Birinci ''Ergenekon'' davasıyla görülen Danıştay saldırısının sanığı Alparslan Arslan, saldırıdan dolayı pişmanlık duyduğunu belirterek, "Pişmanlık Yasası'ndan faydalanmak istiyorum." dedi. Arslan devlete bağlılığını da bildirdi.
Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan, pişman olduğunu belirterek, Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istediğini söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasında Hilmi Öztürk'ün tanık olarak dinlendiği sırada söz alan Arslan, ''Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istiyorum. Gelişen durumda pişmanlığım söz konusu'' dedi.
Arslan, ''Devlete bağlılığımı bildiriyorum. Devletimi yıkmak yönünde herhangi bir teşebbüsüm yok. Pişmanım. Devletimi yıkmaya niyetim yok. Kanunlara, herkese saygım var'' diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ''Alparslan, anlatmak istediğin bir şey var mı? İstesen seni tek başına da dinleriz'' dedi.
Arslan'ın ''Rahatsızım'' diyerek devlete, kanunlara olan bağlılığını tekrarlaması üzerine Şengün, mikrofonu kapatarak Alparslan Arslan'ın konuşmasını durdurdu.
ARSLAN: DANIŞTAY SALDIRISI VE CUMHURİYET'E ATILAN EL BOMBALARINDAN DOLAYI PİŞMANIM''
Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarından dolayı pişman olduğunu tekrarlayarak, ''Devletimi yıkma düşüncem yoktu'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Alparslan Arslan'ın avukat arkadaşı Hilmi Öztürk tanık olarak dinlendi.
''MUSTAFA BEY'İN RAHMETLİ OLMASINDAN DOLAYI ÜZGÜNÜM. DEVLETİMİ YIKMA DÜŞÜNCEM YOKTU''
Öztürk'ün beyanlarının alınması sırasında elini kaldırarak konuşmak istediğini ifade eden Arslan, pişman olduğunu tekrarlayarak, ''Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet'e atılan el bombalarından dolayı pişmanım. (Saldırıda hayatını kaybeden Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin) Mustafa Bey'in rahmetli olmasından dolayı üzgünüm. Devletimi yıkma düşüncem yoktu'' diye konuştu.
Duruşmada tanık olarak ifadesi alınan Öztürk de Arslan'ı 1997 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ülkücü çevre içinde tanıdığını belirtti.
Öztürk, türbanla ilgili karar veren Danıştay 2. Dairesi üyelerinin fotoğraflarının ''İşte O Üyeler'' başlığıyla yayımlayan gazetenin 13 Şubat 2006 tarihli kupürünü 14 Mayıs 2006 akşamı internetten indirerek birkaç tane siyah-beyaz çıktı alıp Arslan'a verdiğini söyledi.
Arslan'ın kendisine Danıştay'ın kararından haberi olup olmadığını sorduğunu, bu haberle ilgili gazeteyi çok aradığını, ancak bulamadığını söylediğini ifade eden Öztürk, ''Ben iyi derecede bilgisayar kullanırım. Haberi internetten bulmamı istedi. İnternete girdim. Haberi buldum. Çıkış alıp verdim'' dedi.
Hilmi Öztürk, savcıların bu konuyla ilgili soruları üzerine de Arslan'ın bir ihtiyacı olduğu için kendisinden bunu istediğini düşündüğünü belirterek, ''9 yıldır tanıyordum. Güzel bir insandı, hayalleri olan, motosiklet ehliyeti almak isteyen bir insanın 2 gün sonra böyle bir şey yapacağını düşünemedim. Arslan'ın bu işin içinde olacağını düşünemedim. Kötü niyet düşünmedim. Vizyonu olan birisi. Bizi kullandı. İrademi iğfal etti'' diye konuştu.
Öztürk, gazetedeki söz konusu habere itibar etmediğini, 1997 yılından beri zaten türban yasağının olduğunu, Alparslan Arslan'a da bununla ilgili bir şey sormadığını kaydetti.
Öztürk, ''Alparslan Arslan bu habere her türlü ulaşabilirdi ama bilemiyorum beni neden tercih etti'' şeklinde konuştu.
Duruşma, Öztürk'e soruların yöneltilmesiyle devam ediyor.
