İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, "Bir tutuklunun 18,5 ay sonra savunmasını verebilmesi, temel insan haklarına dayalı, eşitlikçi, evrensel çağdaş hukuk kurallarıyla nasıl bağdaşabilir?'' dedi.
İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, ''Bir tutuklunun 18,5 ay sonra savunmasını verebilmesi, temel insan haklarına dayalı, eşitlikçi, evrensel çağdaş hukuk kurallarıyla nasıl bağdaşabilir?'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki duruşma salonunda hakkındaki suçlamalar okunan Hilmioğlu, sağlık sorunları nedeniyle oturmak zorunda olduğunu, hastaneden ''45 dakika konuşma ve 10 dakika dinlenme'' şeklinde rapor verildiğini anımsatarak, oturmak istedi.
Başkan Köksal Şengün de bunun üzerine ''İstediğiniz zaman siz bize hatırlatırsınız'' diyerek oturmasına izin verdi.
Hilmioğlu, 14 Nisan 2009'da gözaltına alındığını ve 17 Nisan 2009'da ''Terör örgütü üyeliği, yürütme organının faaliyetlerini engellemeye teşebbüs'' suçlarından dolayı tutuklandığını hatırlatarak, ''Bu davada anlamakta zorluk çektiğim konuları belirtmek istiyorum. Ben bir bilim insanıyım, hukuk da bir bilim dalıdır. İnsanlık tarihi boyunca bilimin gelişmeye devam etmesi kolay olmamıştır. Gelişmenin önderleri işkencelerle, ölüm cezalarıyla karşılaşmışlardır. Hukukun da gelişmesi zaman zaman çok acı veren süreçlerden sonra gerçekleşebilmiştir. Bir tutuklunun 18,5 ay sonra savunmasını verebilmesi, temel insan haklarına dayalı, eşitlikçi, evrensel çağdaş hukuk kurallarıyla nasıl bağdaşabilir?'' dedi.
İddia makamının bu davanın duruşmaları sırasında ''davanın özü darbedir'' şeklinde açıklamalarda bulunduğunu belirten Hilmioğlu, bir darbe yapmak için elverişli vasıtalara sahip olmak gerektiğini anlatarak, rektörler ve sivillerdin emrinde bir ordunun bulunmadığını söyledi.
Hilmioğlu, 2. ve 3. iddianamelerde 2003-2004 yıllarında darbe planladıkları iddia edilen askerlerin hiçbirinin tutuklu bulunmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Siviller tarafından planlanmış tek bir darbe örneği yoktur. Elverişli vasıtalara sahip olmayan sivillerin darbe yapmaya teşebbüs ettiklerini iddia etmeyi akıl ve mantıkla nasıl bağdaştırabiliriz? Bu durum çağdaş, evrensel hukuk anlayışıyla, eşitlik ilkesiyle nasıl bağdaştırılabilir?''
Hilmioğlu, Yürütme organının başı olan Cumhurbaşkanının kendisine 4 üniversitenin rektörlüğünü emanet ettiğini dile getirerek, ''Yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlanıyorum, devlet koruması altındayım. Bu akılla, mantıkla bağdaşır mı?'' diye konuştu.
İddianamede ''askeri darbeye zemin hazırlamak için kaos oluşturmakla'', öğrencileri sokağa dökmekle suçlandığını hatırlatan Hilmioğlu, İnönü Üniversitesine bilimsel, kültürel ve sportif faaliyetler kazandırdığını, ayrıca öğrencileri de sokaklardan topladığını söyledi.
''Ergenekon'' soruşturması sonucu düzenlenen her üç iddianamede adı geçen 202 sanıktan sadece 20'sini tanıdığını belirten Hilmioğlu, ''Sanıkların yüzde 10'unu tanıyorum. Yüzde 90'ını tanımadığım bir örgütün üyesi olmakla suçlanıyorum'' dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Savaş Kıratlı, Başkan Yardımcısı Kemal Karacehennem, Başkan Yardımcısı Metin Yalman, Genel Sekreter Ümit Gürtuna ile üyeler Mehpare Çelik, Süleyman Ukav ve Güray Soysal'ın yanı sıra tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter ile eski bakanlardan Yaşar Okuyan'ın da izlediği duruşmaya öğle arası verildi.
-DURUŞMA SALONU ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI-
Bu arada, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplanan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi bir grup, çeşitli sloganlar attı.
Burada grup adına açıklama yapan ADD Marmara Bölge Sorumlusu Ümit Ülgen, Fatih Hilmioğlu'nun laik cumhuriyete, Atatürk devrim ve ilkelerine sahip çıkmaktan başka suçunun olmadığını ileri sürerek, Atatürkçü bilim adamlarını tutuklayan bir yargıyla karşı karşıya bulunduklarını savundu.
Ülgen, ADD olarak Hilmioğlu ile diğer yurtseverlerin yanında olduklarını bildirdi.