TBMM Başkanı ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi dönem Başkanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye'nin KEİPA dönem başkanlığını Ukrayna Parlamento Başkanı Volodymyr Lytvyn'e devretti.
Trabzon Zorlu Grand Otel'de düzenlenen KEİPA 36. Genel Kurul Toplantısı'nın açılışında konuşan Şahin, önemli bir bölgesel teşkilatın genel kurul toplantısına ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, ''Karadeniz, kültürleri ve medeniyetleri buluşturup, harmanlayan bir bölgedir. Trabzon da bu bölgenin kimliğini en güzel şekilde temsil eden illerimizin başında gelmektedir'' dedi.
TBMM Başkanı ve KEİPA Dönem Başkanı Mehmet Ali Şahin, daha sonra Türkiye'nin KEİPA dönem başkanlığını Ukrayna Parlamento Başkanı Volodymyr Lytvyn'e devretti.
Şahin, Lytvyn'e başarılar dileyerek, her türlü desteğe hazır olduklarını kaydetti.
TBMM Başkanı ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi (KEİPA) Dönem Başkanı Mehmet Ali Şahin, 88 yıl aradan sonra 15 Ağustosta Trabzon'un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı'nda yapılan ayin ile bu coğrafyadan tüm dünyaya çok anlamlı bir barış ve hoşgörü mesajı verildiğini belirterek, ''Türkiye, dini inanç ve kültür temelinde, insanlar arasında kategorik farklılıklar gözetilmesine ve böylelikle husumet tohumlarının ekilmesine şiddetle karşıdır'' dedi.
Zorlu Grand Otel'de düzenlenen KEİPA 36. Genel Kurulu'nun açılışında konuşan Şahin, önemli bir bölgesel teşkilatın genel kurul toplantısına ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, ''Karadeniz, kültürleri ve medeniyetleri buluşturup, harmanlayan bir bölgedir.
Trabzon da bu bölgenin kimliğini en güzel şekilde temsil eden illerimizin başında gelmektedir'' diye konuştu.
Özellikle son 20 yılda küreselleşme ve bilgi iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişim sayesinde toplumların birbirlerine daha fazla yaklaştığını, bu süreçte uluslararası ve bölgesel işbirliğinin önem kazandığını anlatan Şahin, şunları söyledi:
''Bu çerçevede, Karadeniz bölgesinde de barış, istikrar, ekonomik kalkınma ve demokrasinin uzlaştırıcı temel ilkelerini paylaşan ülkelerimiz, on sekiz yıl önce bölgenin en kapsayıcı organizasyonu olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Örgütü'nü kurdular.
İş dünyası, bankacılık ve akademik çalışmalar gibi çeşitli işbirliği alanlarında somut tasarılar üreten ve uygulayan bir örgüte sahip olmak, parlamentolar ve hükümetler başta olmak üzere hepimiz için kuşkusuz özel bir kıvanç kaynağıdır.
Çünkü KEİ, her şeyden evvel bir barış projesidir. Ekonomik işbirliği ve karşılıklı etkileşimin de bölgesel barış ve istikrara ne denli katkı yaptığını ve yapacağını izaha gerek görmüyorum. Kurulduğu günden beri KEİ ve onun parlamenter ayağı olan KEİPA, bu işlevi başarıyla üstlenmiş bulunmaktadır.''
Şahin, ikili, bölgesel ve çok taraflı işbirliğinin her alanda sağlam bir zemine kavuşturulmasının ülkelerin birbirlerini doğru şekilde tanıyıp yakınlaşabilmesine bağlı olduğunu kaydederek, ''Kültürlerin doğru şekilde anlaşılması bu noktada anahtar bir rol oynamaktadır.
Bu anlayışla, KEİPA 36. Genel Kurulu'nun teması 'Bölgesel ve Uluslararası İşbirliğinin Temeli: Kültürler ve Medeniyetlerarası Diyalogda Parlamentoların Rolü' olarak belirlenmiştir'' dedi.
DİYALOG EKSİKLİĞİ
TBMM Başkanı Şahin, günümüzde farklı dinlere ve kültürlere mensup kişiler arasındaki diyalog eksikliği, ön yargılar ve husumetin, en az güvenlik sorunları kadar dünyayı tehdit ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Tarihte birçok üzücü dönem ve olay, bu tehlikeli potansiyelin, günü geldiğinde en zararlı silahtan daha yıkıcı olabileceğinin örnekleriyle doludur. Maalesef bu husumetin tahripkar rüzgarı dünyanın birçok bölgesinde esmeye devam etmektedir.
Bu rüzgar, dünyada sözde bir 'medeniyetler çatışması' bulunduğuna dair senaryoları da ne yazık ki güçlendirmektedir. Son yıllarda sıkça rastladığımız bu yöndeki iddialar, özellikle İslam dini ile batı dünyasının değerleri arasında derin ve bağdaşmaz farklar bulunduğu şeklindeki kabul edilemez ön yargılardan beslenmektedir.
Nitekim, çoğunluğu Müslüman olan bir nüfusa sahip çağdaş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, medeniyetler çatışmasını savunanlara en güzel yanıtı vermektedir.''
SÜMELA MANASTIRI'NDAKİ AYİN
Trabzon'un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı'nda Ağustos ayında yapılan ayine değinen Şahin, şunları söyledi:
''Doğudan batıya, güneyden kuzeye, bu coğrafyadan geçen ve tarihteki yerini alan onlarca medeniyetin ektiği 'bir arada yaşama' tohumları, başta Trabzon olmak üzere ülkemizin her köşesinde tüm canlılığıyla yaşamaktadır.
Başta Hristiyan alemi için büyük önem taşıyan Sümela Manastırı olmak üzere çeşitli kiliseleri, inanç ve kültür merkezlerini barındıran Trabzon, ülkemizin en eşsiz barış ve kültür şehirlerinden biridir.
Özellikle 88 yıl aradan sonra 15 Ağustos tarihinde Sümela Manastırı'nda yapılan ayinle, bu coğrafyadan tüm dünyaya çok anlamlı bir barış ve hoşgörü mesajı verilmiştir.
Türkiye, dini inanç ve kültür temelinde, insanlar arasında kategorik farklılıklar gözetilmesine ve böylelikle husumet tohumlarının ekilmesine şiddetle karşıdır.
Bu çerçevede, günümüzde giderek önem ve öncelik kazanan kültürler ve dinler arası diyalog konusu, Türk dış politikasının başlıca unsurları arasında yer almaktadır.
Türkiye, bu konuda dünya genelinde en önemli girişim sayılabilecek Medeniyetler İttifakı'nın iki eş sunucusundan biridir.''
MEDENİYETLER İTTİFAKI
Şahin, Türkiye ve İspanya tarafından 2005 yılında başlatılan ve daha sonra Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri tarafından da benimsenerek bir BM girişimi halini alan Medeniyetler İttifakı'nın Dostlar Grubu'ndaki üye sayısının 120'yi aştığını belirterek, ''İttifak, böylece BM'den sonra uluslararası planda en fazla üyeye sahip oluşum haline gelmiştir.
Bu durum, aynı zamanda, ülkelerin ve insanların aslında işbirliği ve uyum ortamını çatışma ve gerginliklere tercih ettiğinin yeni bir göstergesini teşkil etmektedir'' diye konuştu.
Medeniyetler İttifakı'nın, küresel düzeyde bir hoşgörü ve uyum ortamı oluşturma amacı güttüğünü ve bu hedef doğrultusundaki adımlarını bölgesel stratejiler yoluyla gerçekleştirdiğini ifade eden Şahin, ''Bu çerçevedeki ilk bölgesel strateji, KEİ'yi de yakından ilgilendiren Güneydoğu Avrupa bölgesinde yürürlüğe konmuştur.
Yine yanı başımızdaki Akdeniz havzasına yönelik Bölgesel Strateji üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Dolayısıyla, bütün bu çalışmalara hepimizin gerekli desteği sağlaması büyük önem taşımaktadır'' dedi.
Türkiye'nin, bu girişimin yanı sıra, kendi yakın coğrafyasıyla ikili ve bölgesel ilişkilerini sıfır sorun ve maksimum ortak fayda ilkelerine dayanarak karşılıklı refah ve kalkınma hedefi doğrultusunda şekillendirmeye özel önem verdiğini dile getiren Şahin, bu yaklaşımın ''Yurtta barış, dünyada barış'' ilkesini rehber edinmiş Türkiye'nin yürüttüğü dış politikanın politikanın bir sonucu olduğunu söyledi.
''PARLAMENTOLARA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞMEKTEDİR''
Şahin, günümüz dünyasında karşı karşıya bulunulan sorunların ağırlığı dikkate alındığında parlamentoların da asli görevleri olan yasama işlevinin ötesine geçmelerinin bir zorunluluk haline geldiğini kaydederek, şöyle konuştu:
''Parlamentoların, küresel barış ve güvenliği ilgilendiren konulara daha fazla ilgi göstermeleri artık kaçınılmazdır. Ülkeler arasında hoşgörü, uyum ve işbirliği, halklar arasındaki ilişkilerin sağlıklı, sağlam ve gerçekçi temellere sahip kılınmasından geçmektedir.
Bu noktada, uluslarımızı oluşturan bireylerin temsilcilerini bir araya getiren parlamentolara büyük sorumluluk düşmektedir.
KEİ'nin başarısı, ancak bölge halklarıyla bütünleştiği ve sokaktaki insanlarımızca da bilinir hale geldiği ve onların sorunlarına çözümler ürettiği ölçüde artacaktır.
Bu çerçevede, ulusal parlamentolar anahtar rol oynayabilirler. Örneğin KEİ projelerinin uygulanması konusunda kamuoyu desteğini sağlama, KEİ'de kabul edilen çok taraflı belgelerin onaylanmasını izleme, bölgedeki ekonomik bütünleşmeyi hızlandıracak girişimlere destek verme gibi.''
KÜLTÜRLER VE DİNLER ARASINDAKİ DİYALOĞUN ÖNEMİ
Şahin, bu konuya ilişkin bir öneride bulunacağını ifade ederek, ''Parlamentolarımız arasında gerçekleşen ziyaretlerin programlarında, ev sahibi ülke vatandaşlarıyla doğrudan temaslarda bulunmasına yönelik etkinlikler de programlara dahil edilebilir.
Bu tarz bir yaklaşımın, ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin pekiştirilmesi amacıyla seçilmiş temsilciler arasında yürüttüğümüz temasların sağladığı yararları bir aşama daha ileri taşıyacağına inanıyorum'' dedi.
''Dünyada barış, istikrar ve işbirliğinin hakim kılınması için kültürler ve dinler arası diyaloğun hayati bir öneme haiz olduğu aşikardır'' diyen Şahin, bu çerçevede, parlamentoların, ulusal düzeyde gerçekleştirecekleri faaliyetlerin yanı sıra, farklı kültürler ve medeniyetler arasında hoşgörü ve uyum ortamının güçlendirilmesine hizmet edecek değerli katkılarını sunmaya devam etmeleri gerektiğini söyledi.
KEİPA DÖNEM BAŞKANLIĞI UKRAYNA'YA DEVREDİLDİ
TBMM Başkanı ve KEİPA Dönem Başkanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye'nin KEİPA dönem başkanlığını Ukrayna Parlamento Başkanı Volodymyr Lytvyn'e devrettiğini belirterek, söz konusu başkanlığı devralan Lytvyn'e başarılar diledi.
Şahin, Lytvyn'ye de her türlü desteğe hazır olduklarını da sözlerine ekledi.