90'lı yıllarda İstanbul’da bir üniversite de kadrolu öğretim görevlisi olan Hilmi Yavuz'un başından geçen bir olay, başörtüsü karşıtlarının inanç duvarlarının ne kadar sağlam olduğunu ortaya koyuyor. Hasan Pulur yazdı...
Hasan Pulur'un köşe yazısından ilgili bölüm:
Meğer "türban dönemi"nin türlü, çeşitli olayları yanında "Gülünç ve hazin hikâyesi" de varmış, üstelik yarım asırlık kadim arkadaşımız Hilmi Yavuz"un başından geçmiş, biz duymamıştık.
Hilmi Yavuz 1990"lı yıllarda İstanbul"da bir üniversite de kadrolu öğretim görevlisiymiş, başörtüsü yasağı "gaddarca" uygulanıyor, başlarını açmamakta direnen kızlar atılıyor, Hilmi Yavuz da bunlara hüzün ve çaresizlikle tanık oluyormuş.
* * *
Fakültenin kadın dekanı bir gün bütün öğretim görevlilerini toplamış, nizamiye karakolu başçavuşunun muzaffer edasıyla tebliğ etmiş: "Sınıfta türbanlı, şapkalı, peruklu bir kız görünce, derhal dersi keseceksiniz, öğrenciyi dışarı atacaksınız."
Eğer yapmazlarsa onlar hakkında da inzibati tedbirler uygulanacakmış.
* * *
Önce bir sessizlik olmuş, öğretim üyelerinin büyük bir bölümünün, Hilmi Yavuz"un deyimiyle "YÖK"ün koyunu" olduğu belliymiş.
Yiğidin yiğitliği ne zaman yapacağı belli olmazmış, bir yardımcı doçent, hem de bayan, demiş ki:
"Bizim fakültedeki görevimiz, öğretim görevidir, inzibati görevlerimiz yoktur. Kılık kıyafetinden dolayı öğrenciyi şikâyet etmem söz konusu olmaz."
Dekan hanım Hilmi Yavuz"a dönmüş "Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" diye sormuş...
* * *
Hilmi Yavuz, dekan hanımın kendisi hakkında ne düşündüğünü biliyormuş: "Dinci, yobaz, gerici..." Eline fırsat geçse, iki yıllık sözleşmeyi tek taraflı feshedip, üniversiteden ayırmak istediğini de...
Hilmi Yavuz, "Ben de yardımcı doçent arkadaşım gibi düşünüyorum!" demiş.
Dekan hanım toplantıdan sonra Hilmi Yavuz"u odasına çağırmış:
"Siz laikliğe karşı mısınız?"
"Hayır!"
Madem laikliğe karşı değildi, bu kızları niçin koruyordu?
Hilmi Yavuz bu, hiç açık verir mi?
"Can güvenliği yüzünden!"
Dekan hanım anlamamış, şaşırmış:
"Nasıl yani?"
"Geçenlerde Cerrahpaşa"da Tıp"ta bir hoca başörtülü kızı dışarı attı, kızın ağabeyi geldi hocayı yumrukladı. Ya maazallah bıçaklasaydı. Diyelim başörtülü kızı sınıftan attım, benim can güvenliğimi garanti ediyor musunuz?"
Dekan hanım, Hilmi Yavuz"a "hayatında asla unutamayacağı" cevabı vermiş:
"Laikliğe canımız feda olsun!"
* * *
İşte Hilmi Yavuz"un "gülünç ve hazin hikâyesi" bu...
Buna "gülünç ve hazin" değil de "Hilmi Hoca"nın kurnazlığı denmez mi?
Milliyet