Birinci ''Ergenekon'' davasının 161. duruşması başladı. Duruşmada söz alan tutuklu sanık Zekeriya Öztürk, Osman Yıldırım'a yaptırılan Ataşehir'deki eve ilişkin keşfin kendilerine bildirilmediğini, avukatların bile keşfe çağrılmadığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya emekli tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 20 tutuklu sanık katıldı. Tutuksuz yargılanan Güler Kömürcü Öztürk ile Abdülmuttalip Tonçer de duruşmada hazır bulundu. Tutuklu sanıklar Ergün Poyraz ve Hayrettin Ertekin duruşmaya gelmedi.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk, Osman Yıldırım'a yaptırılan Ataşehir'deki eve ilişkin keşfin kendilerine bildirilmediğini, avukatların bile keşfe çağrılmadığını söyledi.
Mahkemeye gelen yazıda da Alparslan Arslan'ın kız kardeşi Elif Arslan'ın kullandığı telefonun irtibatlı olduğu numaralar arasında kendi adının da geçtiğini ifade eden Öztürk, bu raporun sahte olduğunu belirtti.
Tutuklu sanık Muzaffer Tekin de Elif Arslan'ın kullandığı telefonun irtibatlı olduğu 350 numaranın belirtildiğini, yazıda kendisi ve Oktay Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 9 kişinin adının geçtiğini gördüğünü kaydetti. Tekin, kendileriyle ilgili suç yaratılmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Tutuklu sanık Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük de mahkemenin Osman Yıldırım'ın söz ettiği 2 evle ilgili keşif kararını Silivri'deki mahkemede nöbet tutarak öğrendiğini ifade ederek, ''Buraya yolu düşen, kendi şartlarını zorlayarak gelenler ara kararlardan haberdar oluyor. Mahkemenin evle ilgili tespit kararını biz olmadan alabileceğini düşündüm. Bu tespite katılabilmem için uyanık olmam gerekiyordu. Mahkeme kalemi, telefonla arayarak keşif gününü bildirdi. Emin olamadığım için elden bu kararı aldım. Keşfe katılmak için dilekçeyle başvurdum'' dedi.
Keşif günü 5 avukatla gittiklerini, kendisinin önce arabaya alınmadığını, itirazı üzerine araçta yer açıldığını belirten Küçük, Yıldırım'ın arabayla evin keşfini yapamadığını kaydetti.
Keşfin ardından savcı Nihat Taşkın'ın ''Evin Recep Özkan'a ait olduğunu tespit ettik. Getirelim Osman Yıldırım gösterme yapsın'' dediğini, itiraz etmesi üzerine bunun kabul edilmediğini belirten Küçük, ''Ataşehir'deki ev yok. Osman Yıldırım o eve gitmedi, evi bulamadı. Bulunmamış, tespiti yapılmamış evin komşuları dinlenmez. Bu dosya ile Danıştay sanıkları arasında bağlantı yok. Artık zorlamayın. Alakasız tanıklar önümüze gelmesin'' diye konuştu.
Küçük, mahkeme heyetinin Ataşehir'deki evin komşularını dinleme kararından vazgeçmesini istedi.
Osman Yıldırım da ''hatırladığı yere kadar kendisinin götüreceği, hatırlamadığı noktalardan itibaren telefon sinyallerine göre gidileceği'' düşüncesiyle mahkemeye dilekçe vererek Ataşehir'deki 2 evin keşfinin yapılmasını talep ettiğini söyledi.
Avukat Küçük'ün ''Öyle bir ev yoktur'' sözlerinin doğru olmadığını belirten Yıldırım, ''Zeynep Küçük, 'Osman Yıldırım antisosyal, kişilik bozukluğu var, yalan konuşuyor' diyerek bana hakaret etmektedir. İkinci sitenin ortaya çıkmasından dolayı rahatsız olmaktadırlar. İkinci bir site vardır. Bu sitenin olduğu, telefon sinyallerinden mevcuttur. Migros'un önünden Alparslan Arslan'a telefon açtım. Bir arkadaşı beni alıp siteye götürdü. Telefon sinyalleri ortada. Telefonun sinyal verdiği noktaya kadar götürsünler, her iki siteyi, daireleri göstereyim. Yalan konuşacak durumda değilim'' dedi.
Duruşma, tanık Burhan Gür'ün dinlenmesiyle devam ediyor.