AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Wikileaks internet sitesinde yayımlanan belgeler konusunda hukuki araştırma yaptıklarını, çalışma sonucuna göre yargıya başvuracaklarını söyledi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, ortaya çıkan bilgilerin hepsinin iftira olduğunu belirterek, konuyla ilgili hem ulusal, hem de uluslararası hukuk açısından nelerin, nasıl, nerede ve kime karşı yapılabileceği konusunda hukuki araştırma yaptıklarını kaydetti.
Konunun uluslararası sözleşmeleri ilgilendiren boyutunun olduğunu vurgulayan Bozdağ, böylesi bir olayın Türkiye açısından ilk olduğunu, bu nedenle konuyu bilen kişilerle bir çalışma yürütüldüğünü kaydetti. Bozdağ, o çalışmanın sonucuna göre, yargı yoluna başvuracaklarını bildirdi.
''Eski büyükelçileri (ABD) cezalandırmak mümkün mü?'' sorusu üzerine Bozdağ, ''Hukuk ne diyorsa o. Bu konuda hemen mikrofona konuşacak bir hukukçu olduğunu zannetmiyorum. İncelememiz lazım. İnceledikten ve doğru bilgiye sahip olduktan sonra konuşabilirim'' dedi.
Bilgilerin iftira olduğu konusunda şüphesinin olmadığını yineleyen Bozdağ, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hısımı Sadık Albayrak'ın ömrü hayatında ticaretin T'si ile bir alakasının olmadığını, sadece okuyup, yazan biri olduğunu'' söyledi. Bozdağ, Antalya raylı sistemiyle ilgili ihaleyi alan firmaların belli olduğunu belirterek, ''Bu kadar açık ve aleni bir iftira olabilir mi? Ömrü hayatında ticaret yapmamış bir adamı çok büyük bir işadamı olarak göstermek hem ahlaksızlıktır, hem de iftiradır. Başbakan ile ilgili söyledikleri de iftiranın büyüğüdür, ahlaksızlıktır'' diye konuştu.
Bekir Bozdağ, ''amacı ne olabilir?'' sorusuna karşılık da ''Amacı çok açık. AK Parti'ye karşı, hükümetimize karşı bir önyargının olduğunu görüyoruz. Muhalefetin dillendirdiği söylemler ile Wikileaks'te ortaya çıkan bilgilere baktığınızda çok büyük bir benzeşmeyi, örtüşmeyi görüyorum'' dedi.
-''İSRAİL...''-
Çıkan bilgelerin amacı konusundaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de Bozdağ, konuyla ilgili subjektif değerlendirmeler yapıldığını kaydetti.
Bozdağ, şöyle konuştu:
''Net olarak 'şu ülkenin parmağı var' demek doğru olmaz çünkü kesin bilgi yok. Benim tahminim, herhangi bir kişinin yapması pek imkanlı gözükmüyor. Amerika kendisi yapabilir mi? Bu işten en fazla zarar gören ülke Amerika, o da pek akla yatkın değil. Ama Amerikanın içinde mahrem bilgilerin olduğu yere girecek kadar güvenilir olan birileri ancak bunu sızdırabilir. İnternet üzerinden birileri almadıysa ki onu da pek mümkün görmüyorum, o zaman bu birilerini oraya kimler soktu? Onu da bilemiyoruz.
Bunun bir başka ülke ile irtibatı var mı? Onu da bilemiyoruz ama ortaya dökülen iftiralara ve bu iftiralarla hedeflenen şeye baktığınızda, Amerika'nın kendi içinde birtakım hedeflerin olduğunu ben şahsen düşünüyorum. Onun dışında hedefe konulan ülkelere baktığınızda, İsrail ile Amerika içerisinde birtakım kesimlerin işbirliği olabileceği ihtimalini düşünüyorum.''
-''TÜRKİYE, DEMOKRATİK BİR ÜLKE''-
AK Parti Grup Başkanvekili Bozdağ, ''Belgelerde diplomatların isim verilmeden bazı AKP'lilerle görüşme yaptığı belirtiliyor. Bunlar kimler?'' sorunu yanıtlarken de iftiralar üzerine bir değerlendirme yapmayacağını söyledi. Bozdağ, ''AK Parti'ye dönük iftiraları her yerde görüyoruz. AK Parti iftiralara karşı şerbetlidir'' diye konuştu.
Kalan belgelerin yayımlanmaması ya da internet erişiminin engellenmesi yönünde girişimde bulunulup bulunulmayacağının sorulması üzerine de Bozdağ, ''Zannetmiyorum. Türkiye, demokratik bir ülke'' dedi.
Bekir Bozdağ, ''Başbakan Erdoğan, 'benim param var' diyen kişi şu anda Ergenekondan'dan içeride. Daha önce de böyle bir iddia olmuştu, demişti. Bu, tehdit olarak algılandı. Sizce bu açıklama bir tehdit miydi?'' sorusuna karşılık da şunları söyledi:
''Ortada bir iftira var. Sayın Babakanımızın iftiralar karşısındaki hassasiyeti çok açık. Sayın Başbakan ile ilgili Sayın Anamuhalefet Lideri 'böyle böyle bir konu var, Başbakan bunu ispat etsin, yoksa altında kalır' dedi. Olmayan bir konuyu nasıl ispat edecek. Sayın Başbakan diyor ki 'Hiçbir yerde param, hesabım yok. İspat eden biri varsa milletvekilliğinden ayrılım' diyor. Vekillikten ayrılmak demek başbakanlıktan, siyasetten ayrılmak demektir. Bu kadar açık, meydan okuyor, bunu ispat edemeyenleri müfteri ilan ediyor. O zaman Sayın Kılıçdaroğlu'nun namuslu bir insan olarak şunu demesi lazım: İşte belgeleri bu. İftiraya sarılıyor, arkasından Sayın Başbakan 'bunu ispat edin, etmeyen müfteridir' deyince de 'gidin bunu Amerika ispat etsin' diyor. O zaman iftirayı niye alıp kullanıyorsun. İşine yaradığı zaman, bel altı vurmak istediği zaman iftiraya hakikat gibi sarılıyor, 'ispata gel' deyince 'Amerika ispat etsin' diyor. Ayıptır. Bu gayri ahlaki bir tutumdur.
Sayın Başbakan'ın bütün hayatı kameralar önündedir. Sayın Başbakanın yapıp, ettikleri bir kısım medya ve bazı kişiler tarafından özel olarak didiklenip, ayıp kusur aranan ikinci bir kişi yok. Zerre kadar bir kusur bulsalardı Türkiye'de yeri yerinden oynatırlardı. İftira etmekten başka hiçbir şey yapamıyorlar. Müfterileri milletimiz de tanıyor, biz de tanıyoruz. O nedenle iftiracılara 'iftiracı' demek, ortaya attığı çamuru ispat etmeyenlere dair bir takım değerlendirmeler yapmak tehdit değildir.''