Hyundai'nin sahte parça ürettikleri, ithal ettikleri veya marka hakkına tecavüz ettikleri gerekçesiyle birçok ithalatçı firmaya hem ceza hem de tazminat davaları açtığı bildirildi.
Hyundai'den yapılan yazılı açıklamada, temel ilke olarak sürüş güvenliğini en ön planda tutmayı hedefleyen ve kullanıcılarının güvenliğini en önemli konu olarak belirleyen Hyundai'nin yetkili servis izlenimi yaratan özel servisleri, sahte parça üreticilerini ve dağıtımcılarını mercek altına aldığı belirtildi.
Yılın ikinci yarısından itibaren konu hakkında özel uzman kadrolarla incelemelerin yapıldığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''İncelemeler sonucunda Hyundai, Türkiye çapındaki birçok ithalatçı firmaya karşı, sahte parça ürettikleri, ithal ettikleri veya marka hakkına tecavüz ettikleri için hem ceza hem de tazminat davaları açtı ve mallara el konulmasını sağladı. Bu konudaki çalışmalarını hızla sürdürmeye devam eden Hyundai, müşterisini sahte parça ve marka hakkına tecavüz konusunda uyarmak ve bilinçlendirmek için ülke çapında çeşitli çalışmalar yürütüyor. Taklit veya sahte parçaların bir çoğu bakım ve sürüş güvenliği ile ilgili parçalardan oluşuyor. Bu parçaların kalitesi orijinal parçaların kalitesinden daha düşük olup, araç üreticilerinin belirlediği özelliklere uygun olamadığı için kaza ve arıza risklerini fazlasıyla artırıyor.''
Araçların, özellikle güvenlikle ilgili parça ve aksamlarının uzun mühendislik çalışmaları ve zorlu testlerin neticesinde onaylandığını ifade edilen açıklamada, ''Ancak maliyetlerin orijinal parçaya göre çok düşük olması ve bu işin ticaretini yapanlara haksız yüksek kar imkanı yaratması nedeniyle çoğu ithalatçı bu tür parçaları satmaya yöneliyor. Araştırmalara göre sahte parça üretimi ve dağıtımı çoğunlukla Doğu Avrupa, Türkiye ve Asya ülkelerinde yapılıyor'' denildi.
Taklit ve sahte parça konusunda en sık karşılaşılan bir diğer hususun ise marka logolarının taklit edilmesi olduğunu kaydedilen açıklamada, şunlar belirtildi:
''Aynı marka logosu sayesinde parça üreticileri, parçaları daha yüksek fiyatlara satabiliyorlar ancak düşük kaliteleri nedeniyle taklitleri anlamak oldukça kolaylaşıyor. Güvenliği ve egzoz emisyonlarını etkileyen parçaların Avrupa Birliği denetim işaretlerini bulundurması, modifikasyon parçalarının AB ve TÜV onaylı olması, ayrıca üretici işaretleri ve logolarının hem ürün hem de ambalaj üzerinde bulunması gerekiyor. Aşırı fiyat farkı, satın alınan ürünün sahte olduğunun en önemli işareti olarak öne çıkıyor. Yan sanayiden alınan parçalar her ne kadar gerçekmiş gibi gözükse de yetkililer bu parçaların sahte olabileceği yönünde uyarılarda bulunuyor.
Hyundai, tüm müşterilerini Hyundai markası altında yetkili servis izlenimi yaratan özel servisler konusunda da uyarıyor ve özel servislerde sunulan servis hizmetinin, eğitimsiz personel ve herhangi bir standardı ve kalibrasyonu olmayan test cihazları ve sahte parça kullanımı olasılığı ile çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabileceği konusunda Türkiye çapında müşterilerini bilinçlendirmek için çalışıyor.''
Açıklama, şöyle devam etti:
''Sahte parçaların kullanılmasının etkilediği bir diğer konu ise üretici firma garantisi. Araçlara takılan parçanın, Hyundai tarafından tedarik edilen orijinal yedek parçalardan olmadığı ya da problemin işlemi yapan servisin işçiliğinden kaynaklandığının tespit edilmesi halinde, yetkisiz servislerde yapılan bu işlemler, tüm otomotiv firmalarında olduğu gibi Hyundai"de de kesinlikle garanti kapsamında kabul edilmiyor. Tüm araçlarının ve orijinal parçalarının yüksek kalitesine güvenen Hyundai, bu sayede Türkiye'de satılan tüm modelleri için 5 yıl-100 bin kilometre üretici firma mekanik garantisi sunuyor. Hyundai, tüm araç sahiplerini uzun yıllar güvenli, ekonomik ve garanti imkanlarından faydalanarak, eğitilmiş uzman personel, teknolojik ve hassas test cihazları ve araç için özel üretilmiş orijinal parçalar ile hizmet vermek için yetkili servislerine davet ediyor.''
