Mağdur kadınların Ankara'daki sığınağı!   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 11-28-2010 (13:06)   Son Mesaj: 11-28-2010 (13:06)    Cevap: 0    Gösterim: 758  

    11-28-2010

    Mağdur kadınların Ankara'daki sığınağı!

    Mağdur kadınların Ankara'daki sığınağı!


    Gölge hayatların yaşandığı gizli bir sığınak... Ankara'da sadece Valilik, Emniyet ve Büyükşehir Belediyesi ile Kadın Dayanışma Vakfı'ndan en fazla 10- 15 kişinin bildiği bir sığınak...

    Ersan ATAR'ın haberi
    Ankara'da yerini az kişinin bildiği İnsan Ticareti Mağdurları Sığınağı'nda Rusya, Ukrayna ve Azerbaycan'dan iş vaadiyle kandırılan kadınlar kalıyor. Bir yetkili "Gizlilik şart, mafya yeri öğrenip kadınlara kötülük yapabilir" diyor

    Gölge hayatların yaşandığı gizli bir sığınak... Ankara'da sadece Valilik, Emniyet ve Büyükşehir Belediyesi ile Kadın Dayanışma Vakfı'ndan en fazla 10- 15 kişinin bildiği bir sığınak... Rus, Ukraynalı, Kırgız, Azeri, yaşları 20-25 arası kadınlar orada misafir edilip ülkelerine gönderiyor. Bu haber, uluslararası mafyadan saklanan ve onları saklayan kadınların kadınların hikayesi... Hal böyle olunca yerleri gizli, adları hatta nasıl saklandıkları da gizli. İşte bu haberin ve "sır" genç kadınların hikayesi: Bir gün Adalet Bakanlığı, Başsavcılıklara bir duyuru gönderiyor. Üç satırlık bir duyuru: "İnsan Ticareti Mağdurları Sığınağı Ankara Valiliği'nin desteğiyle 23 Eylül 2010 tarihinden itibaren faaliyete geçmiştir." Yazının devamında, insan ticareti mağdurlarının sığınağa sevkinin sağlanabilmeleri için kiminle irtibata geçileceği bilgisi var. İlgili kişiyi arıyoruz. Tedirgin bir ses... Sebebini sonra görüştüğümüzde anlatıyor: "Bizim telefonumuzu nereden buldunuz? Biz insan tacirlerinin bize ulaşmasını engellemek için gizliliğe önem vermek zorundaydık, kusura bakmayın." Bir de itiraf ekliyor: "Siz bizi aradıktan sonra gazetenizi aradık, böyle biri sizin kurumunuzda mı diye sorduk. Bizden duyun bunu da."

    "SİZİNLE GİDEMEYİZ"

    Görüştüğümüz yetkili-gönüllü kişiye, "Oraya gidelim" diyoruz, "Olmaz" karşılığını veriyor, "Size güveniyoruz ama bizim de gizlilik kurallarımız var, ne olur buna saygı duyun..."

    Duyuyoruz ve sormaya başlıyoruz:

    Nasıl bir yer?

    Dışarıdan bakıldığında belli olmayacak bir yer.

    Kim kalır burda?

    Daha çok yurt dışından iş vaadiyle Türkiye'ye getirilmiş ama fuhuşa zorlanmış kadınlar. Rus, Ukraynalı, Azeri, Kırgız, Türkmenistanlı, Moldovyalılar. Yaşları 23- 25 genellikle.

    Kim getirir bu insanları?

    İnsan tacirleri... İşin içinde uluslararası mafya var. Türkiye'ye getirir, kimi zaman ortada bırakır, kimi zaman da ticareti kontrol eder, düzenler.

    Bu insanlara siz nasıl ulaşırsınız?

    Operasyonlar sonucu. Bir yerlere polis baskın yapar. İşte o kadınların içlerinden çıkar bu insanlar. Emniyete götürülürler, kadın kendisinin mağdur olduğunu anlatır. Emniyet bize haber verir. "Mağdur" statüsü varsa ve kadın isterse biz de alır onu sığınağa götürürüz. Bazıları bilerek ve isteyerek gelmişlerdir. Onlar sınırdışı edilip gönderilir. Yani 'deport' olurlar. Biz "mağdur" ları, kandırılmıy olanları alırız. Kiminin pasaportu bile yoktur.

    "DEŞİFRE OLUYORDUK"

    Yetkili-gönüllüye sorulacak yüzlerce soru var, seçerek ve cevabı o kadınları deşifre etmeyecek şekildeki soruları soruyoruz. Anlatmaya devam ediyor.

    Kim bilir burayı?

    Emniyet Yabancılar Şube'den birkaç yetkili (karakollar bile bilmez). Valilik'ten, bu yeri temin eden Büyükşehir Belediyesi'nden, görev yapan psikolok ve sosyal hizmet uzmanından, tercümanlardan ve ilave birkaç kişi. (Anlıyoruz ki sayıları 10-15'i geçmiyor bilenler)

    Kim korur bu kadınları?

    Kimse. Dışarıda koruma olursa zaten deşifre olur yer.

    Yakınlarıyla telefonla da olsa görüşmez mi bu kadınlar?

    Mağduru kabul ettikten sonra cep telefonunu alırız. Haftada iki gün yakınlarıyla telefonla görüşme hakları vardır. Bu tavrımız eleştirilebilir. Eskiden telefonları yanında kalırdı. Bir keresinde bu kişi yakınlarına yeri tarif etmiş, gayet iyi niyetli. Tacirler nasıl olduysa bu bilgiye sahip olmuşlar. Neyse ki açık adres verilmemiş. Az kalsın deşifre oluyorduk. Sonra telefonlarını almaya başladık misafirlerimizin. Bizim karşımızda zaman zaman uluslar arası boyutu olan mafya var. Bunu misafirlere ve yetkili-gönüllülere de anlatıyoruz, sağolsunlar yardımcı oluyorlar.

    En azından siz oraya girip çıkıyorsunuz...

    Biz de aynı arabayla gelip gitmeyelim diye kendi arabalarımızı kullanmayız, ticari taksiyle gelir-gideriz. Bu insanlar; yiyecek içecek, hasta olacak, kavga edecekler, hava almaları gerek. Bunun farkındayız ve soruyoruz:

    Ne yer ne içer bu insanlar?

    İhtiyaçları için alışverişi biz yaparız. Temel gıdalar, temel ihtiyaç malzemeleri alır bırakırız.

    Bunların dışında hiç mi günlük gelişen ihtiyaçları olmaz?

    Olur tabi, orada tercümanlar sürekli kalıyor. Tercümanlar sabah bizi arar, hangi kadının günlük-acil ne ihtiyacı varsa söyler. Bu bazen bir sakız olur bazen bir çikolata, sigara. Gün içinde yetişebildiğimiz kadarıyla götürürüz.

    Bu küçük ihtiyaçlar nasıl karşılanır?

    Haftalık 20 TL harçlık veriyoruz. Bu tür ekstra ihtiyaçlarını bu harçlıklarıyla alırlar.

    Yani kadın harçlığından 2 lira, 6 lira verir ve sizden çikolota, sigara ister öyle mi?

    Aynen öyle. Az, biliyoruz ama imkanlar sınırlı.

    Doktora gitmezler mi, ilaç lazım olmaz mı?

    O zaman Sağlık Bakanlığı'nın bize bildirdiği hastanelere götürürüz. Doktora durumu anlatırız. Ücret alınmaz. Ama ilaçlarını biz alırız. Ve bu işin açıkçası ilaç paraları belimizi büküyor. Bu konuda yardım istiyoruz.

    ELÇİLİKLER DEVREDE

    Hiç mi kavga etmezler aralarında?

    Elbette ediyorlar. O zaman psikoloğumuz ve sosyal hizmet uzmanımızla gidiyoruz oraya. Bazen tek tek konuşuyoruz, bazen toplantılar yapıyoruz. Burada, kısa süreli de olsa bir arada yaşamak zorunda olduklarını anlatıyoruz.

    Ortalama ne kadar kalıyorlar Türkiye'de, sığınakta?

    Çoğunlukla 2-3 haftada ülkelerine gönderiyoruz. Ama bazen pasaportları hatta onları yasal olarak tanımlayan bir kimlikleri bile bulunmuyor. O zaman 6-7 ay kaldıkları da oluyor.

    Gidiş paraları?

    Uluslararası Göç Örgütü karşılıyor.

    Vize nasıl alınıyor?

    Elçiliklerle bilgi paşlaşıyoruz. Gidecekleri zaman da 5 günlük seyahat belgesi veriyor elçilikler. O zaman içinde gönderiyoruz.

    Değirmenin suyu ve derin endişe

    Kimi zaman 12, kimi zaman en az 2-3 kadın, masraflı bir hizmet... Parayı, zorlukları sorduk: n Maddi olarak kim finanse ediyor? Valilik Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfı'ndan 23 Eylül'den itibaren kullanılmak üzere 250 bin TL aldık, onu harcıyoruz. Kira vermiyoruz, yeri belediye karşıladı. n Bu para bitince ne olacak? Bilmiyoruz. Bir yıl için verildi. Bu merkez 2005'te açıldı. 23 Eylül'den önceki 9 ay maddi imkânsızlıklar nedeniyle kapalı kaldı. Valilik para verince yeniden açtık. En büyük sorunumuz sonumuzu görememek.

    SABAH




    Mağdur kadınların Ankara'daki sığınağı! Yorumları