Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, ''(Füze kalkanı) Türkiye kendi çıkarlarını ilgilendirmeyen bir konuda bir rol üstlenmiştir. Bu rolün faydası değil, maliyeti vardır'' dedi.
Şener, Bursa'da gazetecilere yaptığı açıklamada, mevcut iktidarın ülkenin demokratik standardını düşürdüğünü iddia etti.
Demokrasinin, hukuk devleti, sivil toplum kuruluşları ve özgür basın demek olduğunu ifade eden Şener, ''Ancak bu dönemde eleştirel düşünce, sivil direniş adeta siyasi iktidar tarafından baskılanmış ve yok edilmiştir. Böyle bir ortamsa demokrasinin tamamen dibe vurduğunu göstermektedir. Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket budur'' diye konuştu.
Şener, demokrasinin yara almasının en belirgin göstergesinin, hükümetin ''füze kalkanı'' konusuyla ilgili aldığı karar sonrasında Türkiye'nin görünüşü olduğunu öne sürerek, şöyle devam etti:
''Böyle bir karar ülkenin menfaatlerine aykırıdır. Türkiye'nin çıkarları yok sayılmıştır. Taraf olmadığımız bir çatışmanın savaş alanına dönmesini hiçbir vatandaşımız arzu etmez ama füze kalkanı demek, Türkiye'nin içinde olmadığı bir çatışmanın kalkanı olması anlamına gelir. Böyle bir kararı siyaseten hiçbir ülkede, hiçbir siyasi iktidar kendi başına veremez ama bu kamuoyundan gizlenmiştir. Füze kalkanı konusunda hükümet onayını vermiş, Türkiye'de konuşlanmasına karar verilmiştir ama kamuoyu halen suskundur.''
Böyle bir durumun 5 veya 20 yıl önce olması durumunda ülkenin dört bir yanında protestolar olacağını iddia eden Şener, şunları söyledi:
''Türkiye'de korkunç bir sessizlik ortamı, suskunluk ortamı vardır. Hükümetin vermiş olduğu yanlış kararlara yönelik bakış açıları kendisini ifade edememektedir. Kamuoyu canlılığını kaybetmiş vaziyettedir. Bunun tek, en önemli sorumlusu kamu gücünü bir baskı aracı olarak kullanan Başbakan ve hükümetidir, mevcut iktidardır. Böyle bir yönetim biçimi ve yapısı dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir çağdaş demokraside görülmez, görülemez. Maalesef bu, Türkiye'de yaşanmaktadır.
Türkiye, kendi çıkarlarını ilgilendirmeyen bir konuda bir rol üstlenmiştir. Bu rolün faydası değil, maliyeti vardır. Böyle bir karar Türkiye'nin dış politikasında bir eksen kaymasıdır. Türk dış politikası eksen kaymasına uğramıştır. Her şeyden önce nükleer serpintiler de Türkiye'yi tedavi edilmez sorunlarla baş başa bırakacaktır ama bunların ötesinde, böylesine bir kararın Türkiye'de suskunlukla karşılanıyor olması Türk demokrasisinin dibe vurduğunun açık bir göstergesidir.''
Şener, bir gazetecinin, ''Bakan kararıyla generallerin görevden alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:
''Türkiye, hukuk devletidir. Kurumlar ve kurallar vardır. Kurumların yetki ve sorumlulukları bellidir. Şu anda ortaya çıkan durumla ilgili farklı yorumlar yapılmaktadır. Fotoğrafa geniş bakmak lazım. Böyle bir durumda, ilgili bakanlar bu kararı almıştır ama generaller açısından da hukuk çerçevesinde itiraz hakkı vardır. Herkes yasalardan kaynaklanan tüm haklarını kullanacaktır.''
Abdüllatif Şener, ''Siz olsaydınız ne yapardınız'' sorusu üzerine de ''Ben bu dosyaları görmedim. Bir şey söylemem yanlış olur. Benim dönemimde de böyle şeyler oldu. Hukuk neyi gerektiriyorsa onu uygulamışımdır'' dedi.