Dünyanın en büyük taşımacılık şirketi İDO özelleştirme hazırlıkları sürüyor. Şirketin genel müdürü Ahmet Paksoy, 10 yıllık hedefe 6 yılda ulaştıklarını, bilgi üretir hale geldiklerini, birçok ülkenin İDO'yu örnek aldığını söyledi.
Günseli Ozan Ocakoğlu'nun haberi
İstanbul'un ulaşım problemine bir çözüm olması düşüncesiyle 1987 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO), 2009'da 'Dünyanın En Büyük Yolcu ve Araç Taşımacılık' şirketi unvanını aldı.
Şirketin genel müdürü Dr. Ahmet Paksoy, İDO'nun uluslararası pazarda bilgi ve deneyimini paylaşması için peşinden gidilen lider bir taşımacılık markası olduğunu söyledi. "Bunu özelleştirme sürecinde hem ulusal hem de uluslararası şirketlerden gelen çok sayıdaki talepten anlıyoruz. İDO kamu kurumlarının da özel sektör sistematiği içinde yönetilebileceğine dair bir ezberi de bozdu." diyen Paksoy, değişim ve özelleştirme sürecinin daha kendi işe başlarken öngörüldüğünü ifade ediyor.
Öğretim görevlisi de olan Dr. Ahmet Paksoy, İstanbul ve deniz taşımacılığı konusunda uzunca bir dönem analiz yaptığını, bu gözlemlerinin sonucunda da İstanbul'da yaşayanların denizi yeterince tanımadığı ve kullanmadığı kanaatine vardığını ifade ediyor. "Hatta öyle ki bu şehirde yaşayıp denizi görmeyenler çok daha fazlaydı. Oysaki deniz İstanbul'un trafiğinde önemli bir alternatif olarak değerlendirilebilirdi." diyen Paksoy, bu çıkarsama sonucunda Şehir Hatları ile İDO tek bir çatı altında entegre bir işletme olarak faaliyet göstermek üzere projelendirdiklerini vurguluyor. Bazı kesimlerin bu gelişmelere tepki gösterdiğini vurgulayan Genel Müdür Paksoy, "Bakımsız iskelelerimizle yılların yorgunu gemilerimizi onardık ve yeniledik. Son 6 yılda İstanbullu 7 ayrı tipte gemi ile tanıştı. Yeni nesil deniz otobüsleri, feribotlar, deniz taksiler... Farklı sınıflarda gemi işletmeciliği ile kamuoyu beklentilerin çok üzerinde bir yapıya dönüştü." diyor.
Altı yıl önce 11 milyon yolcu taşıyan İstanbul Deniz Otobüsleri, bu sene başında 100 milyonu aşan yolcu ile 7 milyon araç taşır duruma gelmiş. Şirkette ilk yıllarda yapılan Algı Araştırması'nda kamuoyu ve yolcularda 'köklü ama bakıma ve ilgiye muhtaç' bir işletme algısı varken, bugünkü araştırma sonuçları İDO'yu 'modern ve dinamik' olarak tanımlıyor. Dikkat çeken bir diğer değişim ise, yolcuların İDO'nun hatalarına tolerans göstermiyor olması.
Ahmet Paksoy, İstanbul Deniz Otobüsleri'nin bugün geldiği nokta itibarıyla kendi alanında global bilgi üreten bir işletme haline geldiğini ve başta Mısır, Umman ve Dubai olmak üzere, pek çok ülkenin sahip oldukları deneyim ve birikimin peşinden geldiğini kaydetti. Sektörün çatı örgütü olan Uluslararası Feribot İşletmecileri Birliği Başkanlığı'na geçen yıl ilk kez Ahmet Paksoy'un seçilmesi, şirketin uluslararası prestijini ortaya koyan bir diğer gelişme.
İDO, altyapısı, yatırımları, kaynaklarının yönetimi ve çalışanlarıyla 10 yıl olarak öngörülen hedefe 6 yılda ulaşmış. Şehir Hatları'nı da kendi bünyesinden tekrar özerkleştirerek ayıran İDO tek başına satışa çıkarıldı. Bunun nedeni; iç hatlar olarak tanımlanan Şehir Hatları hizmetlerinin yine bir kamu hizmeti yaklaşımıyla yönetilmesi ve İstanbullulara bu anlayışla hizmetlerini sürdürmesi. Özelleştirme sürecini finansal açıdan değerlendiren Finans Yatırım-ARUP konsorsiyumunun çalışmaları devam ediyor. Blok satışla gerçekleşecek marka değeri yüksek bir şirket olarak İstanbul Deniz Otobüsleri'nin çok sayıda talibi var.
RAKAMLARLA İDO*
Gelir: 370 milyon TL
Kâr: 71 milyon TL
Ebidta**: 126 milyon TL
İskele sayısı: 33
Hat sayısı: 18
Hızlı feribot: 10
Deniz otobüsü: 25
Araba vapuru: 17
(*) Bünyesinden Şehir Hatları İşletmesi vapurlarını ayıran özelleştirme sürecindeki İDO'nun öngörülen 2010 yılı sonu rakamları.
(**) Faiz ve Vergi Öncesi Kâr
(Zaman)