Alınan bilgiye göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G-20 liderler Zirvesi çerçevesinde basına kapalı gerçekleştirilen bazı oturumlarda değişik başlıklarda konuşmalar yaptı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çok daha derin kökleri olan küresel dengesizlikleri gidermek amacıyla orta ve uzun vadeli politikaları belirleyerek harekete geçilmesi gerektiğini bildirdi.
Alınan bilgiye göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G-20 liderler Zirvesi çerçevesinde basına kapalı gerçekleştirilen bazı oturumlarda değişik başlıklarda konuşmalar yaptı.
''Küresel ekonomi ve güçlü sürdürülebilir ve dengeli büyüme için çerçeve'' konulu oturumda yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan, Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-bak'a misafirperverliklerinden dolayı teşekkür etti.
Uygulanan politikalarla birçok ülkenin büyüme sürecine tekrar girdiğini, işsizliğin daha da artmasının önlendiğini ve küresel finansal sistemin çalışmaya başladığını anlatan Başbakan Erdoğan, ancak hala önemli riskler bulunduğunu ifade etti.
Özellikle bazı gelişmiş ülkelerde, mali sürdürülebilirlik endişelerini ortadan kaldıracak orta vadeli planların henüz tam anlamıyla ortaya konulamadığına işaret eden Başbakan Erdoğan, ''Birçok ülkede işsizlik yüksek seyrediyor. Avrupa başta olmak üzere finansal sektör kaynaklı sorunlar önemini koruyor ve küresel dengesizlikler yeniden artış eğilimine giriyor'' dedi.
Daha da önemlisi, son dönemde gözlenen döviz kurlarındaki istikrarsızlığın, finansal ve ticari korumacılık riskini ortaya çıkardığını dile getiren Erdoğan, bu zirvede söz konusu risklere yönelik endişeleri bertaraf edecek politikalar ve taahhütlerin güçlü bir şekilde ortaya koyulması gerektiğini kaydetti.
Bugüne kadar sergilenen işbirliği tablosunun, ''son dönemde ortaya çıkan tartışmalarla zayıfladığı algısının'', grup olarak üzerine önemle eğilmesi gereken önemli bir unsur olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, ''Uluslararası kamuoyunun G-20 platformuna olan inancının devam etmesini sağlamalıyız'' diye konuştu.
Bu çerçevede, G-20 üyeleri olarak para, maliye ve kur politikalarının yayılma etkilerini de dikkate alarak koordineli bir şekilde uygulamalarının büyük önem taşıdığını anlatan Erdoğan, küresel ekonomiye ilişkin olarak önemli gördüğü bazı hususları da sıraladı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Öncelikle, gelişmiş ülkelerin mali uyum planlarının büyümeyi destekleyici tedbirlere odaklanmasını sağlamalıyız. Mali alanı olan ülkeler küresel büyümeyi daha fazla desteklemelidir.
Aynı zamanda, işsizliği azaltacak ve özel sektör öncülüğünde büyümeye destek olacak yapısal reformları daha da somutlaştırmalı ve bunları bir takvime bağlamalıyız.
Diğer taraftan, sermaye akımlarında son dönemde gözlenen artışın, yükselen piyasa ekonomilerine yönelik olumsuz etkilerini azaltmaya çalışmalıyız.
Bu çerçevede, gelişmiş ülkeler uygulayacakları politikalarda, yayılma etkilerini dikkate almalıdır. Döviz kurlarını piyasa koşullarından ve ekonomik temellerden uzaklaştıran müdahalelerden kaçınılması gerektiğini de vurgulamak isterim.
Son olarak, çok daha derin kökleri olan küresel dengesizlikleri gidermek amacıyla orta ve uzun vadeli politikalar belirleyip harekete geçmeliyiz.
Bu çerçevede Seul Eylem Planı'nda yer alan politika önerilerini destekliyoruz. Bunların hayata geçmesi için hep birlikte çaba sarf etmeli ve karşılıklı değerlendirme sürecini etkin bir araç olarak kullanmalıyız.''
TÜRKİYE
Türkiye olarak Orta Vadeli Program vasıtasıyla çıkış stratejilerinin 2009 Eylül ayında tüm ülkelerden önce açıkladıklarını dile getiren Erdoğan, bu programın olumlu sonuçlarının 2010 yılında görüldüğünü söyledi.
2010 yılının ilk yarısında Türkiye ekonomisinin yüzde 11"lik bir büyüme performansı sergilediğine değinen Erdoğan, bu yıl orta vadeli programını, 2013 yılını da içerecek şekilde yenilediklerini ve Ekim ayında kamuoyu ile paylaştıklarını anımsattı.
Erdoğan, ''İhtiyatlı kamu maliyesi duruşu; fiyat istikrarıyla finansal istikrara odaklanmış para politikası çerçevesi ve büyümeyi destekleyecek yapısal reformlar orta vadeli programımızın ana unsurlarını oluşturuyor'' ifadesini kullandı.
Son dönemde Türkiye'nin uyguladığı serbest kur rejiminin de programın temellerinden birini teşkil ettiğini dile getiren Erdoğan, orta vadeli programda yer alan politikaların Seul Eylem Planı ile uyumlu olduğunu hatırlattı.
Washington Zirvesi'nin üzerinden tam iki yıl geçtiğini belirten Erdoğan, gelecek dönemde de, küresel ekonomik sorunların ele alınmasında ve finansal sistemin şekillendirilmesinde aynı işbirliğinin korumasının küresel ekonominin bütünü açısından da büyük önem taşıdığını kaydetti.
ULUSLARARASI FİNANSAL KURULUŞLARI
Uluslararası finans kuruluşlarıyla ilgili oturumdaki konuşmasında da Başbakan Erdoğan, IMF reformunda önemli bir aşama kaydedildiğini belirterek, bundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Reformların bir an önce hayata geçmesi için çaba gösterilmezse, çalışmaların anlamsız hale gelebileceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, bunun için tüm tarafların üzerine düşeni yapmasının büyük önem taşıdığını kaydetti.
Gelişmekte olan ülkelerin IMF yönetimindeki temsillerinin güçlendirilmesinin önemine işaret eden Erdoğan, bu kapsamda, ülkelerin kota paylarının yeniden düzenlenmesine ve yükselen piyasa ekonomilerinin İcra Direktörleri Kurulu'ndaki sandalye sayılarının artırılmasına yönelik reform kararınını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Bu reformun 2012 yılı sonbaharına kadar hayata geçirilmesi için G-20'nin takipçisi olması gerektiğini ve yaşanabilecek gecikmeleri önlemek için elden gelen gayreti gösterilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, ''Bu kapsamda,önümüzdeki yıl G-20 dönem başkanlığını üstlenecek olan Fransa"nın bu hususu yakından takip edeceğine ve reformun zamanında gerçekleştirilmesi için üye ülkeleri teşvik edeceğine inanıyorum'' diye konuştu.
Gösterilen çabalara rağmen reform paketinin yürürlüğe girmesinde herhangi bir gecikme yaşansa bile, 2012 yılındaki İcra Direktörleri seçiminde Kurul"da öngörülen değişikliklerin gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, ''Çünkü 2012 yılındaki seçimleri kaçırdığımız takdirde süreç 2014 yılına sarkacaktır'' dedi.
Bugün alınan ve acil olduğuna inanılan bir reform kararının iki yıl daha gecikmeli olarak uygulamaya girmesinin, reformların ruhuna tümüyle aykırı olacağını ifade eden Erdoğan, diğer taraftan, İcra Direktörleri Kurulu"ndaki değişikliğin 2012 yılında yerine getirmenin önünde herhangi bir engel olmadığını söyledi.
IMF REFORMU
Bu reformun, Fon"daki temsil adaletsizliğinin tam olarak gidermediğini ifade eden Erdoğan, reform sonrasında Türkiye"nin de içinde yer aldığı birçok yükselen piyasa ekonomisinin Fon"da düşük temsil edilmeye devam edeceğini kaydetti.
Bu ülkelerin yüksek büyüme performansları da dikkate alındığında, söz konusu adaletsizliğin, zaman ilerledikçe daha da artacağına işaret eden Erdoğan, ''Dolayısıyla Fon"daki temsil adaletinin iyileştirilmesi için kota paylarının gözden geçirilmesine önümüzdeki süreçte de devam edilmelidir'' dedi. Erdoğan, bu çerçevede, ülke kotalarını belirleyen kota formülüne ilişkin çalışmaların bir an önce başlaması ve öngörüldüğü şekilde 2013 yılı başına kadar tamamlanması gerektiğini kaydetti.
Formül, ülkelerin küresel ekonomideki izafi ağırlıklarını doğru bir şekilde yansıtacak biçimde tasarlanması gerektiğini belirten Erdoğan, kota formülüne ilişkin tartışmalarda bu hedeften sapmamaya ve bu amaca aykırı unsurları formüle dahil etmemeye özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Küresel finansal güvenlik ağlarının geliştirilmesine de değinen Erdoğan, IMF"nin borçlanma araçlarında son dönemde yapılan iyileştirmeleri olumlu bulduğunu söyledi.
Sistemik şokların etkilerini azaltmak üzere IMF bünyesinde yürütülmekte olan çoklu finansman imkanlarına ilişkin çalışmaların başarı ile sonuçlandırılmasının önemli bir adım olacağını düşündüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, bu çerçevede, bu çalışmaların 2011 yılında da sürdürülmesinin yararlı olacağına olan inancını dile getirdi.