'Devrimci Karargah Örgütü' soruşturması kapsamında ifade verdikten sonra açıklama yapan DHA Genel Müdürü Uğur Cebeci, ''Zannediyorum bir koleksiyoncu var, meraklı. Bunları ileride ihaleyle satacak herhalde'' dedi.
Doğan Haber Ajansı (DHA) Genel Müdürü Uğur Cebeci, ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturması kapsamında ifade vermek üzere Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne geldi.
Çırağan Caddesi üzerindeki savcı ve hakimlerin kullandığı kapıdan adliyeye giriş yapan Cebeci, ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'ın odasına çıktı.
Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından ''mağdur'' sıfatıyla ifadesi alınan Uğur Cebeci, adliyeden ayrıldığı sırada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin, ''Şikayetçi oldunuz mu? Hangi dönemlere ait ses kayıtları bunlar?'' diye sorduğu Cebeci, ''1995-96 gibi. O yıllara ait olduğunu zannediyorum. Çok sıradan işle ilgili, haberle ilgili konuşmalar'' dedi.
-''ÇAĞRILANLARLA AYNI YÖNDE ŞİKAYETÇİ OLDUM''-
Konuşmaların birileri tarafından, belki bir bina gözetilerek kayda alınmasının çirkin bir şey olduğunu ve böyle bir şeyin gazetecilerin başına gelmemesini temenni ettiğini aktaran Cebeci, şöyle konuştu:
''Sorun, konuşmanın içeriğinde değil. Zaten savcı o konuda çok zarif davranıyor. Konuşmanın içeriğiyle ilgili herhangi bir şey de sormuyor. Sorduğu tek şey; bundan şikayetçi olup olmadığınız, çok doğal bir şey. Beni dinleyen birisinden veya bir kurumdan şikayetçi olmak... Ben de şikayetçi oldum. Diğer bu konuda ifadeye çağrılanlarla aynı yönde şikayetçi oldum.''
Uğur Cebeci, bir gazeteci tarafından yöneltilen, ''Kimle olan görüşmeleriniz kaydedilmiş?'' sorusuna karşılık da, ''Bu özel bir şey. Şunun için söylemiyorum size, 'Kendi dosyalarında bunun özel olduğunu ve ilerde açılacak bir davada söz edebileceğini' belirttikleri için ben de öyle diyorum ama şunu söyleyebilirim; sıradan bir şey'' dedi.
''Kurum santrali mi dinlenmiş?'' diye sorulan Cebeci, o yıllarda Hürriyet Haber Ajansı Genel Müdürü olduğunu zannettiğini, o yıllarda daha çok sabit telefon kullandıklarını ve dinlemeye takılan konuşmaların da sabit telefonla yapıldığını aktardı.
Bir gazetecinin, ''Bu konuşmalar önemli konuşmalar değil. Bu kayıtlar, acaba bu bir gösterge, bir arşiv parçası olabilir mi?'' diye sorduğu Cebeci, ''Hayır değil. Benimki çok sıradan. Bir resim alışverişiyle ilgili bir konuşma yapıyorum. Ve o konuşmaları da dün gibi hatırlıyorum'' ifadesini kullandı.
-''HANEFİ AVCI İLE BİR ARAYA GELMEDİM''-
Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'yı tanıyıp tanımadığı da sorulan Cebeci, şöyle dedi:
''Hanefi Avcı ile ben hiç bir araya gelmedim. Yani yüz yüze de geldiğimi zannetmiyorum. Ama ben geleneksel olarak öyle bir gazeteciyim zaten. Ben konuşmam, benimle beraber çalışan muhabir arkadaşlarım konuşurlar ve onlar iletirler. İşte Edirne Emniyet Müdürlüğü sırasında Edirne büro şefim, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü sırasında Eskişehir büro şefim, diğer Susurluk olayı sırasında da diğer arkadaşlarım konuşmuşlardır ve benim geleneksel olarak böyle bir huyum var.''
Uğur Cebeci, bir gazetecinin, ''Bu kadar önemsiz konuşmaların biriktirilmesini neye bağlıyorsunuz? Buraya gelen herkes konuşmaların önemsiz olduğunu söylüyor. Madem öyle neden saklanır ki?'' sorusuna karşılık da, ''Zannediyorum bir koleksiyoncu var, meraklı. Bunları ileride ihaleyle satacak herhalde. Bilmiyorum neden?'' ifadesini kullandı.
Cebeci, dinleyen her kimse, kişi veya kurumlardan resmen şikayetçi olduğunu sözlerine ekledi.
Soruşturma kapsamında daha önce gazeteciler Mehmet Ali Birand, Fatih Altaylı, Enis Berberoğlu, Ertuğrul Özkök, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Özal, eski Başbakan Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller, eski MİT görevlileri Mehmet Eymür ve Yavuz Ataç, iş adamı Erol Aksoy ile emekli orgeneraller Çevik Bir ve İsmail Koçman da Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelerek Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'a ''mağdur'' sıfatıyla ifade vermişti.