BDP'nin AK Parti'ye karşı solda ittifak yapılması çağrısı dün CHP tarafından olumlu karşılanmıştı ve bayram siyasetine damga vurmuştu. Konuyu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıuçdaroğlu da değerlendirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, solda ittifak çağrılarını değerlendirirken, CHP'nin bir ittifak arayışı ve çağrısı olmadığını belirterek, "Bizim düşüncemiz CHP'nin tek başına iktidar olması için halka gitmek, halk ile kucaklaşmak" dedi.
Bilkent'teki Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezindeki gazilerle bayramlaşan Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Solda ittifak çağrıları var, CHP olarak siz bu çağrıları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: 'CHP olarak bizim görüşümüz belli biz tek başına iktidar olmak istiyoruz. Herhangi bir ittifak arayışımız da yok. Bir çağrımız da yok. Siyasi partiler çağrı yapabilirler, bunlara saygı göstereceğiz, onlar kendi düşüncelerini aktarabilir. Ama bizim düşüncemiz, CHP'nin tek başına iktidar olması için halka gitmek, halk ile kucaklaşmak. Söylemlerimizi toplumun kılcal damarlarına aktarmak, bizim amacımız bu."

"SEÇİMLERDE MALZEME OLARAK KULLANACAK"

CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın başörtüsü konusunu seçimde malzeme olarak kullanacağını iddia etti. Kılıçdaroğlu, "O gündeme seçim sırasında alacak. Öyle anlaşılıyor ki seçimlerde malzeme olarak kullanacak." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başörtüsü konusunun hemen çözülmesi yönündeki çağrısının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakana defalarca çağrı yapıldı ama sayın Başbakan bu konuları pek gündeme almak istemiyor. O gündeme seçim sırasında alacak. Öyle anlaşılıyor ki seçimlerde malzeme olarak kullanacak." diye konuştu.

"ÇİZGİMİZ KUVA-İ MİLLİYE ÇİZGİSİ"

Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney'in mezarlarını ziyaret etmesinin 'CHP'de çizgi değişikliği' olduğu yönünde eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Bizim çizgim bellidir, Kuva-i Milliye'den geliyoruz. Ulusal bağımsızlık savaşını veren kadroların kurduğu bir partiyiz. Biz sanatçıya her zaman saygı duymuş partiyiz. Onların görüşlerine katılmayabiliriz, görüşlerini benimsemeyebiliriz, sanatına, sanatçıya saygı duymak zorundayız. Onlar bizim ülkemizin, kültürümüzün bir parçası. Hatırlayın Nazım Hikmet yıllar yılı vatan haini ilan edildi. Türkiye'ye cenazesi bile getirilmedi. Cesaret bile edilmedi. Kimse Nazım Hikmet'in mezarını ziyaret ederek gidemiyordu, kaçak olarak gidiyordu. Ama şimdi en sağcısından en solcusuna kadar Moskova'ya her giden Nazım Hikmetin mezarını ziyaret ediyor. Gidenlerin hepsi Nazım'ın siyasi düşüncesini benimsiyorlar mı? Hayır. Sonuçta o ülkemizin parçası, kültürümüzün bir parçasıdır. Sinema sanatımıza, müziğimize damgasını vuran bir sanatçımız var. Biz bunları öne çıkarmak istiyoruz. Sanat ve sanatçı, dünyanın her yanında aykırı insanlardır. Aykırı insanların düşüncelerini benimsemesek bile onların ortaya koyduğu eserler bizim kültürümüzün bir parçasıdır. Kültürümüzün bir parçası olan eserleri radyolarımızda çalıyoruz, televizyonlarda müzik olarak kullanıyoruz. Sinema var, ödüller alınmış. Her ülke benim daha fazla sanatçım olsun diye çaba harcar. Bizse acaba sanatçıları nasıl yok edebiliriz diye düşünce işine girersek bu doğru değil."

"SİYASETÇİNİN ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINA GİTMESİ LAZIM"

"Diyarbakır gezisini Başbakan Erdoğan'ın eleştirilerinin ardından gerçekleştiriyor olmasının özel bir anlamı var mı?" yönündeki soruya ise Kılıçdaroğlu, "Ben Şanlıurfa'ya gidiyorum. Uçak önce Diyarbakır'a indiği için Diyarbakır'a gidiyorum. Diyarbakır'da inmişken oradan Şanlıurfa'ya geçeceğim. Orada yurttaşlarla beraber olacağız, bayramlaşacağız onlarla. Onlar başka bir ülkenin insanları mı? Bizim insanlarımız. Bayramlaşacağız. Belki bana sitem edecekler, belki bana kızacaklar, belki bana hoş geldin diyecek. Belki biri bana çay-kahve ısmarlayacak. Sayın Başbakan değil miydi 'Sivas'ın öte tarafına geçemiyorsunuz' diyen. Her tarafına gidiyoruz. Birileri Sivas'ın öte tarafına geçemiyorsa onu sayın Başbakanın önce kendisine sorması lazım. Neden bu ülke bu hale geldi diye. O yönetmiyor mu? Hem yöneteceksiniz hem de şikayet edeceksiniz. Bizim şikayet etme hakkımız var. Çünkü biz yönetmiyoruz. Onların yönetme güçleri var, yönetiyorlar, şikayet etme hakları yok. Türkiye'nin her karış toprağına siyasetçinin gitmesi, kendi yurttaşlarıyla, kendi seçmenleriyle bir araya gelmesi, konuşması lazım." diye konuştu.