Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani Türkiye'ye benzeri görülmemiş bir saldırıda bulundu ve Ankara'nın Irak'a karşı başarısız politika izlediğini açıkladı.
İYAD EL DÜLEYMİ'nin yorumu
Türkiye'ye saldırı Talabani ve müttefiki Maliki'nin Irak'a veya Arap başkentlerine verdiği bütün taahhütleri ve yükümlülükleri ihlal etme yönündeki ilk girişimdir. Üstelik iki ülke ilişkileri yüzeyinde beliren hiçbir olağanüstü sorun olmadığı halde Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani Türkiye'ye benzeri görülmemiş bir saldırıda bulundu ve Ankara'nın Irak'a karşı başarısız politika izlediğini açıkladı.
Talabani geçen perşembe günü yayınlanan Türkiye'nin Milliyet gazetesiyle röportajında Türkiye'nin 'yanlış ata oynadığını' ve İyad Allavi'nin Irak başbakanlık makamına getirilmesi ve ardından kendisinin Irak'ın cumhurbaşkanı olmaması eğilimi taşıyarak Irak'a karşı başarısız bir politika çizdiğini ifade etti. İşin garibi Sayın Talabani'nin açıklamalarının başta Türkiye olmak üzere bütün Arap ve bölge ülkelerinin Irak güçlerinin vardığı anlaşmayı kutladığı bir zamanda gelmesi. Komşu tek bir başkentin bu anlaşmaya temkinli yaklaştığını açıkladığını duymadık. anlaşmalarının başarılı olması için istediği yardım ve desteği sunmaya hazırdı.
Sayın Talabani'nin ikinci kez cumhurbaşkanlığı koltuğuna gelmesini savunan destekçileri, onun bütün komşu ülkelerle ve Iraklı siyasi güçlerle ilişkilerinin karşılıklı saygıya dayalı olduğunu ve herkesin Talabani ile ilişkilerinden onur duyduğunu ifade ediyorlar ve iddia ettikleri gibi cumhurbaşkanlığı koltuğunda kalmaya en fazla ehil isim olarak görüyorlar. Yalnız Sayın Talabani hâlâ bir Kürt milliyetçisi olduğunu ve Türkiye'ye öncelikle bu gözle baktığını, cumhurbaşkanlığına gelmesine karşı duran herkese düşmanlık besleyen bir siyasetçi olduğunu ispatladı. Burada Türkiye'yi savunmak istemiyoruz. Türkiye'nin bu savunmayı yapacak birçok ismi var; ancak Sayın Talabani'ye Türkiye'ye yönelik anlayışı ve açıklamaları doğrultusunda şunu soruyoruz: Irak'taki demokrasinin kökleşmesini desteklemek senin dediğin gibi başarısız bir bahis mi? Türkiye'nin ve Arap komşu ülkelerin, seçimleri kazanması sonrası Allavi'nin El Irakiye listesini desteklemesini ve hükümet kurma hakkı bulunan en büyük blok olarak görmesini nasıl başarısız bir bahis olarak görürsün?
Siz Irak'ın yeni siyasetçileri ve demokrasi iddiasında bulunanlar gece gündüz Arap ülkelerine ve Türkiye'ye saldırıyorsunuz. Doğal olarak İran'a saldırmıyorsunuz. Bu Iraklı siyasetçiler Irak'ta demokrasi görmek istemiyor. Çünkü Irak demokrasi sıtmasının kendilerine geçmesinden endişe ediyorlar. Sonra El Irakiye blokunun hükümet kurması yerine anayasaya darbe yaparak iddia ettiğiniz bu demokrasiyi ilk inkâr eden sizler oldunuz.
Demokrasi, bloku sadece 54 sandalye kazanmış Sayın Celal Talabani'ye cumhurbaşkanlığının verilmesinin neresinde? Demokrasi, bloku seçimlerde ikinci sırada yer aldığı halde Nuri El Maliki'ye başbakanlığın verilmesinin neresinde? Sayın Talabani'nin istediği ve gerçek demokrasi anlayışıyla tamamen çelişen demokrasi bu.
Burada Sayın Talabani'ye ve onunla birlikte olan Irak'taki siyasi blokların liderlerine şu soruyu yöneltiyoruz: Sizde bütün işler kapalı toplantılarda yapılıyor ve ortaya istediğiniz şekilde yemek çıkıyorsa niçin seçimler yapıyorsunuz? Talabani'nin özellikle şu zamanda Türkiye'ye saldırması Iraklı siyasilerin taahhütlerine uymadıklarını yeniden teyit ediyor. Zira Talabani geçen dönem boyunca Türkiye'ye veya diğer ülkelere saldırmadı. Şimdi cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması sonrası tekrar bu ülkelere saldıran açıklamalarda bulunmaya başladı. Sayın Talabani'nin Türkiye'ye ve Irak politikalarına saldırması El Irakiye blokunun seçim hakkını destekleyen bütün Arap ülkelerine saldırıdır.
Talabani'ye diyoruz ki: Türkiye'ye ve Irak politikalarına saldırmak yerine niçin gece gündüz Nuri El Maliki'nin tekrar gelmesinin önemini dile getiren İran'ın skandal politikalarına saldırmıyorsun ve bu politikaları başarısızlıkla ve Irak'ın içişlerine karışmakla nitelemiyorsun? Cumhurbaşkanlığını desteklediği için mi bütün bunlar? Talabani'ye düşen, bu ülkelerin Irak politikalarını değerlendirmeyi bırakması, Irak'ın Arap ülkelerine ve Türkiye'ye yönelik politikasını gözden geçirmesidir.
(Katar gazetesi El Arap, Iraklı yazar, 20 Kasım 2010)
