayacağız diyorlar. Siz bu mantıkla gölgesini yargılayamazsınız. Düşünce suçunun cezaları indirilmeden bu ülkeye demokrasi gelebilir mi? Robespierre giyotin yasasını çıkarmıştı ama o da gitti. Umarım onun akıbeti sizi bulmaz'' diye konuştu.
''KORKULAR BOŞA''
AK Parti Konya Milletvekili Ali Öztürk, şahsı adına yaptığı konuşmada, ceza adaleti yönünden kanun teklifinin yerinde olduğunu, hırsızlık, rüşvet, zimmet, sahtecilik suçlarının başka maddelerle düzenlendiğini söyledi. Öztürk, bunlarla değişiklik teklifindeki 257. maddeyle bağlantı kurmanın kasıtlı bir siyasi söylem olduğunu, kamuoyunun yanlış yönlendirilmek istendiğini ifade etti.
Öztürk, TCK 257. maddesi değiştirilirse TCK'nın tümden kalkacağı gibi bir düşüncenin olduğunu belirterek, TCK'nın tüm suçları tanımlayarak, müeyyidesini koyduğunu kaydetti. Öztürk, korkuların boşa ve suni olduğunu vurguladı.
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç da kanun teklifiyle, yolsuzluk yapanlara örtülü af getirildiği açıklamalarının gerçekle ilgisi olmadığını, ''yolsuzlukla mücadelede olumsuz sonuçların doğabileceği'' yönündeki görüşlerin, hukuki değerinin bulunmadığını savundu. Tunç, yolsuzlukların kaynağı suçlarda indirim yapılmadığını ifade etti.
Muhalefetin, teklifle konuyu saptırarak, farklı mecraya çektiğini, yolsuzluk gibi ağır bir ithamı tekrarladığını kaydeden Tunç, AK Parti iktidarıyla yolsuzlukların tarihe karıştığını ifade etti. Tunç, ''Milletimiz yolsuzlukları AKP'den önceki iktidarlardan, İSKİ'den, Yuvacık Barajı'ndan, 21 banka ve hortumlanan 50 milyar dolar ve bunun sonucundaki ekonomik buhrandan hatırlamaktadır'' görüşünü savundu.
''DAİRE ALANLAR PARMAK KALDIRSIN''
Satışma olduğu gerekçesiyle kürsüye çıkan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ise iftiranın, günah olduğunu vurguladı.
Yuvacık Barajı ile ilgili komisyonlar kurulduğunu, geçen dönem CHP Kocaeli Milletvekili olan Sefa Sirmen'in dokunulmazlığının kaldırmasını istediğini anımsatan İnce, ''Biz dokunulmazlıkların kaldırılması için oy kullandık, siz kaldırılmasın diye kullandınız. Sirmen, geçen hafta bu davadan beraat etti. Bu ne biçim vicdan, anlayış, ahlak, siyaset. Yüreğiniz, cesaretiniz varsa, gücünüz yetiyorsa dokunulmazlıkların tümünü kaldıralım'' dedi.
İnce, Dikmen Vadisi'nde, Çukurambar'da Ankara Büyükşehir Belediyesinin konutlarından daire alan milletvekillerinin parmağını kaldırmasını istedi ve bu milletvekillerini yakında açıklayacağını söyledi.
''CEZA HUKUKUNUN BİR İLKESİ''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmaların ardından 1. madde üzerindeki soru ve eleştirileri yanıtladı.
Arınç, TCK'nın 257. maddesinde yaptıkları değişikliklerin, maddeyi ortadan kaldırmadığını, tanımlarda değişiklik yapıldığını, 1, 2 ve 3. fıkralarda yeniden bir ceza düzenlemesine gidildiğini anlattı.
Teklifi, ''örtülü, kısmi af'' diye niteleyenlerin bulunduğuna işaret eden Arınç, teklifin kabul edilmesi halinde mevcut dosyaların ele alınacağını, ''sanık lehine olan hükümlerden yararlanır'' kuralınca, yeniden bir düzenlemeye gidileceğini belirtti.
Arınç, ''Siz bunları kurtarıyorsunuz'' yönündeki eleştirileri ise şöyle yanıtladı:
''TCK'nın 50. maddesinde, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımları düzenlenmiş, 49. maddesinin 2. fıkrasında da hükmedilen 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasının, kısa süreli hapis cezası olduğu belirtilmiştir. Kanunun 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlarının uygulanması, maddenin 3. fıkrasında sayılan haller dışında, hakimin takdirindedir. Yani hakim, kısa süreli hapis cezası alan kişi hakkında, 3. fıkradaki koşulları taşımıyorsa, seçenek yaptırımlarını uygulayıp uygulamama konusunda takdir hakkına sahiptir. Seçenek yaptırımlarının uygulanması, belirtilen istisna dışında zorunlu değildir. TCK'nın 51. maddesinde ise hapis cezasının ertelenmesi düzenlenmiştir. Bu hükme göre, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş ve suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık nedeniyle tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanat oluşturan kişinin aldığı 2 yıl veya daha az hapis cezası ertelenebilecektir.Erteleme sınırı 18 yaşını doldurmamış ve 65 yaşını bitirmiş olanlar açısından 3 yıl olarak düzenlenmiştir. Seçenek yaptırımlarda olduğu gibi erteleme kararı da hakimin takdirindedir. 2 yıl veya daha az hapis cezası alması durumunda, muhakkak bu cezaların erteleneceği anlamına gelmemektedir.''
''HEPSİ YOLSUZLUK YAPIYOR DİYE GÖRMEMEK LAZIM''
Arınç, MHP'li Uzunırmak'ın teklifi, ''ahlaksız'' diye nitelemesinin doğru olmadığını, bu üslubu yanlış bulduğunu kaydetti.
Bir düzenlemenin Genel Kuruldan geçerek yasalaşmasının, yasama faaliyeti olduğunu dile getiren Arınç, kanunlar için Anayasa Mahkemesine de gidilebileceğine dikkati çekti. Arınç, ''ahlaksız kanun'' nitelemesinin, tutanaklarda bulunmaması gerektiğini, maksadını aştığını söyleyerek, şunları kaydetti:
''TCK'nın 6. maddesinin 1. fıkrasında, bu maddeye göre suç işleyeceği kabul edilen kamu görevlileri; kamusal faaliyetin yürütülmesine, atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir suretle, sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak tanımlanmıştır. Bunların tamamı 2 milyon civarındadır. 1 yılda açılan dava sayısı 10 bin civarında, mahkumiyet yüzde 40 oranındadır. 2 milyonluk kitlede, 5-6 bin elbette az değildir ama 2 milyonluk kitlenin tamamını itham edercesine, 'bunların hepsi yolsuzluk yapıyor, yolsuzluktan sabıkalı, onları kurtarmaya yönelik bir kanun' olarak lütfen görmemek lazım. Yanlış yapabiliriz, bunların düzeleceği yerler vardır, tekrar düzenleme yapabiliriz. Yasama organının görevi içindedir.''
GRUP BAŞKANVEKİLİNE GÖNDERDİĞİ NOT
Arınç, TBMM Genel Kurulundaki dünkü görüşmelerde AK Parti Grup Başkanvekiline, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun salonda gerginliğe yol açabileceğini düşünerek bir not gönderdiğini anımsattı.
Bülent Arınç, 3 yıl grup başkanvekilliği yaptığını, müzakerelerin sükunet içinde geçmesini takip etmenin grup başkanvekilinin görevi olduğunu vurgulayarak, sözlerini, ''Sayın Kuzu'ya yönelik eleştiriler oldu, o da kendisine göre cevap vermeye çalıştı. Bu tartışma sırasında Meclisin sükuneti bozulabilir düşüncesiyle arkadaşımızın salonda olmamasının daha doğru olacağını ifade ettim. Bu kanaatimi pekiştiren bir olay da biraz önce yaşandı. Sayın Yılmaz Tunç'un konuşmasını kınıyorum, yanlış, tahrik edici bir konuşmadır, doğru bir konuşma değildir. Hakkım değil belki ama. Burada güzel şekilde müzakereleri yürütürken, ateşe benzin dökülmemesini, arkadaşlarımızın tahrik edilmemesini, cevaplandırılamayacak konuların tahrik unsuru haline gelmemesini arzu ederdim'' diye tamamladı.