Türkiye'den AB ülkelerine gitmek isteyenler için vize konusu adeta çileye dönüştü. İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Haluk Kabaalioğlu AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Marc Pierini'ye şikayetlerini bu sözlerle iletti.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Marc Pierini'nin Türk vatandaşlarının vize almaları konusunda yaptığı açıklamaya ilişkin olarak, ''Pierini'nin AB ülkelerine girişte vize sürecinde yaşanan sıkıntıları görmezden gelmesi esef vericidir. Kendisini antlaşmalardan doğan haklara saygı göstermeye davet ediyor ve bu haklı mücadelemizde desteğini esirgememesini ümit ediyoruz'' dedi.
Kabaalioğlu, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, AB üyesi ülkelere girişte Türk vatandaşlarına uygulanan vize zorunluluğunun ortaya çıkardığı ciddi sorunların, iş dünyası tarafından uzun süredir tartışıldığına işaret etti.
İşadamları, Avrupa ülkelerinde düzenlenen fuarlara ürünlerini gönderebilirken, kendilerinin vize engeliyle karşılaştığını veya iş randevuları, toplantı tarihleri geçtikten sonra kendilerine vize verildiğini vurgulayan Kabaalioğlu, vize alabilmek için talep edilen belge ve bilgilerin, akıl almaz boyutlara ulaştığını ve iş çevrelerinin yurt dışı temaslarını neredeyse tamamen engelleyecek düzeylere geldiğini kaydetti.
Kabaalioğlu, söz konusu uygulamanın, Ankara Anlaşması Katma Protokol'ü 41/1. maddesinin yanı sıra Gümrük Birliği açısından da haksız rekabet yarattığını vurgulayarak, açıklamada şu görüşlere yer verdi:
''Malları Birlik içinde serbest dolaşımda olan işadamlarımızın kendilerinin bu hakka sahip olmamaları kabul edilemez bir durumdur. Vize uygulaması, işadamlarımıza yeni iş bağlantıları kurmak bir yana, mevcut işlerini dahi yürütmekte güçlükler çıkarmakta ve böylece ticaretin önünde teknik bir engel teşkil ederek haksız rekabete yol açmaktadır. Durum böyle iken, Sayın Büyükelçi Marc Pierini'nin, bir toplantıda dile getirdiği ve bu alanda yaşanan sorunları adeta yok sayan açıklamaları esef vericidir.
İş dünyasının yanı sıra Türk halkının büyük çoğunluğunun vize uygulamasından oldukça şikayetçi olduğu bilinen bir gerçektir. Türk vatandaşlarının Ortaklık Anlaşması'ndan kaynaklanan haklarının Avrupa Adalet Divanı tarafından defalarca teyit edilmesi ve Şubat 2009 tarihli Soysal Davası ile hizmet edimi amacıyla seyahat eden Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulanmasının AB hukukuna aykırılığı net bir şekilde ortaya koyulmasına karşın, bu alanda belirgin bir ilerleme sağlandığını söylemek zordur.''
Kabaalioğlu, TOBB'un desteğiyle, European Citizen Action Service (ECAS) ile işbirliği içerisinde yürüttükleri 'Vize Şikayet Hattı' Projesinin, toplumun farklı kesimlerinden kişilerin vize başvurularında yaşadıkları sorunları, maddi ve manevi kayıpları somut ve sistematik bir şekilde belgelediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Türkiye gibi 1963'ten beri AB ile Ortaklık Anlaşması bulunan, 1995'ten bu yana Gümrük Birliği'ne taraf olan ve 2005'ten beri katılım müzakerelerini yürüten bir ülkenin vatandaşlarına vize uygulanması AB bütünleşmesinin ruhuna aykırıdır. Bu durum, sivil toplum diyaloğunun önünde de ciddi bir engel oluşturmaktadır.
Kaldı ki, Sırbistan, Karadağ ve Makedonya'nın ardından, Bosna Hersek ve Arnavutluk vatandaşlarına vize muafiyeti hakkını tanıyan, Ukrayna ve Gürcistan ile vize serbestisinin önünü açan Birliğin, söz konusu hakkı yarım asırdır AB ile ortaklık ilişkisi içerisinde bulunan Türkiye vatandaşlarına tanımasını talep etmek en doğal hakkımızdır. Sayın Marc Pierini'nin AB ülkelerine girişte vize sürecinde yaşanan sıkıntıları görmezden gelmesi esef vericidir. Kendisini Antlaşmalardan doğan haklara saygı göstermeye davet ediyor ve bu haklı mücadelemizde desteğini esirgememesini ümit ediyoruz.''
, ''Pierini'nin AB ülkelerine girişte vize sürecinde yaşanan sıkıntıları görmezden gelmesi esef vericidir. Kendisini antlaşmalardan doğan haklara saygı göstermeye davet ediyor ve bu haklı mücadelemizde desteğini esirgememesini ümit ediyoruz'' dedi.
Kabaalioğlu, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, AB üyesi ülkelere girişte Türk vatandaşlarına uygulanan vize zorunluluğunun ortaya çıkardığı ciddi sorunların, iş dünyası tarafından uzun süredir tartışıldığına işaret etti.
İşadamları, Avrupa ülkelerinde düzenlenen fuarlara ürünlerini gönderebilirken, kendilerinin vize engeliyle karşılaştığını veya iş randevuları, toplantı tarihleri geçtikten sonra kendilerine vize verildiğini vurgulayan Kabaalioğlu, vize alabilmek için talep edilen belge ve bilgilerin, akıl almaz boyutlara ulaştığını ve iş çevrelerinin yurt dışı temaslarını neredeyse tamamen engelleyecek düzeylere geldiğini kaydetti.
Kabaalioğlu, söz konusu uygulamanın, Ankara Anlaşması Katma Protokol'ü 41/1. maddesinin yanı sıra Gümrük Birliği açısından da haksız rekabet yarattığını vurgulayarak, açıklamada şu görüşlere yer verdi:
''Malları Birlik içinde serbest dolaşımda olan işadamlarımızın kendilerinin bu hakka sahip olmamaları kabul edilemez bir durumdur. Vize uygulaması, işadamlarımıza yeni iş bağlantıları kurmak bir yana, mevcut işlerini dahi yürütmekte güçlükler çıkarmakta ve böylece ticaretin önünde teknik bir engel teşkil ederek haksız rekabete yol açmaktadır. Durum böyle iken, Sayın Büyükelçi Marc Pierini'nin, bir toplantıda dile getirdiği ve bu alanda yaşanan sorunları adeta yok sayan açıklamaları esef vericidir.
İş dünyasının yanı sıra Türk halkının büyük çoğunluğunun vize uygulamasından oldukça şikayetçi olduğu bilinen bir gerçektir. Türk vatandaşlarının Ortaklık Anlaşması'ndan kaynaklanan haklarının Avrupa Adalet Divanı tarafından defalarca teyit edilmesi ve Şubat 2009 tarihli Soysal Davası ile hizmet edimi amacıyla seyahat eden Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulanmasının AB hukukuna aykırılığı net bir şekilde ortaya koyulmasına karşın, bu alanda belirgin bir ilerleme sağlandığını söylemek zordur.''
Kabaalioğlu, TOBB'un desteğiyle, European Citizen Action Service (ECAS) ile işbirliği içerisinde yürüttükleri 'Vize Şikayet Hattı' Projesinin, toplumun farklı kesimlerinden kişilerin vize başvurularında yaşadıkları sorunları, maddi ve manevi kayıpları somut ve sistematik bir şekilde belgelediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Türkiye gibi 1963'ten beri AB ile Ortaklık Anlaşması bulunan, 1995'ten bu yana Gümrük Birliği'ne taraf olan ve 2005'ten beri katılım müzakerelerini yürüten bir ülkenin vatandaşlarına vize uygulanması AB bütünleşmesinin ruhuna aykırıdır. Bu durum, sivil toplum diyaloğunun önünde de ciddi bir engel oluşturmaktadır.
Kaldı ki, Sırbistan, Karadağ ve Makedonya'nın ardından, Bosna Hersek ve Arnavutluk vatandaşlarına vize muafiyeti hakkını tanıyan, Ukrayna ve Gürcistan ile vize serbestisinin önünü açan Birliğin, söz konusu hakkı yarım asırdır AB ile ortaklık ilişkisi içerisinde bulunan Türkiye vatandaşlarına tanımasını talep etmek en doğal hakkımızdır. Sayın Marc Pierini'nin AB ülkelerine girişte vize sürecinde yaşanan sıkıntıları görmezden gelmesi esef vericidir. Kendisini Antlaşmalardan doğan haklara saygı göstermeye davet ediyor ve bu haklı mücadelemizde desteğini esirgememesini ümit ediyoruz.''