AK Parti İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişci, Cumhuriyet Bayramı törenlerinde, askeri gösterilerin öne çıkmasının, demokratik rejimle, Cumhuriyetle bağdaşmadığını savundu. CHP'liler ise HSYK'yı eleştirdi.
Milletvekilleri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeleri devam eden TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve Sayıştayın 2011 yılı bütçeleri üzerinde görüşlerini dile getirdi. Milletvekilleri, telefonlardan, kulislerdeki koltuklardan ve TBMM'deki polislerin sıkça görevlerinin değiştirilmesinden şikayetçi oldu.
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi gereken bazı tasarıların bu komisyona gelmediğini, buna çözüm bulunması gerektiğini belirterek, ''Kurallar iyi belirlenmeli. Biz de ne yapacağımızı bilmeliyiz'' dedi.
Yasama sürecinde, yasama kalitesini tehlikeye atan etkenler olduğunu savunan Ayhan, kanun tasarı ve tekliflerin sayısı, zaman baskısı, son dakika değişikliklerinin bu etkenler arasında bulunduğunu ifade etti.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, sundukları kanun tekliflerinin bekletildiğini, bir tanesinin kazara bile olsa komisyonlara inmediğini ifade ederek, ''İktidar milletvekilleri teklifi akşam veriyor, teklif sabah komisyona iniyor'' dedi.
Kaplan, Meclis gündeminin, kağıda basılarak odalara dağıtılması yerine cep telefonlarına ya da elektronik posta adreslerine iletilmesini önerdi.
Kapatılan DTP'nin Mecliste bulunması nedeniyle askerlerin TBMM'deki etkinlikleri katılmadığını savunan Kaplan, ''O zaman Meclis Başkanı sustu. Kürt seçmeni ile Türk seçmeninin oyu eşit ise eğer, rütbelisi, rütbesizi, sivili o sandığa saygıyı gösterecek. Milletin seçtiği vekiline saygı gösterilmiyorsa, bunu devletin bazı kurumları göstermiyorsa, Meclis ses çıkarmıyorsa, bu sıkıntıdır'' diye konuştu.
Kaplan, 29 Ekim'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün verdiği resepsiyonla ilgili tartışmaların artık bitirilmesi gerektiğini, bu tartışmaların ülkeye yakışmadığını söyledi. Kaplan, ''Ülkenin bütün renkleri, sesleri ve farklılıkları eğer cumhur temsil edip, bir araya getiremiyorsa o ülkenin birlik ve bütünlüğünde sorun vardır'' dedi.
Kaplan, eski milletvekilleri Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekilliğinin iadesi talebine karşılık Meclis Başkanlığının, YSK'ya sormadan, Anayasa Mahkemesi kararını sormadan, komisyonlardan görüş almadan ''Ben merci değilim'' dediğini söyledi. Kaplan, partisinin 16-17 Kasımda Avrupa Parlamentosunda oturumlara katılacağını, kendilerine gelen bu cevabı gündeme getireceklerini kaydetti.
-''KİMSENİN CÜRETİ VE HADDİ DEĞİL''-
CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, Meclis Başkanlığının, kendilerini küçük düşürdüğünü, buna haklarının olmadığını savundu. Kendisini en çok ''paraşütle gelenlerin'' üzdüğünü dile getiren Aslanoğlu, ''Açıktan atamayla bir yerlere atanan, milletvekilinin yanında buraya gelip, pat diye belli bakanlıklara giden kaç kişi var? Burada 20 yıl çalışmasına rağmen 1 yıllık adam pat diye yukarıdan gelecek, bunu kim yapıyorsa kınıyorum. Meclis bu konuda kanunsuzluk yapmaktadır. Devlet memuru olmamasına, sınava girmemesine rağmen bir yerlere gönderiliyor, tekrar geliyor, yatay geçişle bakanlıklara gidiyor. Meclis, böyle bir uygulamaya alet olduğu için icap duyuyorum'' diye konuştu.
Aslanoğlu, Meclis tarafından verilen telefonlardan verim alamadığını ifade ederek, bu telefonların geri alınmasını istedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in dünkü açıklamalarına da değinen Aslanoğlu, ''Başbakan adına asker ile olan ilişkileri Çelik mi yürütüyor? Başbakan devrettiyse, o zaman savaşta ve barışta askerin görevini öğrenin. Emre itaat etmemeyi söylemek kimsenin cüreti ve haddi değildir'' görüşünü savundu.
-''DÜNYANIN HİÇBİR PARLAMENTOSUNDA BU ŞEKİLDE DEĞİL''-
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Meclisin yaptırdığı inşaattaki sürelerin uzunluğundan şikayetçi oldu, bu inşatların çok kısa sürede tamamlanmasının mümkün olabileceğini belirtti.
Milletvekillerinin çalışma şartlarının kötü olduğunu dile getiren Öztrak, dünyanın hiçbir parlamentosunda milletvekillerinin bu şekilde çalışmadığını söyledi. Öztrak, milletvekilleri çalışma odaları için yapılacak inşaatın bir an önce tamamlanması halinde, milletvekillerinin performansının da yükseleceğini kaydetti.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Sayıştay Kanunu Teklifini değerlendirdi, AK Parti'nin, giderayak yaptıklarının hesabının sorulmasını engellemeye çalıştığını savundu. Kalaycı, teklifle performans denetiminin ortadan kaldırıldığını, Sayıştayın etkisiz hale getirildiğini, AK Parti'nin etkin denetim sistemi oluşturmak yerine mevcudu iyice etkisiz hale getirmek istediğini söyledi.
-''OTOGARDA HİSSEDİYORUM''-
CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan, muhalefet milletvekillerinin verdiği kanun tekliflerinin yasalaşmasının mümkün olmadığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haberi olmadan Mecliste bir şeyin gerçekleşmediğini savundu. Yasama organının, yürütmenin müdahalesi altında olduğunu, son referandumla yargının da yürütmenin bir bakıma etkisi altına girdiğini kaydeden Kaptan, ''Artık ülkemizde kuvvetler ayrılığı, kuvvetler birliğine dönüşmüştür. HSYK artık, Hükümete Sadık Yargıçlar Kurulu haline dönüşmüştür'' dedi.
Kaptan, ''Tarafsız görev yapan, iktidarı frenleyen cumhurbaşkanının, zaman zaman sanki Kayserililiği, AKP'liliği öne çıkıyor; atamalarla, Anayasa Mahkemesine yaptığı atamalarla ortaya çıkıyor'' görüşünü savundu.
Yeni yasama yılında değiştirilen kulisteki koltukları beğenmediğini, beğenen milletvekilinin de bulunmadığını ifade eden Kaptan, ''Diğer koltuklar eskimişti ama buna rağmen Mecliste bir sıcaklık, rahatlık vardı. Kendimi otogarda, otobüs bekler gibi hissediyorum'' diye konuştu.
Kaptan, ikinci telefona gerek olmadığını, bunların toplanmasında yarar bulunduğunu dile getirdi.
-''HEP BİRLİKTE KUTLAMALIYIZ''-
AK Parti İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişci, eşiyle Çankaya Köşkü'ndeki 29 Ekim resepsiyonuna katıldığını anlatarak, salonda yapılan yenilemelerin, elden geçirmelerin, daha önceki durumla kıyaslayınca yüzlerini güldürdüğünü söyledi.
Resepsiyonla ilgili olarak bazı milletvekillerinin ''siyaset yapıldığından'' söz ettiğine işaret eden Yemişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz milletvekiliyiz işimiz ne acaba diye sorguladım. İşimiz siyaset değil mi? Bu konuyu gündeme getirip ortaya atacaksınız, sonra geri çekilip bunun üzerinden siyaset yapacaksınız. Ülkemizden her meslekten çok seçkin insanlar, oraya gelip bayramı büyük bir zevkle, onurla kutladık. Cumhuriyet, askeri rejimin adı mı, onu da tartışmak lazım. 30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri, yurdumuzun çeşitli yerlerinde askeri, resmi geçitlerle, tanklarımızla, toplarımızla, tüfeklerimizle, gücümüzü dosta düşmana göstererek, gurur kaynağı olan resmi geçitle sergileniyor. Cumhuriyet Bayramı törenlerinde de aynı şekilde askeri gösterilerin öne çıkması, bence demokratik rejimle, Cumhuriyetle bağdaşmıyor. Çıkmasının mahsuru yok, ama önemli olan 72 milyon, hep birlikte, sokaklara dökülerek kutlamalıyız. İster Çankaya'da cumhurbaşkanlığı makamında, askeri siviliyle, 72 milyonun hep beraber bayram havasında kutlamamız lazım. Üzerine vazife olanların bir daha dikkatli bakıp, bütün milletimizin birlik ve beraberliğini sağlaması lazım.''
Yemişçi de dijital telefonların çalışmadığını dile getirdi.
-''BEKAR DA OLSA KATILMAZDIK''-
CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, 2007'de 30 milyon lira olan Cumhurbaşkanlığı bütçesinin 2011'de 116 milyon olarak öngörüldüğünü, bunun da yüzde 278'lik bir artışa karşılık geldiğini söyledi.
Bu artışın ''iddialı olduğunu'' ifade eden Özyürek, ''Cumhurbaşkanlığına bu parayı çok gördüğüm için söylemiyorum. Niçin bu kadar büyük bir artış var, bunu öğrenmek istiyorum'' dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla verilen resepsiyona da değinen Özyürek, bu konuda ''kabul edilemez ve akıl almaz'' tartışmalar yapıldığını söyledi.
Resepsiyonun Cumhurbaşkanı'nın bir daveti olduğunu belirten Özyürek, bu davete katılmak konusunda bir zorunluluk bulunmadığını dile getirdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in resepsiyona katılmayanlar hakkındaki değerlendirmelerini hatırlatan Özyürek, ''TSK, Başbakanlığa bağlı. Başkomutan'ın emrine karşı çıkan komutanların görevden alınması lazım. Sayın Başbakan bunu yapacak mı yapmayacak mı göreceğiz'' diye konuştu.
Özyürek, CHP olarak ''Cumhurbaşkanı'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin değil, bir partinin Cumhurbaşkanı gibi hareket ettiği'' kanaatine sahip olduklarını, bu nedenle de devlet görevleri hariç, özel nitelikli toplantılara katılmadıklarını belirtti.
Mustafa Özyürek, ''Hayrünnisa Gül'ün kıyafeti ile CHP'nin arasında ilişki kurulmamalı. Gül bekar da olsa biz o resepsiyona katılmazdık. Sayın Başbakan da eşsiz olarak katıldılar. Sayın Arınç hiç katılmadı ama katılmayanlara eleştiri yaptı. Kendisi neden katılmadı?'' dedi.
DSP İstanbul Milletvekili Hasan Macit, Meclisteki farklı statüdeki memurların, tek statüde birleştirilmesini teklif etti.
Kapıdaki polislerin, kendilerine kimlik sorduğunu ifade eden Macit, ''Görevi; soracak. Ama ya bir ya iki günlük görevli. Niye güvenlik görevlileri sıkça değiştiriliyor, neden Meclisi tanıyan güvenlik görevlileri başka yerlere gönderildi?'' diye sordu.