Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff eşiyle birlikte Mersin'in Tarsus ilçesinde, Saint Paul Kilisesi'nde ayine katıldıktan sonra, ''Kimse farklı kültürlerden farklı dinlerden korkmamalı'' dedi.
Cumhurbaşkanı Wulff, Adana'dan karayoluyla geldiği Tarsus'ta, Saint Paul Kilisesi'nde, eşi Bettina Wulff ve beraberindeki din adamları ve başta Mersin, Mardin, Hatay ve Adana ile Adıyaman olmak üzere çeşitli illerden gelen Hristiyan cemaatiyle ayine katıldı.
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Hazreti İsa'nın 12 havarisinden biri olan Saint Paul'un adını taşıyan kilisede yaklaşık 45 dakika süren ayinin ardından basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Wulff, ''Benim için bugün çok etkileyici bir gündü. Bu ayine katılmak ve bu ayinde Hristiyanlığın birliğini bütünlüğünü görmek, yaşamak ve aynı zamanda ayin ve vaazda ortaya konulan hoşgörü fikrini de görmekten çok etkilendim ve mutlu oldum'' dedi.
Alman hükümeti olarak, Almanya'da Müslümanların dini görevlerini yerine getirebilmeleri için camilerde ellerinden geleni yaptıklarını, bütün gerekli önlemleri aldıklarını belirten Wulff, ''Din özgürlüğünün bir temel hak olduğuna inanıyoruz. Türkiye'de de Hristiyanların bu konuda din özgürlüğüne bütünüyle kavuşabilmeleri ve dinlerini layıkıyla yerine getirmeleri için son adımların atılacağını, bunun için de bazı yasal değişikliklerin gerçekleşebileceğini umut ediyoruz'' diye konuştu.
Wulff, Almanların Türkleri çok sevdiklerini tekrar vurgulamak istediğini, Türklerin de Almanya'ya karşı büyük sevgi beslediğini ifade ederek şunları söyledi:
''Bunun için, bütün bu konuların birlik içinde gerçekleşeceğine inanıyorum. Herkesin kendi dinini her yerde layıkıyla yerine getirebilmesi gerektiğine inanıyorum. Bugünkü ayinden zannediyorum ki bu mesaj, bu sinyal ortaya çıktı. Türkiye'ye bu ayini gerçekleştirme fırsatı verdiği için, bunu mümkün kıldığı için çok teşekkür etmek istiyorum. Kültürlerin, farklı dinlerin, bir zenginlik olarak algılanmasından dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. Kimse farklı kültürlerden farklı dinlerden korkmamalı. Kendisi için bir zenginlik olarak görmelidir.''
-RUHBAN OKULU-
Wulff, konuşmasının ardından bir gazetecinin, ''Yasal düzenlemeler derken neyi kastettiğiniz, neler bekliyorsunuz'' şeklindeki sorusu üzerine, ''Benim için, bizim için en önemli husus şu anda Türkiye'deki Hristiyan kiliselerinin, kendi din adamlarını burada kendi cemaatlerinden çıkan insanlar arasından yetiştirebilmeleri ve Heybeli Ada'daki 40 yıl önce kapatılan Ruhban Okulunun yeniden açılmasını ümit ediyoruz. Burada Rum Ortodoks Ekümenik Dünya Kilisesinin bu ruhban okulunu açabilmesi gerek. Almanya'da tüm Müslüman çocukların okullarda, orada yetişmiş olan öğretmenler tarafından İslam dini dersi almalarını şu anda mümkün kıldık.
Bundan böyle Almanya'da da imamların yetiştirilmesi için uygun somut adımlar atmış buluyoruz. Bu konuda Türkiye'de de bu tür adımların atılmasını arzu ediyoruz.''
Wulff, bir gazetecinin Tarsus'taki Saint Paul Kilisesinin ibadete açılması konusunda Cumhurbaşkanlığı düzeyinde bir taleplerinin olup olmadığı sorulması üzerine, her kilisede ayinlerin yapılabilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti;
''Bu kilisenin olduğu gibi Türkiye'deki tüm Hristiyan kiliselerinde cemaatlerin istemeleri halinde oralarda ayinler yapılabilmesini arzu ediyoruz. Bu burası için de geçerli. Bu aynı zamanda tüm dünyada çok sayıda ziyaretçinin bu mekanlara geleceği anlamına gelir, bu tür girişimler ve imkanlar sağlandığında... Çünkü bu mekanlar, 3, 4, 5. yüzyıllarda Hristiyanlığın oluştuğu, ortaya çıktığı mekanlardır. Bu nedenle, hem ben, hem eşim ilerde bu tür ayinler olursa tekrar buralara gelip, ayinlere katılmaktan, katılabilmekten mutluluk duyarız.''
Wulff, Türkiye'nin AB'ye giriş süreciyle ilgili bir soru üzerine ise, ''Bugüne kadar ifade ettiklerim çok açıktır. Müzakerelerin ucu açık bir şekilde sürdürülmesini arzu ediyoruz. Türkiye'nin bu konuda doğru yönde ilerlediğini bu ziyaretimde de gördüm'' dedi.
-ST. PAUL KUYUSU'NU ZİYARET ETTİ-
Wulff, daha sonra eşi ve beraberindeki heyetle, Kızılmurat Mahallesi'ndeki Hristiyanlarca kutsal sayılan Saint Paul Kuyusu'nu ziyaret etti.
Mersin Vali Yardımcısı Suphi Olcay, Tarsus Kaymakamı Orhan Şefik Güldibi, Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Karagözlü'nün eşlik ettiği ziyaret sırasında Wulff'a, Mehmet Selen adlı sanatçı tarafından üzerinde Almanya ve Türkiye'nin bayrakları ve Cumhurbaşkanlığı forslarının işlendiği midye kabuklarından yapılmış bir hediyelik eşya verildi.
Saint Paul kuyusunda eşiyle birlikte çıkrıkla kuyudan su çeken Almanya Cumhurbaşkanı ve eşi kovadaki suyla ellerini yüzlerini yıkadılar.
Hazreti İsa'nın havarisi olan ve Hristiyanlığın yayılmasında çok önemli bir rol oynayan Saint Paul'un ismini taşıyan kuyunun yanında cam bölmeyle muhafaza edilen ve Saint Paul'un yaşadığı ev olarak bilinen bölümü de inceleyen Wulff ve eşi daha sonra karayoluyla Adana'ya gitti.
-NOTLAR-
Anadolu Ajansı ve TRT muhabirlerinin dışında gazetecinin alınmadığı ayini Rhip Holger Nollmann ile peder Christian Rolke yönetti. Ayine, başta Mardin, Mersin, Adana, Hatay ve Adıyaman başta olmak üzere çeşitli illerden gelen Hristiyan din adamları ve cemaati katıldı.
Ayine, Süryani Ortodoks Kilisesinin Adıyaman piskoposu Melki Ürek, Ermeni Kilisesi Patrik Vekili Aram Ateşyan, Mersin İtalyan Katolik Kilisesi rahibi Roberto Ferari'nin de katıldığı belirtildi.
Alman Cumhurbaşkanını, kilise girişinde, Mersin Vali Yardımcısı Suphi Olcay, Tarsus Kaymakamı Orhan Şefik Güldibi, Belediye Başkanı Burhanetin Kocamaz, Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Mehmet Karagözlü, Adana İl Kültür ve Turizm Müdürü Osman Arık, Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Çalışkan ile diğer yetkililer karşıladı.
Alman Cumhurbaşkanının, geniş güvenlik önlemlerinin alındığı ziyareti sırasında Kilise çevresinin Türk ve Alman bayraklarıyla süslendiği dikkati çekti.
Almanaya'nın Ankara Büyükelçisi Eckart Kuntz da Cumhurbaşkanı Wulff'u, Tarsus gezisinde yalnız bırakmadı.
-ST. PAUL KİMDİR?
Papa 16. Benediktus tarafından geçen yıl ''Saint Paul Yılı'' ilan edilmesi dolayısıyla Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri St. Paul'un yaşadığı yer olan ve Vatikan'ın ''hac'' yeri kabul ettiği Tarsus Hristiyanlar için önemli bir merkez.
Yahudi kökenli bir aileden gelen Paul ya da Yahudi olan ismiyle Saul M.S. 3 yılında Tarsus'ta doğdu. Baba mesleği olan çadır bezi dokumacılığı yaptı. Çocuk yaşta din eğitimi görmesi için Kudüs'e gönderildi daha sonra doğduğu kent olan Tarsus'a döndü.
Sonraki yıllarda Şam yolunda hiç ummadığı bir anda Hz. İsa ile karşılaştı. Bu karşılaşma sonrasında İsa'nın yolunda ilerleyeceğini açıkladı. Hıristiyan inancının temel öğelerini öğrendi. Tarsus'a döndüğünde Hıristiyanlıkla ilgili çalışmalarına devam etti ve bir Hıristiyan topluluğu kurdu.
-ST. PAUL KİLİSESİ-
Tarsus ilçe merkezinde Çarşıbaşı mevkisindeki St. Paul Kilisesi'nin 1102 yılında St. Paul Katedrali olarak yapıldığı söyleniyor.
Kızılmurat Mahallesinde, Cumhuriyet Alanı'nın yaklaşık 300 metre kadar kuzeyinde, eski Tarsus evlerinin yoğun olduğu bölgede, öteden beri St. Paulus'un evinin yeri olarak kabul edilen bir avluda bulunan kuyu ise St. Paul Kuyusu olarak anılıyor.
Çevre düzenlemesi ve çevre istimlakları yapılan kuyunun çapı 1.15 metre, derinliği ise 38 metre. Kudüs'e hacı olmak için yöreden geçen Hıristiyanlar kutsal saydıkları bu kuyunun suyundan içiyor. Bunun yanı sıra yapılan kazı çalışmalarında St. Paul'un doğduğu ev olarak tahmin edilen evin taş duvarları kuyunun hemen yanında gün ışığına çıkarıldı.