2003 yılı Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı hukukçu Şirin Ebadi, ''insan hakları karnesi zayıf olan İran'a karşı ekonomik yaptırım istemediklerini'' belirterek "Bunun yerine siyasi yaptırım olmalı" dedi.
BM'de İnsan Hakları Uluslararası Federasyonu (FIDH) tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan Ebadi, İran'da 2009 yılındaki seçimlerin ardından tutuklananların ve infazların sayısının arttığını, son 1 yılda infaz edilenlerin sayısının 400 olduğunu, bunun daha önceki yıllara göre yüksek bir rakam olduğunu belirtti.
İran'da özellikle ifade özgürlüğünde son yıllarda büyük gerileme olduğunu ifade eden Ebadi, şu anda 70 üniversite öğrencisinin hapiste yattığını, hükümet bilgi vermediği için siyasi mahkumlarının sayısını bilemediklerini söyledi. Hırsızlıktan tutuklananların ellerinin kesildiğini, insanların infaz edildiklerini ve nereye gömüldüklerinin bile ailelerine haber verilmediğini, insan hakları savunucularının ve İran'da pekçok ulemanın da bu tip cezalara karşı çıktığını, ancak İran hükümetinin kendilerini dinlemediğini ifade eden Ebadi, gazetecilerin ve avukatların tutuklandığını ve hücre cezasına çarptırıldıklarını, aileleriyle görüştürülmediklerini söyledi. Siyasi mahkumları savunduğu için tutuklanan ve tek başına hücre cezasına çarptırılan avukat Nesrin Sotoudeh'in de hücresinde ölüm orucuna başladığını belirten Ebadi, Sakine Aştiyani davasının İran'da tek olmadığını vurgulayarak, "Sakine tek değil, onun gibi taşlanarak ölümü bekleyen çok mahkum var, onlar için de seferber olmalıyız" diye konuştu.
İran'a karşı askeri haraket ya da ekonomik yaptırım istemediklerini bildiren Ebadi, "Ekonomik yaptırımlar da İran'da halka zarar veriyor, hükümete birşey olmuyor. Ekonomik yaptırım yerine İran'da cinayet işleyenleri ve işletenlere karşı siyasi yaptırım getirilmesini istiyoruz. Yani bu insanlar yurt dışına çıkmak istediğinde onlara vize verilmemeli ve başka ülkelerdeki malvarlıkları dondurulmalı ve bunlara el konulmalı" dedi.
ABD hükümetinin bu kapsamda 8 İranlıya ABD'ye girme için vize vermediğini kaydeden Ebadi, şöyle devam etti:
"Bu işin başlangıcı, ama tabii İran'da adam öldürmelerden doğrudan sorumlu 8 kişi yok, bundan çok daha fazla sayıda insan var, başka ülkelerin de benzer uygulamalarda bulunmalarını istiyoruz. Bu cinayetleri işleyenler için İran'da adalet yok, o zaman biz de başka ülkelerde adaleti uygulayalım, bu insanların hareketlerini kısıtlayarak onlara dünyayı küçük kılalım."
İran devriminden sonra şeriat hukuğu uygulayan İran'ın, kadınların değerini erkeklerinkinin yanında yarıya indirdiğini örnekler vererek anlatan Ebadi, ayrıca insanların dillerini, ellerini kesme, taşlayarak öldürme gibi çeşitli cezalar getirildiğini, dünyadaki din adamlarının ve İran'daki pekçok ulemanın da bu tip cezalara karşı çıktığını, ama yönetiminin uygulamalarına devam ettiğini söyledi. Bu tür cezaların sadece İran ve Suudi Arabistan'da uygulandığını, diğer Müslüman ülkelerde bulunmadığını ifade eden Ebadi, "Suudi Arabistan'da durum İran'dakinden de kötü" dedi.
-İRAN VE SUUDİ ARABİSTAN'IN BM KADIN İCRA KURULUNA ADAY OLMALARI-
İranlı hukukçu Şirin Ebadi, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun tarafından yeni kurulan "BM Kadın" kurumunun icra kurulu üyesi olarak Suudi Arabistan ve İran'ın aday olmalarıyla ilgili bir soru üzerine, "Bu şaka gibi birşey" dedi.
Asya grubundan İran'dan başka bir ülkenin aday olmaması durumunda İran'ın kolaylıkla seçileceğini belirten Ebadi, "Umarım Asya bölgesinden başka ülkeler de aday olur. BM Kadına Karışı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi'ne (CEDAW) imza koymamış bir ülke nasıl olur da BM Kadın gibi bir kurumun icra kurumuna girip diğer ülkelerdeki insan haklarıyla ilgili konuşabilir. BM Kadın bu tür üyelere sahip olursa birşey başaramaz" diye konuştu.
Bu yılki Nobel Barış Ödülü'nün hapiste yatan Çinli muhalif siyasetçi Liu Şiaobo'ya verilmesiyle ilgili bir soruyu ise Ebadi, "O gün hayatımın en güzel günlerinden biriydi, hemen kendisine mesaj çekip tebrik ettim. Şiaobo'nun hapisten çıkmasıyla ilgili BM birşey yapmazsa hayal kırıklığına uğrarım" diye yanıtladı.
Ebadi, bu kapsamda BM İnsan Hakları Yüksek Komiserine büyük bir rol düştüğünü, bu konuda baskı yaratması gerektiğini belirterek, "Hatta Şiaobo'nun büyük bir resmi, bir toplantı sırasında BM Genel Kuruluna asılıp Çin utandırılabilir" dedi. Ebadi'nin bu sözleri salonda gülüşmelere yolaçtı.
-TÜRKİYE-
Ebadi, Türk gazetecilerin bu kapsamda Türkiye'nin neler yapabileceğiyle ilgili bir sorusu üzerine, insan haklarının uluslararası nitelikte olduğunu vurgulayarak, "Bir ülkede bu konuda yaşananlar diğer ülkelerin de ilgisini çekmeli. İran nasıl Filistin'de, Lübnan'da ve Irak'taki insan hakları uygulamalarına karşı itiraz edebiliyorsa Türkiye de İran'daki insan hakları uygulamalarına karşı itirazda bulunabilir" dedi.
Şirin Ebadi, İran'dan Türkiye'ye son dönemde sığınan kişilere karşı Türkiye'nin iyi davranmasını istediklerini, bu kişilerin bazılarına iyi davranılmadığına yönelik bazı bilgiler aldıklarını bildirdi.
Geçen yıl Haziran ayından beri İngiltere'de yaşayan Ebadi, toplantının sonunda kendisiyle mülakat yapmak isteyen bir İran televizyon kanalına kendileriyle konuşmak istemediğini söyledi.