Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Metin Doğan, ''Böylesine büyük bir hastanede günde 2-3 ölüm olabilir. Gönül arzu eder ki hiçbir hastamızı kaybetmeyelim. Ama bunların doğrudan su baskınıyla ilişkilendirilmesinin maksatlı olduğunu düşünüyorum'' dedi.

Doğan, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Bayazıt İlhan'ın, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 16 Ekim Cumartesi günü meydana gelen su baskını sırasında iki hastanın yaşamını yitirdiği iddialarını değerlendirdi.
Geçen hafta sonu Ankara'da yoğun yağışın neden olduğu su baskınının muhtemelen o bölgedeki yağmur kanallarının tıkanmasından kaynaklandığını söyleyen Doğan, şunları kaydetti:

''En alt katta enerji santralinin olduğu bölgede su seviyesi oldukça yükseldi ve enerji hatlarıyla ilgili risk oluştuğu düşüncesiyle yoğun bakımlarda tahliye kararı verdik. Yoğun bakımda yatan 38 hastadan 19'unu diğer hastanelere, tam donanımlı ambulanslarla sevk ettik. Kalan 19 hasta da hastanemizin diğer birimlerindeki, daha üst katlardaki yoğun bakım ünitelerine taşındı. Burada o gün vefat eden iki hasta var. Fakat bunlardan birisi henüz tahliye işlemi başlamadan vefat etmiş bir hasta. Daha önce de beş kez müdahaleyle hayata döndürülmüş. Yoğun bakımda uzunca bir süredir yatmakta olup, hayati fonksiyonları aşağı yukarı beyin ölümü sınırında olan bir hastaydı. Adı geçen ikinci hasta ise üst kattaki yoğun bakıma nakledildikten 1-2 saat sonra kaybedilmiş bir hasta.

Her iki hastanın da vefat etmesinin su baskınıyla doğrudan bir ilişkisi yok. Tabip odasının açıklamasında bir hastadan daha bahsediliyor. Lösemi hastası bu hasta hematoloji servisinde yatmaktayken su baskınından sonra gece onkoloji hastanesine sevk edilmiş. O da bu hastanede hayatını kaybetmiş. Bu hastaların doğrudan su baskınıyla alakası yok.''

Hastanenin bir blokunun geçen yılki domuz gribi salgını döneminde yoğun bakım ünitesi haline getirildiğini belirten Doğan, 19 hastanın bir kısmının buraya yerleştirildiğini, yoğun bakım ihtiyacı kalmamış olan bir kısmının da servislere alındığını söyledi. Doğan, ''Böylesine büyük bir hastanede günde 2-3 ölüm olabilir. Gönül arzu eder ki hiçbir hastamızı kaybetmeyelim. Ama bunların doğrudan su baskınıyla ilişkilendirilmesinin maksatlı olduğunu düşünüyorum. Bağımsız denetçiler denetim yapacaktır mutlaka'' diye konuştu.

Ankara Tabip Odası Başkanı İlhan, su baskınının ardından hastanenin yoğun bakımında yatan 38 hastanın bir kısmının diğer hastanelere taşındığını, bir kısmının ise diğer servislere alındığını ifade ederek, ''Su baskını sırasında iki hasta yaşamını yitirdi, kaybedilen bir hasta da yoğun çabalarla geri döndürüldü. Onkoloji Hastanesine sevk edilen bir lösemi hastası ise daha sonra hayatını kaybetti'' demişti.

Konuyla ilgili Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne başvuruda bulunduklarını, ancak henüz yanıt alamadıklarını kaydeden İlhan, hastanede önceki yıllarda da su baskınları olmasına rağmen önlem alınmadığını ileri sürmüştü.