Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, hükümeti eleştirdi. Türkiye'de var olan siyaset tarzının mutlaka değişmesi gerektiğini öne süren Şener, Türkiye'nin en temel ihtiyacının siyaseti yenilemek olduğunu söyledi.
Türkiye Partisi 2. İstişare Toplantısı, Antalya'nın Alanya ilçesine bağlı Türkler beldesindeki Köşdere Otelde yapıldı. Merkez Karar Yürütme Kurulu üyeleri, il başkanları, il kadın ve gençlik kolları başkanlarının katıldığı toplantıda konuşan Şener, hükümeti eleştirdi. Türkiye'de var olan siyaset tarzının mutlaka değişmesi gerektiğini öne süren Şener, partisinin bu amaçla kurulduğunu dile getirdi. Eski siyaset tarzını bitirip yeni siyaset tarzına geçilmesi gerektiğinin altını çizen Şener, şöyle konuştu:
''Türkiye'de var olan siyaset tarzını değiştirmek, yeni siyaset tarzını inşa etmek için kurulmuşuz. Türkiye'nin bugün en temel ihtiyacı siyaseti yenilemektir. Eski siyaseti bitirip yeni siyaset tarzına ülkemizin geçmesi en temel ihtiyacımızdır. Çünkü ülkemizde var olan tüm sorunların sorumlusu yönetim biçimidir, siyaset biçimidir. Türkiye'de var olan siyaset Türkiye'deki tüm sorunları çözümsüz hale getirmekte, ülkemizin en temel sorunları hakkında kavga yapmaktadır. Tüm sorunların çözüm yeri olan siyasetin, kendi sorunlarıyla ülkeyi yorduğu, insanımızı perişan ettiği bir ortamda elbette bu ülkenin en temel sorunu, en temel konusu yönetimdir, siyasettir. İşte bu temel sorunu ortadan gidermek, ülkemizdeki tüm sorunları çözmek, sistemin çözüm üretme yeteneğini artırma maksadıyla Türkiye Partisi 25 Mayıs 2009'da kuruldu. Bugünkü 2. İstişare Toplantısında yaptıklarımız, yapamadıklarımız ve yapacaklarımız gözden geçirilecektir.''
Türkiye Partisi'nin, vatanperverlerin partisi olduğunu bildiren Şener, içinde vatanperverlik duygusu olmayanların, Türkiye Partisi'nden içeri adım atamayacağını belirtti.
Şener, konuşmasında, Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu tartışmalarına da değinerek, bu tartışmaların yıllardır devam edip gittiğini söyledi. Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İki resepsiyon mu olmalı, tek mi olmalı, yoksa şu parti resepsiyona gitmeli mi, gitmemeli mi. Bu tartışmalar yine ortaya çıktı. Üstelik cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümü olan bir Cumhuriyet Bayramı ortamında böylesine ihtilaf, ayrışmalar, kime kazanç sağlar? Bundan kim yararlanır? Bu ayrışma, bu ülkenin hangi derdini, hangi sorununu çözer? Bu ıstırapların bu ülkede yaşayan kimseye faydası yoktur. Hiç kimsenin bu topraklar üzerinde bu ayrışmadan kazançlı çıkması da mümkün değildir. Onun için tüm herkesi çağırıyoruz. Başta siyaset kurumu olmak üzere bu ülkenin birlik ve beraberliğini ifade eden konuları tartışma ve ayrışma konusu haline getirilemez.''
Siyasette yandaşlığın pirim yapar duruma geldiğini de iddia eden Şener, hükümetin, hoşuna gitmeyen şeyleri cezalandırdığını, hoşuna giden şeylere yeşil ışık yaktığını ileri sürdü.
Yolsuzlukların iktidarın çok hoşuna gittiğini savunan Şener, şöyle konuştu:
''Meclise bir kanun teklifi verdiler. Bazı milletvekillerinin imzasıyla verdiler. Bazı kritik değişiklikleri yapma yöntemi olarak, başbakanın benimsediği bir tarzdır bu. Bu kanun değişikliği teklifiyle diyor ki iktidar partisi, (Görevini kötüye kullanma cezası şu anda ağırdır. Bunu indireceğiz aşağıya.) Yani bütün siyasilere, bütün bürokratlara (Aman korkmayın. Sizin cezalarınızı biz indireceğiz.) Bunu geçmişte de yaptı. Bakanların yaptığı yolsuzluklar, daha sonra mecliste kanun değişiklikleriyle suç olmaktan çıkarıldı. Yani geçmişe yönelik olarak kendilerini aklayan aflar çıkardılar. Diyor ki (Aman, bize zarar verecek yasalar varsa biz o yasaları değiştirelim) İşin garibi Anayasa Komisyonu başkanı da diyor ki (Bu görevi kötüye kullanma dediğiniz suç var ya) diyor. Bu diyor (Aslında maydanoz suç sayılır) diyor. Görevi kötüye kullanma dediğiniz şey ciddi bir suçtur. Her türlü yolsuzluk, gayri meşru kazançlar bu mekanizmalarla elde edilir. Eğer Anayasa Komisyonu Başkanı mecliste diyorsa ki (Bu bir maydanoz suçtur. O halde her şeyin ortasına bu maddeyi maydanoz etmeyelim. Bunu tasfiye edelim bakanlarımız da rahatlasın milletvekillerimiz de rahatlasın, bürokratlarımız da, belediye başkanlarımız da rahatlasınlar ve siyasilerin taleplerini bürokratlarımız çatır çatır yerine getirsinler) diyorlar.''
Abdüllatif Şener, bir siyasal iktidarın sorgulanamaz hale gelmesi durumunda yanlışların artacağını ve demokrasinin standardının düşeceğini de iddia etti.
Hükümetin ekonomi politikalarını da eleştiren Şener, uluslararası sermayenin taleplerinin, ekonomi politikası haline dönüştüren bir iktidarın bugün iş başında olduğunu, tüm ekonomik sorunların sebebinin de bundan kaynaklandığını öne sürdü. Uygulanan ekonomi politikalarının, uluslararası sermayenin talepleri olduğunu söyleyen Şener, ''Uluslararası sermaye onun için çok önemlidir. Mutlak Türkiye'deki kazanç sahipleri uluslararası sermayedir ve de yandaşlarıdır. Onun dışındaki vatandaş perişandır'' dedi.
Emekli ve memura verilen zamları da eleştiren Şener, emeklilerin durumunun felaket olduğunu söyledi. 60 liralık zammın yetersiz olduğu görüşünü savunan Şener, hükümetin politikalarıyla memurun da, çiftçinin de, sanayicinin de, esnafın da yüzünün gülmeyeceğini öne sürdü.
Türkiye Partisi 2. İstişare Toplantısı 31 Ekim Pazar günü sona erecek.