Bahçeli: Türk'e kusanlar AKP yanında   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 10-26-2010 (12:36)   Son Mesaj: 10-26-2010 (12:36)    Cevap: 0    Gösterim: 467  

    10-26-2010

    Bahçeli: Türk'e kusanlar AKP yanında

    Bahçeli: Türk'e kusanlar AKP yanında


    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Cumhuriyet'in 87. yılında bölünmek istediğini öne süren Bahçeli, Başbakan Erdoğan için çok ağır ithamlarda bulundu.

    Konuşmasına geçen hafta vefat eden Durmuş Hocaoğlu'na ve bir kahvehanede bıçaklanarak öldürülen Yenice Belediye Başkanı Nail Sancak'ın taziye vererek başlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha sonra gelecek hafta kutlanacak olan Cumhuriyet'in 87. Yılı kutlamalarına değindi.
    Bahçeli konuşmasında şunları kaydetti:

    Millet olarak çok önemli tarihi bir olayın yıl dönümünü önümüzdeki Cuma günü gururla kutlayacağız. Böylelikle Cumhuriyetimizin 87. yıldönümünü idrak edip, derin manası üzerinde bir kez daha düşünme fırsatı bulacağız.

    Bugünün optiğinden geçmişe baktığımızda, milli mücadele kahramanlarının, Cumhuriyeti kurmakla ne denli önemli ve büyük bir hamle yaptığını söylememiz mümkündür. Dünyanın siyasi dengelerinin yeniden tesis edildiği bir dönemde, gücünü ve ilhamını mensup olduğu Türk milletinden alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları, millet egemenliğinin kurumsallaşması için 29 Ekim 1923"de iftihar edeceğimiz bir girişimde bulunmuşlardır.

    Elbette dönemin şartlarını ve sıkıntılarını dikkate aldığımızda bu hiç de kolay olmamıştır. Cumhuriyet"in ilanına gelesiye kadar; bağımsızlık mücadelesi uğruna dökülen şehit kanları, çekilen çileler, katlanılan acılar, akan gözyaşları her vatan sevdalısının bildiği ve gönlünde taşıdığı tarihi hakikatlerdir. Asırlarca üst üste yığdıkları kinlerini, demir ve çeliğin namlusuyla birleştirip üzerimize çeviren yedi düvele karşı yapılan kurtuluş mücadelesi, Cumhuriyet"in ilanıyla taçlanmış ve çok şükür ki milletimizin hürriyetine uzanan eller kırılıp atılmıştır.

    Samsun"dan başlayan milli mücadele süresince; Uyanıklığın sabırla takviyesi, kahramanlığın akılla tahkimi, şuurun imanla örtüşmesi, gayretin heyecanla bütünleşmesi, umutların fedakârlıklarla canlanması, Cumhuriyet"in zihinlerde önce olgunlaşmasına, sonra da tüm dünyaya bildirilmesine zemin hazırlamıştır. Bu stratejik ve olağanüstü önemdeki dönüşüm, yüzyıllarca edilgen bir durumda olan beşeri varlığı belirleyici bir konuma ulaştırmış ve siyasal anlamda sorumlu bir mertebeye yükseltmiştir.

    Tebaa ya da kul anlayışından, vatandaş olmaya uzanan aydınlıklı ve onurlu yol Cumhuriyet"in ilanıyla vasat bulmuş ve bugünlere gelmiştir. Bu haliyle Cumhuriyetle demokrasinin yoğun ve çok yönlü bir irtibatının ve bağının olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim Cumhuriyet"i demokrasiden, demokrasiyi de Cumhuriyetten ayrı düşünmek ve yorumlamak neredeyse imkânsızdır.

    Biliyoruz ki, Cumhuriyet"i kurarak bizlere emanet eden milli mücadele zihniyeti, egemenliğin kaynağı olarak her zaman milleti görmüş ve bu meşruiyetçi karakterinden de asla ödün vermemiştir. Milletin tek belirleyici olduğu ve tüm kudreti kendisinde topladığı bir yönetim biçimiyle köhnemiş ve küflenmiş yaklaşımlar, alışkanlıklar, anlayışlar ve bekleyişler doğal olarak büyük bir darbe yemiş ve kendilerine korunaklı yer bulmanın çabasına girmişlerdir. Bunda da bir nebze başarılı olduklarını bugün daha iyi görmemiz mümkündür ve her şey tüm berraklığıyla zaten ortadadır.

    Cumhuriyet"i içine sindiremeyenlerin, nesiller boyunca aktardıkları öfke ve garaz, her fırsatta kendisine yeni ittifaklar bulmuş ve sürekli olarak mutasyona uğrayarak kılıktan kılığa girmekte bir sakınca görmemiştir. Geleneklere saygı altında maskelenmiş ikiyüzlülükler, inançlara bağlılık kseninde üzeri örtülmüş tahammülsüzlükler, geçmişin yüceltilmesi etrafında gizlenmiş derin nefretler, ve demokrasinin geniş perspektifine tutunmuş kötü emeller Cumhuriyet"in karşısındaki odaklar olarak varlığını her geçen güçlendirmektedir.

    Kurulduğundan bugüne kadar, Cumhuriyet"e karşı oluşan ve yıllar içinde de devamlı çoğalan hazımsızlığın nefesi hiç kesilmemiş ve fitne merkezleri hiç boş durmamıştır. Her şey bir tarafa, milletimizin yıllar içinde biriken sorunlarına alaka göstermeyen samimiyet ve ahlak fukarası çevreler, ne gariptir ki mesele Cumhuriyet karşıtlığı olunca anında bir araya gelebilmişlerdir. Bunda esasen şaşılacak bir taraf yoktur. Böylesi tavır ve eğilim ihanetin doğasına ve haysiyetsizliğin yol haritasına uygundur.

    İşte iktidar partisi AKP bunlara çanak tutmaktadır ve açıktan açığa da destek vermektedir. Bugün Cumhuriyet"imizi tartışanların, başına numara vermeye çalışanların, üniter yapıyı parçalamayı arzulayanların, ayrılmaya ve dağılmaya rumuzlu mesajlarla davetiye çıkaranların, önceki nesilleri de bugünkünden farksızdır ve özellikle milli mücadele yıllarında melanet taraftarlarının zehirli eylemlerine fazlasıyla tanık olunmuştur.

    Açıklıkla söylemek lazımdır ki; Samsun"da doğan bağımsızlık sevdasını yüreğinde taşıyanların arasında bunları gören yoktur. Sakarya Meydan Muharebesindeki fedakârlıkları yapan vatan evlatları arasında yer aldıklarına şahit olan da bulunmamaktadır. Dumlupınar"da, Türk"ün yumruğu esaretin kafasına inerken, bunların milli şahlanışa destek olduklarına dair en ufak bir emare görülmemiştir.

    Milletimizin acısını paylaşmayanlar, sevincine ortak olmayanlar şimdi kalkıp, hiçbir katkıda bulunmadıkları Cumhuriyet"i yıkmak için tertipler içine girebilmektedirler. Böylesi alçaklığı da, demokrasi ve özgürlük kisvesi altına saklamaktan hicap duymamaktadırlar. Ve buna da AKP hükümeti sessiz kalmayı yeğlemektedir. Bakınız, Ankara"da bölücü menşeli bir siyasi partinin kongresinde, Türkçe dışındaki bir başka dilde marş okunmuş ve burada konuk olarak bulunan iktidar partisine mensup milletvekilleri bu marşı ayakta dinleyecek kadar alçalmışlardır.

    Şanlı bayrağımızın dahi salona asılmadığı bir kongrede, ayakta kimlere saygı gösterilmiştir? Bu neyin marşıdır ve kime aittir? Hayatlarında bir kez olsun gözleri yaşararak, ruhları kabararak kutlu İstiklal Marşımızı dinlememiş bu zevatların, bölücü taleplerin dillendirildiği yerlerde huşuyla saygı duruşuna geçmeleri, Cumhuriyetimizin yıl dönümünde rezalet ve küstahlık olarak her daim hatırlardan çıkmayacaktır. Türk milletinin bir tane marşı vardır ve o da şehitlerin aziz hatıralarından feyz alarak yazılmış İstiklal Marşımızdır. Anlaşıldığı kadarıyla, bu şafaklarda yüzen alsancağın sönmeyeceğini malum mihraklar bir türlü kabul etmemektedir.

    Milletimizin yıldızına kem gözle bakanlar, uydurma marşlarla kendi ihanetlerine mazeretler arayanlar, "ey rakip" diyerek Türk"e kinlerini kusanlar AKP"nin yanında saf tutmuşlardır. Tarih elbet hükmünü çok yakın bir zamanda verecek ve yurdumuzu alçaklara uğratanlar gövdelerini siper etseler bile milletimizin azametli şamarından asla muaf olamayacaklardır.

    Cumhuriyet"in tahrip olması için zaman ve fırsat kollayanlar, AKP"nin sağladığı imkânlardan istifade etmişler, inşa ettiği duble puslu yollardan emin adımlarla yürümeye başlamışlardır. AKP"nin, PKK ile yaptığı mutabakat tüm iğrençliğiyle medyaya yansımıştır. Biz, Referandum öncesinde AKP ile PKK arasındaki ilişkiye ve müzakereye dikkat çekerken, Başbakan kendisinden geçercesine bunu reddetmiş ve bu iddiayı şerefsizlikle suçlamıştı. Görüldüğü kadarıyla, PKK terör şebekesinin aldığı eylemsizlik kararı, AKP hükümetiyle karşılıklı mutabakat çerçevesinde olgunlaşmıştır.

    Tarafların uymak ve uygulamak üzere, birbirlerine taahhüt ettikleri hususlar olduğu açıklamalarla ortaya çıkmış ve altı konu hakkında anlaşmaya varıldığı belirginleşmiştir. Bu demektir ki, PKK, AKP"yle masaya oturmuş ve kan üzerinden pazarlık yapmıştır. AKP hükümeti de buna çanak tutmuş ve zillete boyun eğmiştir.

    Şimdi sıra kimin şereften mahrum olup olmadığı konusuna gelmiştir. Başbakan Erdoğan bize şerefi ve haysiyeti öğretecek kadar sicili ve niyeti berrak biri değildir ve kötü sözlerini aynısıyla kabullenmek durumundadır. Bundan sonra, görüşmelerin devlet tarafından yapıldığını söyleyerek işin içinden sıyrılması da mümkün değildir ve bu işin peşini bırakmayacağımızı iyi bilmelidir. Milletimize verilen yardımlar söz konusu olduğunda her şeyi AKP yaptı olacak, ancak sıra PKK"yla müzakereye gelince top devlete atılacak.

    Sayın Başbakan yüreğin yetiyorsa, cesaretin varsa buna da sahip çıkarsın ve mertçe ortaya atılarak PKK"yla yapılan görüşmeleri milletimize anlatırsın. Eğer PKK"ya verilen tavizlerle ve tam teslimiyetle terörle mücadele edileceği sanılıyorsa, bilinsin ki şehitlerimizin ve yakınlarının kahır ve bedduaları her zaman AKP"nin üzerinde olacaktır. Şu tesadüfe bakın ki, Büyük Taarruzla birlikte Akdeniz"e koşan kahramanların o anda saflarında bulunmayarak ihanet tohumlarını saçan zihniyet bugün tekrar işbaşındadır.

    Ve bunlar Cumhuriyet idealini kalbinde ve gönlünde taşıyanlara yıllardır tuzaklar kurmaktan, iftiralar atmaktan yorulmamışlardır. Bugün itibariyle hem Türk milletinin birliğine hem de devletin bütünlüğüne karşı güçlenen ve mesafe alan tehlikeleri hepimiz net olarak artık görüyoruz. Ve bundan da son derece rahatsızız ve kaygılıyız. Milletimize de yorulmadan, bıkmadan, usanmadan anlatacağız.

    Ancak bu olumsuzlukların mücadele azmimize zarar vermesini ve inandığımız yoldan geri çevirmesini kimse beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Bizim için Cumhuriyetle ilgili son ve kesin karar verilmiştir ve bunun üzerinden de 87 yıl geçmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün sözleriyle ifade edecek olursak, "Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar."

    Egemenliğin milletimize ait olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisine vatandaşlık bağıyla bağlı olan eşit ve özgür fertlerden oluşur ve bunlar da Türk milletinin şerefli birer mensubudur. Bu milli bilinç ve sarsılmaz kabulle, huzur ve refahımızı artıracağız, zorlukları aşacağız, kardeşlik bağlarımızı güçlendireceğiz ve sonsuza kadar var olacağız. Kim buna mani olmaya çalışır ve kim bu yüksek hedefi bozmaya ve birliğimizi zedelemeye çabalarsa, bedeli neyle ödenirse ödensin, Milliyetçi Hareket Partisi olarak ayağa kalkar ve hepsine haddini bildiririz.

    İhanetle kol kola girerek Cumhuriyet"in korunmayacağının ve milletimizin hakkının savunulmayacağının farkındayız. Federasyon özlemi çekenleri, ikinci cumhuriyet rüyası görenleri ve hayalleri uygulanmayan Sevr paçavrasının yapraklarında kalanları çok yakından takip ettiğimizi ve bizim de Cumhuriyet"in ayakta kalması için her şeyi göze aldığımızı herkese bildirmek isterim.

    Bu vesileyle, milletimizin Cumhuriyet Bayramını içtenlikle kutluyor; "Mutlu Millet, Güçlü Devlet, Huzurlu Fert" amacına ulaşmayı içtenlikle Yüce Allah"tan niyaz ediyorum.




    Bahçeli: Türk'e kusanlar AKP yanında Yorumları