Gazeteci Kadir Çelik, ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturması kapsamında ifade verdikten sonra yaptığı açıklamada, ''İllegal bir şey yapılıyorsa, her Türk vatandaşı gibi ben de şikayetçi oldum'' dedi.
Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından ''mağdur'' sıfatıyla ifadesi alınan Kadir Çelik, adliyeden ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Dinleme kasetleriyle ilgili şikayetçi olduğunu belirten Çelik, ''1997 yılında benim aracım kurşunlanmıştı evimin önünde. O olay sonrasında Bedrettin Dalan'ın beni arayıp, 'geçmiş olsun' dediği bir telefon konuşmasıyla ilgili'' dedi.
Sadece Dalan ile olan konuşmasının kaydedildiğini ve ''bu tek konuşmayı şanına yakıştıramadığını'' anlatan Çelik, ''İllegal bir şey yapılıyorsa, her Türk vatandaşı gibi ben de şikayetçi oldum. O konuşmayı kaydedenler onun kayda girme emrini verenler ve bulunduranlar hakkında şikayetçi oldum'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''Hanefi Avcı ile tanışıklığınız var mı?'' sorusu üzerine Çelik, 33 yıllık bir gazeteci olduğunu ve İstanbul'da, Diyarbakır'da çalışan Avcı'yı da tanıdığını ifade etti.
Kadir Çelik, ''Hanefi Avcı'nın kayıt aldığına inanıyor musunuz?'' sorusuna karşılık da ''Hanefi Avcı mesele değil. Yani ben olaya o taraftan bakmıyorum. Konuşmanın kanunsuz olarak kaydedilmesi bence önemli. Yani Hanefi Avcı meselesi çok fazla beni ilgilendirmiyor'' diye konuştu.
''Bedrettin Dalan'ın dinlenilmesine mi takıldınız acaba?'' sorusunu da cevaplayan Çelik, ''Öyle olduğu zannediliyor. Ben de açıkçası yıllardır, dillenildiği şüphesiyle yaşayan gazetecilerden birisiyim. O şüphemin de hiç haksız olmadığı bugün ortaya çıktı bir vesileyle. Yani ya Bedrettin Dalan'ı ya da beni dinliyorlardı, ama zannediyorum Dalan'ı dinliyorlardır'' ifadesini kullandı.
Dinlenildiği yılın 1997 yılı olduğunu ve üzerinden 13 yıl geçtiğini hatırlatan Çelik, o yıl evinin önünde aracının kurşunlanması olayıyla ilgili aradan geçen 13-14 yıla rağmen faillerin bulunmadığını da aktardı.
Kadir Çelik, kayda alınan konuşmasında Dalan'ın kendisine, ''Geçmiş olsun, aman dikkat et kendine, burası Türkiye'' dediğini de sözlerine ekledi.
Soruşturma kapsamında daha önce gazeteciler Mehmet Ali Birand, Fatih Altaylı, Enis Berberoğlu, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Özal, eski Başbakan Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller, eski Bakanlardan Mehmet Ali Yılmaz, eski MİT görevlileri Mehmet Eymür ve Yavuz Ataç, iş adamları Erol Aksoy ve Cefi Kamhi ile emekli orgeneraller Çevik Bir ve İsmail Koçman da Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelerek Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'a ''mağdur'' sıfatıyla ifade vermişti.