Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, NATO'nun, Avrupa'da oluşturmak istedikleri füze savunma kalkanı konusunda, ''Türkiye içinde bulunmadığı bir savaşın, bir çatışmanın savaş alanı haline niçin dönecek" diye sordu.
Şener, partisinin genel merkezinde, partililer ve vatandaşlarla bayramlaştı.
Abdüllatif Şener, konuşmasında, bayramın hoşgörüyü arttırdığını ve kırgınlıkların önüne geçtiğini belirtti. Şener, siyasi kırgınlıklara ve yıkıcı üsluba bakılırsa Türkiye'de daha fazla bayrama ihtiyaç olduğunu söyledi.
İnsanlar arasındaki gelir dağılımının bozukluğu ve hayat standartları arasındaki uçurumun bir ulus için en büyük felaket olduğunu belirten Şener, ''Bayramlarda açların, yoksulların, gelir dağılımından payı az olanların sorunlarının, sıkıntılarının, rahat içinde bulunanlar tarafından da anlaşılabilmesi için sürekli bu farklılaşmaya vurgu yapılır ve tüm bu grupların hatırlanması için çaba harcanır. Bu inançlarımızın da temel bir esasıdır'' dedi.
Bu yıl Türkiye'nin cari açığının zirve yapacağının anlaşıldığını savunan Şener, şöyle dedi:
''Ancak gazeteleri, televizyonları izliyoruz, sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin, odaların, vakıfların ve sendikaların beyanlarına bakıyoruz sanki bu ülkede ekonomik sorun yokmuş gibi olayları seyrettiklerini görüyoruz. Bir ülke açısından en büyük felaket, en büyük tehlike, iktidarı sorgulama kararlılığının ortadan kalmasıdır. Eğer bir siyasi iktidar sorgulanamaz hale dönüşmüşse ya da sorgulaması gerekenler sorguladıkları takdirde zarar göreceklerine inandıkları için sorgulamayı iltifata dönüştürmüşlerse bu ülke tarihinde yaşayacağı en büyük tehlikeyi yaşıyor demektir. Bu bir felakettir. Bugün Türkiye'de yaşadığımız manzara bu. Türkiye'de demokrasinin standardı düşmüş, hukuk devleti yara almıştır. Türkiye'de sivil toplum kuruluşları sivil toplum kuruluşu olmaktan çıkmıştır. Çünkü sivil toplum kuruluşları muhalif düşünceyi, alternatif düşünceyi geliştiriyor olmalıdır. Bir ülkenin gelişme dinamiğinin esasında, özünde eleştirel düşünce biçiminin gelişmesi vardır. Türkiye bunu kaybetmiştir. Bugün Türkiye'de sivil toplum kuruluşu yoktur. Eleştirel düşünce ve bakış açısını geliştiren bir ortam tamamıyla tasfiye olmuştur.''
-''YÜZLERCE İLAH TÜRETEN İNSANLAR ÖZGÜR OLAMAZ''
Türkiye'de özgürlük alanını daraldığını savunan Abdüllatif Şener, her gün etrafında veya içinde yüzlerce ilah türeten insanların özgür olamayacağını, tek bir İlah'a inanan insanların özgür olduğunu kaydetti. Şener, ''İnsanlar, başımızda bir rab var. Hoşlanmadığı sözü söylersek kellemiz gider. Beğenmediği işi yaparsak tepemize biner diye düşünüyorsa, iş yapamaz, laf üretemez, eleştirel bakış açısını geliştiremez hale dönüşüyorlarsa, o ülkedeki insanlar her gün bir takım ilahlar üretiyorlar demektir'' dedi.
İktidarı memnun etme çabasının, aydınlar ve ekonomistlere kavramlarını değiştirttiğini savunan Şener, işsizlik oranını yüksek olduğu hiçbir ülkede basının ve ekonomistlerin ekonomi iyi gidiyor diyemeyeceğini ifade etti.
Füze kalkanının yeterince tartışılmadığını öne süren Abdüllatif Şener, konunun ABD'li makamlarca gündeme getirilmesinin de şaşırtıcı olduğunu belirtti. Füze kalkanının İran veya bazı doğu ülkelerinden atılan füzelerin imhasıyla ilgili bir sistem olduğunu kaydeden Şener, Türkiye'nin böyle bir tehdit algılamasının bulunmadığını, hükümet yetkililerinin de bunu defalarca dile getirdiğini söyledi.
Şener, sözlerini şöyle sürürdü:
''Türkiye'nin böyle bir tehdit algılaması yok da bu füze kalkanının Türkiye'de işi ne? Madem Türkiye'nin bir tehdit algılaması içinde olmadığı görüşündesin, bu anlayış içindesin, hatta İran'ın nükleer programına da onay verdin bu füze kalkanının işi ne Türkiye'de. Bunu hükümetin izah etmesi lazım. Hiçbir hükümet yetkilisinin Türkiye'yi derinden etkileyecek, geleceğini belirleyecek böyle bir konuda anlaşılır açıklama yaptığını duyan yoktur.
Bu füze kalkanının işlevi atılacak füzeleri imha etmek olduğuna göre, Türkiye içinde bulunmadığı bir savaşın, bir çatışmanın savaş alanı haline niçin dönecek. Hükümet önce bunu izah etmeli. Bu imha edilmesi gereken füzeler Türkiye'ye mi atılacak? Hayır, kimsenin böyle bir iddiası yok. Hükümetin de böyle bir algılaması yok. Peki Türkiye'ye atılmayacak, Türkiye'yi tehdit etmeyecek, bazı ülkelerden bir yerlere atılacak füzelerde Türkiye niçin savaş alanı olacaktır. Bu hükümet niçin Türkiye'yi savaş alanı ilan etme kararı almaktadır. Bunun bir izahı yok.''