Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''Şunu iftihar ederek söyleyebilirim ki Türkiye'de ilaç endüstrisinin geldiği nokta, teknolojinin geldiği en ileri noktadır'' dedi.
Bahçeşehir'de kurulan Abdi İbrahim Teknolojistik Merkezin açılışına katılan Bakan Akdağ, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ilaç endüstrisinin en köklü kuruluşlarından Abdi İbrahim'in, ülkeye önemli bir teknolojistik merkez hediye ettiğini ifade etti.
Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut'un kendisine ''mütevazi olmayacağını, çok mükemmel bir tesis yaptıklarını, dünyada, Avrupa'da bu tesisle boy ölçüşebilecek çok az yer bulunduğunu'' söylediğini anlatan Akdağ, yurt dışında ilaç endüstrisi ile ilgili pek çok fabrika veya teknolojistik merkez ziyaret ettiğini dile getirerek, ''Şunu iftihar ederek söyleyebilirim ki Türkiye'de ilaç endüstrisinin geldiği nokta, teknolojinin geldiği en ileri noktadır. Organizasyonun geldiği en ileri noktadır. Bugün bütün sektörü bu sektör nezdinde Abdi İbrahim'i canı gönülden kutluyorum'' dedi.
Akdağ, bütün bu yatırımların artmasında girişimcilerin üstün kabiliyetinin yanı sıra ülke yönetiminin istikrarlı ve kararlı duruşunun ve güven ortamının büyük etkisi olduğunu vurgulayarak, sermayenin, güven duyduğu sürece yatırım yapmaya devam ettiğini, yerli ve yabancı sermayenin geleceğin iyi ve parlak olduğunu görmeden yatırım yapmayacağını aktardı. Aktağ, Türkiye'de de böyle bir ortamın bulunduğu ifade etti.
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında beş bakan olarak toplandıklarını, bürokratlarla ve sektörle çalışmalar yaptıklarını ve sonunda ortaya sürdürebilir bir sistem koyduklarını vurgulayan Bakan Akdağ, şunları söyledi:
''Belki birtakım tedbirler aldık, belki ilaç endüstrisi için kasalarına giden paralar biraz azaldı, ama hiçbirimiz mutsuz olmadık, çünkü gelecek öngörülerimizi tamamladım. Yarın ne olur diye ne ilaç endüstrisi ne de hükümet bir sıkıntı içerisinde. Elimizde 3 yıllık, orta vadeli bir plan var. Bir taraftan ayağımızı buna göre uzatıyoruz, bir taraftan geleceğimizin finansal açısından garanti altında olduğunu biliyoruz.''
Recep Akdağ, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı ekonomik krizlerden ilaç endüstrisinin, eczacısından depocusuna, dağıtım şirketlerinden üretim şirketlerine varıncaya kadar nasıl etkilendiğini herkesin çok iyi bildiğini belirterek, ama son global krize rağmen Türkiye'de sürdürülebilirliğin mükemmel biçimde devam ettirilebildiğini kaydetti.
Gelecek 10 yılda Türkiye'den en az birkaç ilaç firmasının dünya piyasasında milyar dolarla konuşacağına yürekten inandığını belirten Akdağ, buna herkesin inanmak zorunda olduğunu, bu konuda sektöre her türlü kolaylığı ve desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.
İlaç endüstrisinin potansiyelinin, mutlaka ihracat yaparak kullanılması gerektiğine işaret eden Akdağ, bu ihracatta da sektörün bir araya gelmesi gerektiğini aktardı.
Türkiye'deki ilaç firmalarının en son teknolojik şartlarda ürettikleri mükemmel ilaçları, Almanya, Belçika veya ABD gibi ülkelere götürüp satmak istedikleri zaman bu firmalardan ''iyi üretim uygunluğu belgesi'' istendiğini, belgeyi almak için müracaat edenlerin de sırada bekletildiğini anlatan Akdağ, buna karşılık o ülkelerin firmalarının Türkiye'de kendi ilacını rahatlıkla satabildiğini belirtti.
Bakan Akdağ, buna bir son verdiklerini anımsatarak, gelen ülkenin, ister ABD, ister Belçika, ister Hindistan olsun iyi üretim uygunluğunun denetlenmesi zorunluluğunu getirdiklerini ifade etti. Bu ülkelerin ilaç otoritelerine beraber çalışma teklifinde bulunduklarını dile getiren Akdağ, bu işin arkasında duracaklarını vurguladı.
Recep Akdağ, ''Bu meseleyi çok karıştıranlar oldu. Başbakanımız'a, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanımız'a gittiler, ama biz onlara bu meseleyi anlattık. Bu mücadeleyi büyük kararlılıkla veriyoruz. İnanıyorum ki bu mücadelenin sonunda Türkiye'de üretilen ilacın ihracatı konusunda Türk ilaç sektörünün önünde büyük bir kolaylık yakın gelecekte açılacaktır'' diye konuştu.
Bugüne kadar seferberlik anlayışı ile yürüttükleri sağlık hizmetlerini geliştirerek devam ettireceklerini vurgulayan Akdağ, sektörün temsilcilerini sağlık alanının bir bileşeni olarak gördüklerini ve Türkiye'de modern sağlık çağını başlatırken sektörle yüzün üzerinde görüşme yaptıklarını anlattı.
Akdağ, ''Biliyoruz ki sizin gücünüz ülkenin gücüdür, biliyoruz ki beraber çalıştıkça hem ülke zenginleşecek hem insanımıza istihdam kapısı açılacak hem de vatandaşımız mükemmel bir sağlık hizmeti almaya devam edecektir'' dedi.
