CHP Milletvekili Mustafa Özyürek, Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün ''ilköğretimde türban olmayacağı'' yönünde açıklama yaptığını belirterek, "Bu eşlerinin demeçleriyle çözülecek sorun değildir'' dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi görüşülüyor. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun sunumunun ardından milletvekilleri görüşlerini dile getirdi.
Milletvekillerinin komisyonda tartıştığı konuların başında başörtüsü, sözleşmeli öğretmenlik ve geçen hafta yapılan Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararlar geldi.
CHP'li Özyürek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün ''ilköğretimde türban olmayacağına' ilişkin açıklamalarının basına yansıdığını belirterek, ''Hayrünnisa Gül'ün hangi sıfatla bu konuşmayı yaptığını'' sorarak, şunları söyledi:
''Bu neyin güvencesi. Sayın Cumhurbaşkanı bu görüşe katılıyor mu, Sayın Başbakan katılıyor mu ve siz Milli Eğitim Bakanı olarak katılıyor musunuz?
Bir diğer önemli nokta, ilkokulda türban olmaz, peki ortaöğretimde türban olur mu? Üniversitelerde de facto olarak türban yasağı kalktı, peki kamuda, devlet dairelerinde öğretmenlerimiz türbanlı olacak mı olmayacak mı? Ortaöğretimde türban olacak mı olmayacak mı? O nedenle böylesine önemli bir konu; -Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın eşlerinin, hepsine saygı duyuyoruz ayrı mesele- demeçleriyle çözülecek sorun değildir. Bunlar son derece önemli konular, son derece önemli sorunlar.
Biz Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir açıklaması olursa elbette önem veririz, Sayın Başbakanın ve Sayın Bakanın bir açıklaması olursa önem veririz ama hanımefendilerin demeçleri bizim açımızdan yeterli güvenceler oluşturmuyor. Onun için Sayın Bakan'dan ilköğretimde türban serbestisi olmamalı noktasında ne düşünüyor, ortaöğretimle ilgili olarak ne düşünüyor onları da öğrenmek istiyoruz.''
Özyürek, KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı'nın iptal edilmesinin öğretmen atamalarını geciktirdiğine işaret etti. Özyürek, geçen yıl çıkarılan bir kanunla ÖSYM'nin ''birikmiş paralarının'' YÖK'e aktarıldığını kaydederek, ''Böylece ÖSYM kendi örgütlenmesini yapamaz, kendi personelini alamaz hale geldi ve büyük bir zaafiyet yaşanıyor. Tabii kopya çekme, şebeke olaylarının doğrudan bununla ilgisi olmayabilir ama bu kurumu güçsüzleştiren, etkisizleştiren bu kararı ne yazık ki TBMM olarak hep beraber aldık. Bu büyük bir yanlışlıktı, hataydı'' diye konuştu.
-''ÜNİVERSİTELERDE KADININ ADI YOK''-
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da üniversite sınavlarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki illerin başarısının düşük olduğuna işaret ederek, ''Buralara giden öğretmenlere, orada görev yapan güvenlik görevlilerine tanınan hakların tanınmadığını'' söyledi.
Kadın öğretim üyelerinin bazı üniversitelerde çok az olduğunu, bazılarında da hiç bulunmadığını söyleyen Kaplan, Adıyaman, Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Batman, Bingöl, Erzincan, Gaziosmanpaşa, Hakkari, Iğdır, Mardin Artuklu, Muş Alparslan, Ordu, Rize, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Yalova üniversitelerini buna örnek gösterdi. Bu üniversitelerde ''kadının adının olmadığını'' ifade eden Kaplan, bunu vahim bulduğunu dile getirdi.
Kaplan konuşmasında, Çubukçu'ya hitaben ''YÖK fişlemeyi devam ettiriyor mu? Takip edeceğim, yok derseniz, çıkaracağım'' dedi.
Başörtüsü konusuna da değinen Kaplan, ''YÖK'e soruyoruz, fiilen mi çözeceksiniz yasal olarak mı çözeceksiniz veya parlamentodan ne bekliyorsunuz?'' diye sordu.
''Anadil'' konusunda eğitim-öğretimde sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Kaplan, Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda ne düşündüğünü merak ettiğini söyledi.
Kaplan, televizyonlardaki mafya, aşiretle ilgili dizilerin çok olduğunu belirterek, neden öğretmenlerle ilgili dizilerin olmadığını da sordu. ''Sinemada bir klasik olan Hababam Sınıfı akıllarımızda kaldı. Toplum, sosyal konular, gençlik son derece önemli ama Behlül ile Bihter 15 milyon kişiyi aşkın kişi tarafından izleniyor. TRT Sakarya, Fırat gibi ırkçı diziler yapacağına biraz daha toplumu kaynaştıracak, barıştıracak, toplumda bunu destekleyecek birşey yapamaz mı?'' diye sordu.
-YÖK BAŞKANI NEDEN YOK-
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay da üniversite sayısının 154'e ulaştığını, YÖK ve üniversitelerin bütçesinin görüşülmesine karşın toplantıya YÖK Başkanı'nın katılmadığını kaydetti.
Akçay, ''Kendi kendine üstüne vazife olmayan işlere balıklama atlayan, hatta Meclisin görevini almaya kalkan ve Anayasa'nın ve yasaların üstünde inisiyatif kullanmaya kalkışan YÖK Başkanı, neden bütçe görüşmelerinde yok? Bu tutumu yadırgadığımı belirtiyorum ve bundan sonraki bütçe görüşmelerinde kendilerini bekliyorum. Kendisini Meclis üstü mü görüyor?' şeklinde konuştu.
Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınacağı sözüne karşın sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmediğini ve sözleşmeli öğretmen alımına devam edildiğini söyleyen Akçay, bu öğretmenleri oyalamaktan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan da YÖK'ü eleştirdi. Kaptan, ''Liseler üniversite yapıldı. Yeni YÖK Başkanı ile de üniversiteler lise yapıldı. Üniversiteler yüksek lise haline dönüştürüldü. Laboratuvar yok, öğretim görevlisi yok, öğrenci var. Düşünmeyen, konuşmayan, yazmayan araştırmayan üniversite adlı yüksek liseler var. Üniversiteler susturulmuştur. Anayasa değiştiriliyor, referandum yapılıyor, bir üniversitenin bir hukuk fakültesinin sesi çıkmıyor'' diye konuştu.
Devlet yurtlarında yer bulamayan öğrencilerin ''zorunlu olarak cemaat yurtlarına yöneldiğini'' söyleyen Kaptan, TOKİ'nin yurt yapmasını istedi.
Başörtüsü konusuna da değinen Kaptan, ''Hukukta bir hiyerarşi vardır. YÖK Başkanı bir genelge çıkardı ne Anayasa'ya uyuyor ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine uyuyor, ne Danıştay kararına uyuyor. Bu iş bu kadar kolaysa şimdiye kadar niye uğraşıldı? Türkiye'de hukuk alt üst oldu, sizin de bir hukukçu Bakan olarak hiç sesiniz çıkmadı sayın Bakan'' dedi.
Kaptan, türban serbest olsun diye imza atanların rektör sıralamalarında ön sıralara alındıklarını belirterek, ''Muş Üniversitesi Rektörü, 'Türbanlı öğrencilerden devlet özür dilemelidir' diyor. Sayın Bakan siz bu konuda ne diyorsunuz?'' şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Şura toplantısının Kızılcahamam'da yapılmasını da eleştiren Kaptan, ''Neden Kızılcahamam'da topladınız demiyorum çünkü siz oraya alıştınız. AKP'nin evi gibi oldu'' dedi.
-BAĞIŞ, AİDAT TOPLANMASIN-
DSP Milletvekili Hasan Macit de okullarda ''bağış, aidat'' adı altında para toplanmasını eleştirerek, buna neden olan sorunların ortadan kaldırılmasını istedi.
Milli Eğitim Şurası'nda okullardaki Milli Güvenlik dersinin kaldırılmasının, bu derse askerlerin gelmemesinin tartışıldığını söyleyen Macit, ''Bundan niye rahatsız olunuyor. Eğer varsa yanlış bu tartışılabilir. İmamlar da derse giriyor. İmamların derse girmesiyle ilgili bir tartışma neden olmuyor'' dedi.
AK Parti Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen de AK Parti iktidarı döneminde eğitim alanında yapılan çalışmaları anlattı. ''Hükümetleri döneminde katsayı uygulamasındaki adaletsizliğin giderilmesinin milleti memnun ettiğini''belirten Ergezen, ''Bu haksızlığı gidermekte emeği olanlar manevi yönden çok nasipli insanlar. Hayırlı işlere sebep olmak büyük bir mutluluktur. Bunu gideren AK Parti iktidarına, YÖK'e teşekkür ediyorum'' dedi.
Okullarda ''Değerler Eğitimi dersi'' konulmasını isteyen Ergezen, ''Anne baba hakkı, komşu ilişkileri, büyük küçük ilişkileriyle ilgili ihtiyaç olduğunu görüyorum. Türk milletinin en önemli varlığı sağlam aile yapısıdır. Biz Selçuklu'yu Osmanlıyı o sağlam aile yapısındaki değerlerle kurduk. Bunun dejenere edildiği kanaatindeyim emperyalist güçlerin pompalamalarıyla'' dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da YÖK ile ilgili sürekli şikayet edilmesine karşın bu konuda Anayasa değişikliği yapılmadığını belirterek, bunun samimiyetsizlik olarak gördüğünü dile getirdi.