CHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, ''Bu anayasa, hiçbir temel hak ve özgürlüğü tanımadı değil, güvence altına almadı'' dedi.
Batum, Avrupa Parlamentosu Yeşiller/Avrupa Hür İttifak Grubunun ''Turkey in Europe (Avrupa'daki Türkiye)'' konferansının ''Yeni Anayasa Işığında Türkiye'nin Demokratikleşme Süreci'' başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, anayasa değişikliğine yönelik yapılan referandum sonrası yeni bir Türkiye oluştuğunu söyledi.
Türkiye'de sivil toplumun gücünün ilerlediğini belirten Batum, ''Dar bir devlet, baskıcı bir devlet zihniyeti bunu baskı altına alıyor. Demek ki bizim anayasamızın her şeyden önce bu dar ve baskıcı devlet anlayışını sınırlayarak sivil toplumun önünü açmak olmalı. Yani devlete sınır getirmeli. Yargıyı güçlendirmeli, yargı tarafından denetlenmeyen bütün alanları yargının denetimine açmalı ki devleti sınırlandırsın'' diye konuştu.
Batum, Türkiye'nin bugüne kadar her kesimin bir anayasa önerisi olduğunu ifade ederek, AK Parti'nin bunları dikkate almadığını savundu.
Güçler ayrılığı ilkesine de değinen Batum, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bunu biz uydurmadık. Ta Montesquieu'den beri güçler ayrılığı vardır. Bu iktidar yargının içerisine Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın yanında şimdi Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Personel İşleri Genel Müdürü, Adalet Akademisi Eğitim Dairesi Başkanını da aldı. İnanılmaz bir kuvvetler ayrılığı. Bütün güçleri tek partinin elinde toplama... Böyle bir anayasa bir tek ülke örnek gösterin, bütün güçleri yargı dahil tek elde toplamayı hedefleyip anayasanın demokratik olduğunu, kuvvetler ayrılığı olduğunu iddia eden. Bu anayasa hiçbir temel hak ve özgürlüğü tanımadı değil, güvence altına almadı. Bana, iktidar bir tek güvence altına aldığı hakkı göstersin biz Türkiye'de anayasa tartışmalarını onun üstüne tekrar yaparız.''
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de Türkiye'de uzun süreden beri yeni anayasa tartışmalarının gündemde olduğunu söyledi.
Tuncel, Türkiye'de demokratikleşme ile anayasanın birlikte ele alınması gerektiğini belirterek, ''Demokratikleşmenin önünde engel olan bizim anayasamızdır'' dedi.
Her kesimin yeni anayasa konusunda yaklaşımları olduğunu dile getiren Tuncel, şunları kaydetti:
''Anayasa meselesinde iktidarın 'herkes kendi anayasasını hazırlasın gelsin' yaklaşımı da bizim açımızdan bir eleştiri konusu. Herkesin anayasası olmaz. Biz Türkiye'de yaşıyorsak Türkiye'de yaşayan herkesin ortaklaştığı, ortak ilkelerde buluştuğu bir anayasa olmak durumunda. Herkesin anayasası işte bugün yaşanan durum gibi Türkiye'yi karmaşaya götürüyor.''
Tuncel, PKK'nın çatışmasızlık sürecini seçimlere kadar uzatmış olmasını değerlendirerek, ''Bizler açısından önemli bir fırsatı açığa çıkarır. Çatışmanın, savaşın, ölümlerin olduğu yerde biz barışı, demokratikleşmeyi konuşamıyoruz'' diye konuştu.
Tuncel, ''Demokratik özerklik'' projelerine de değinerek, bunun bütün Türkiye'nin projesi olması gerektiğini ve demokratikleşme açısından önemli bir yaklaşım olduğunu ifade ettiklerini ve yeni anayasada mutlaka yer alması gerektiğini düşündüklerini kaydetti.