CHP'li Oyan: Skandalı aşan bir medya olayı   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 12-01-2010 (18:36)   Son Mesaj: 12-01-2010 (18:36)    Cevap: 0    Gösterim: 492  

    12-01-2010

    CHP'li Oyan: Skandalı aşan bir medya olayı

    CHP'li Oyan: Skandalı aşan bir medya olayı


    CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Oyan, Erdoğan'ın Wikileaks açıklamasının ''gelen ilk tepkinin, belgeleri önemsizleştirme ve değersizleştirme kampanyasının ne kadar üst perdeden açılacağını gösterdiğini'' belirtti.

    CHP genel Başkan Yardımcısı ve CHP Wikileaks Belgelerini İzleme Birimi Başkanı Oğuz Oyan, yaptığı yazılı açıklamada, belgelerin henüz binde birinin açığa çıkarıldığını ancak buna rağmen şimdiden yaklaşık 40 yıl önceki Watergate iş merkezinde ortaya çıkan skandalı aşan bir medya olayıyla karşı karşıya olunduğunu ifade etti.
    Wikileaks'in her şeyden önce ABD'yi ve uluslararası ilişkilerini sarsacağını ve ABD'nin güvenilirliğine darbe vuracağını belirten Oyan, güven kaybının, belge korumadaki ''gevşeklik'' ve belgelerin içeriği nedeniyle olacağını savundu. ABD'nin gizli kalmasını tercih edeceği bir çok görüşme metninin, bir çok diplomatik pozisyonun ve bir çok yabancı ülke yöneticisi hakkındaki değerlendirmelerinin ve yabancı siyaset adamlarının birbirleri hakkındaki sözlerinin açığa çıkmış olmasının, ABD açısından itibar kaybı yaratacağını ve pozisyon açıklaması (pokerde elini gösterme) anlamına geleceğini belirten Oyan, hiçbir gücün, özellikle de hegemon güç olma iddiasını sürdürmek isteyen ABD'nin bunu istemeyeceğini savundu.

    ABD'nin bu belgelerin yayımlanmasını dış politika manipülasyonu için kullanmış olduğu iddialarını ''temeli olmayan bir komplo teorisi'' olarak nitelendiren Oyan, belgelerin bir bölümünün ABD dış politikasını ve ülkeler bazındaki değerlendirmelerini yakından izleyenler açısından ''malumun ilamı'' olduğunu öne sürdü. Oyan, şunları kaydetti:

    ''Ama bunlar dahi kritik önemdedir; çünkü burada dahi ayrıntılara girildiğinde bazı bilinmeyen ögelerin varlığı ortaya çıkmaktadır. Ama daha önemlisi, belgelerin, yorum-iddia düzeyinde kalan bir takım değerlendirmeleri daha resmi bir kalıba dökmek gibi tarihi bir önem kazanmasıdır. Örneğin ABD'nin Türkiye'nin AB'ye üyeliğini destekleme politikasının, sonuç alınamayacağı bilindiği halde, ABD'nin Türkiye nezdindeki prestijinin korunması ve Türkiye'nin ABD/AB ekseninde tutulması için gerekli olduğunun itiraf edilmesi, çok da sürpriz bir anlayış sayılmaz ama bu, bundan böyle ABD'nin bu konudaki söylemlerinin inandırıcılığını sarsacak yeni bir durumla karşı karşıya olduğumuz gerçeğini değiştirmez.

    ABD'nin AKP ve Erdoğan ile ilgili değerlendirmeleri ve bu değerlendirmelerin zaman içindeki değişim süreci belki bilinemez bir durum değildi ama kişiler hakkında kullanılan sıfatların bir bölümünün, yolsuzluk iddialarının açıklanması, ABD'yi özür dilemeye götürecek bir süreci başlatmış görünmektedir. Nitekim Bayan Clinton ilk özrünü Türkiye'ye dilemiştir.

    Dolayısıyla, ABD'nin çeşitli ülkelerle ve bunların yöneticileriyle ilişkileri önemli ölçüde yara alacaktır. İlişkilerin geleceği etkilenecektir ama belgelerin pek az ülkenin ABD ile ilişkilerinde aleni bir tartışmaya ve gerginliğe malzeme olması beklenir. Çünkü hemen herkes bu belgeleri not edecek ancak çoğu üç maymunu oynamayı tercih edecektir. Nitekim özür dileyen Bayan Clinton karşısında Sayın Davutoğlu'nun takındığı tavır tam da böyledir. Birçok ülke yönetimi, aynı Türkiye için olduğu gibi, ABD ile ilişkilerini kalıcı olarak bozabilecek bir dış politika tercihine sahip değildir. Ancak halklar, hükümetlerinin serinkanlılığını koruyamayabileceklerdir. Amerikan aleyhtarlığının birçok ülkede, bu arada Türkiye'de yeniden artış göstermesi beklenebilir. Örneğin ABD'nin PKK'ya yardım ettiğine dair belgeler, Türkiye'nin siyasi ve istihbarat yetkililerine hatta konunun uzmanlarına yeni bir şey öğretmeyebilir; ama bu bilginin alenileşmesi halkın tepkisine neden olur.''

    -''DEPREM ETKİSİ YARATABİLECEK CİNSTEN''-

    Oyan, belgelerin açıklanmasının ABD ile çeşitli ülkeler arasındaki ilişkilerin yanı sıra ABD dışındaki ülkeler arasındaki ilişkileri de olumsuz etkileyeceğini belirterek, Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin bu bağlamda değerlendirilebileceğini ifade etti. Oyan, şöyle devam etti:

    ''Belgeler, bazı ülkelerin iç siyasetinde de deprem etkisi yaratabilecek cinstendir. Özellikle de siyasetçilere ilişkin somut örnekler etrafında aktarılan yolsuzluk iddialarını Türkiye açısından bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Başbakan Erdoğan'ın İsviçre'de 8 banka hesabı olduğundan bahseden belge bunlardan en önemlileri arasındadır. Türkiye'nin en büyük şirketi Tüpraş'ın ilk özelleştirilmesi sürecinde Hükümete uzanan komisyon alma iddiası ile Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı dönemindeki ihalelerde benzer yöntemlerin kullanılmış olduğuna dair iddialar ilk kez ortaya atılmıyor belki ama bu somutlukta ilk kez gündeme geliyor.

    Başbakan Erdoğan'ın belgeler konusunda 'önce eteklerindeki taşları döksünler, sonra bunların ciddiye alınıp alınmayacaklarına bakarız' yolundaki sözleri, bir kaygıyı olduğu kadar bir yalanlama hazırlığını da göstermektedir. Nitekim Başbakan Erdoğan'ın 1 Aralık günü yaptığı açıklama, gelen ilk tepki, belgeleri önemsizleştirme ve değersizleştirme kampanyasının ne kadar üst perdeden açılacağını göstermiştir ama daha önemlisi, belgeler hakkında açıklama getiremeyen Başbakanın, muhalefete yüklenmeyi ve medyayı tehdit etmeyi tercih etmesidir.

    İktidar partisinin kendisiyle ilgili iddiaları/suçlamaları yanıt vermeden geçiştirmesi ve dokunulmazlık zırhına sığınarak hesap vermekten kaçınması, anamuhalefet partisinin göz yumabileceği konular değildir. Bu konular TBMM'nin ve halkın gündemine taşınacaktır.''




    CHP'li Oyan: Skandalı aşan bir medya olayı Yorumları