Başkanı Erdoğan, partisinin olağan grup toplantısında konuşuyor. Erdoğan'ın gündeminde İsrail'deki yangına müdahale ve Mavi Marmara var. Erdoğan, Wikileaks iddialarıyla eleştiren CHP'yi de topa tuttu.
Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
Bütün milletvekillerimizin seçim kampanyasına kadar, Meclis çalışmalarını en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum.
Acil olan yasaları inşallah seçim dönemine kadar çıkaracağız.
12 Eylül'de kabul edilen yasalar da aynı şekilde mümkün olduğu kadar yasalacak. Türk Ticaret Kanunu ve AB uyum yasaları en kısa sürede yasalaşacak.
Önümüzde ik hafta sürecek bir bütçe maratonu var. AK Parti iktidarının hazırladığı 9. Bütçeyi de nezaketle müzakere içinde görüşecek ve inşallah ay sonuna kadar tamamlamış olacağız.
Türkiye AK Parti ile istikrar yakaldı. Özellikle seçimlerin belirlenen tarihlerinde yapılmasını sağladık. Milletvekilleri daha Meclis'in koridorlarını öğrenmeden, seçim çalışmalarına başlıyordu. Milletvekilleri, milletin derdinden uzaklaşıp, kendi dertlerine düşüyordu. Bunların tamamına son verdik.
Muhalefet yorulabilir, sıkılabilir, tıkanabilir fakat bunlar bizim lügatimizde yer almıyor ve son güne kadar aşkla şevkle çalışmaya devam edeceğiz.
LÜBNAN ZİYARETİ
Lüban ziaterimiz, Türkiye siyasetinin bölgede gösterdiği olumlu etkiyi görmemiz hem de Lüban'ın iç barışına katkıda bulanmamız açısından faydalı geçti.
Bizim yakın coğrafyada gördüğümüz ilgi, aslında bölgede ne büyük bir hasretin var olduğunu göstermektedir. Komşu ve dost ülkelere ilgisizlik ve kopukluğun gerekçesi olamaz.
Türkiye gibi bir ülke komuşularına ilgisiz olamaz. Büyük devlet olmak büyük düşünmekle mümkündür.
Kendi ülkesinden Sivas'ın ötesine geçemeyenler, Balkanlar'a uçamayanlar, Türkiye'nin milli ve manevi haklarını koruyamazlar.
Kimse kendi çapsızlığını, yetersizliğini bölgesel güç olma çalışmalarımızın önene koyamaz.
Bu ülkede geçmişte irtica tehtidi var diye Arap Dili ve Edebiyatı bölümleri kapatıldı. Komünizm tehtidi var diye Rus Dili ve Edebiyatı bölümleri kapatıldı. Ortadoğu ile igili bölümlerde Arapça bilen elemanın sayısı bir elin parmaklarını geçiyor.
MUHAMMED'İ MOHAMMED YAZIYORLAR
Bildiğiniz Hüseyin'i Husayin, bildiğiniz Mohammed diye yazan ve talaffuz edenler var. Bu yaklaşımların bizlere dış politikada neler yaptıklarını gösteriyor.
Bugün biz Muhammed'i edebe mugayyir bir şey olur diye önce Mehemmed diye yumuşatmış sonra da Mehmet demiş. Bu Peygambere olan sevgi ve saygıdandır...
DIŞ POLİTİKAMIZI MİLLET BELİRLER
Türkiye anlamsız küslükleri sona erdirdi, anlamsız hasretleri sona erdirdi. Kim hangi yorumu yaparsa yapsın, bölgemizde barıştan, adaletten başka derdimiz yok. Haksız olana "haksızsın" dedik. Dış politikada hakkı ve hukuku gözetmeye devam edeceğiz. Bu ülkenin dışpolitikasını ancak millet belirler. Artık Türkiye alan el değil veren el olmuştur. Haiti'ye, Şili'ye, Darfur'a, Bosna-Hersek'e Pakistan'a hemen biz ulaştık. Gazze'nin yaralarının sarılması için milletçe seferber olduk.
HAFYA'DAKİ YANGIN
Aynı samimiyetle Hayfa'daki yangına da yardım ettik. Sorunlarımız olsa da orada ormanların yanmasına, insanların can kaybetmesine seyirci kalamazdık. Bu bizim insanlığımızdan geliyor.
Biz Gazze için nasıl, Mavi Marmara için seferber oluyorsak, Hayfa'daki orman yangınına müdahale etmemiz gerekiyordu. Bizim insanlığımız orada yanan ormanları söndürmeyi emrediyor.
İSRAİL'E SON SÖZ
Biz Mavi Marmara'daki 9 şehitimizi ve yapılanları unutmadık. Eğer yeni bir dönem başlatılmak isteniyorsa, önce suçunu kabul edecek, özür dileyecek, tazminat ödenecek, yumuşatıldı ama Gazze'deki ambargo kalkacak ondandan sonra adım atacağız. Biz kin ve nefretle hareket etmiyoruz. Kimse bizden bunkar olmadıkça başka bir adım beklemesin.
CHP kendisi bi politika üretemediği için yabancı diplomatların değerlendirmelerinden medet umar hale geldi. Wikipedia internet sitesinin yazdıklarına inanıp benim dünyanın 8'inci en zengin lideri olduğunu iddia ettiler. Bari adlarını değiştirip wikiCHP yapsınlar. Tutturmuştur bir İsviçre'dir gidiyorlar. İddia sizin madem gidin belgesini de siz alın. CHP gitsin bu bankaları dolaşıp belgesini alsın. Varsa bu hesaplar ben bütün parayı CHP'ya bağışlayacağım.
Kendinize başka klavuz bulun dedim. ABD'li diplomatların klavuzluğu size bir şey getirmez. Genl af dedi ardından çark etti. Sabah başörtüsü dedi akşam yalanladı. CHP genel başkanlığına aday olmam dedi. Hemen ertesi gün adaylık açıkladı.
Eğer iddia sizin değilse soruyorum size niye sahiplendin, topa niye girdin. Burada senin rolün ne? Sen küresel yalanların sözcüsü müsün? Artık birileri CHP genel başkanına siyasetin bir ciddiyet ve seviye işi olduğunu öğretmeli. Yüzü kızarmadan yalan söylemenin bir sorumluluğu olmalı.
Ergenekon'un avukatlığından sonra Wikileaks'ın avukatlığına soyundunuz.
Rektörlerle yaptığımız toplantıda hocalarımızın sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledik.
Ayrıntılar gelecek
