CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, medya yöneticilerine verdiği akşam yemeğinde başörtüsü, YÖK, Diyanet ve Kuran Kursu gibi sorunlara çözümleri olduğunu belirtirken şartını da açıkladı.
Kılıçdaroğlu, başörtüsü ile ilgili bir soruyu cevaplandırırken, öteden beni özgürlükleri savunan bir parti olduklarını ifade ederek, partisi ile ilgili olumsuz algılardan yakındı ve ''Bu algıları kırmalıyız. Mademki ezberleri bozacağız diyoruz, bu algıları yıkarak ezberleri bozmalıyız'' dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını eğitim özgürlüğüne inandığımız için savunuyoruz. Git-geller yaptığımız konusunda eleştiriliyoruz ama ben hiç git-gel yapmadım. Benim sözlerim farklı algılanıyorsa onu düzeltirim. Hiçbir CHP'li Diyanet'in açtığı Kuran kurslarına karşı çıkmadı. Karşı çıktığımız yasa dışı kurslardır. Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı çok güzel kitaplar var. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Bardakoğlu'na da söyledim. 'Niçin daha fazla sesiniz çıkmıyor?' dedim. Çarşafı aşağılayan gösteriler karşısında Grup Başkanvekili iken bunun yanlış olduğunu söyledik. Var olan algıları hep beraber kırmak zorundayız. Bizi iyi tanıyın. Gizli gündemimiz yok. Kafamızın arkasında farklı planlar yok. Bizim partimiz Adalet ve Kalkınma Partisi gibi değil. Bizde özgürlük var, demokrasi var. Görüş beyan eden arkadaşlarımıza 'bu konuda konuşamazsın' diyemeyiz ama partinin görüşünü Genel Başkan temsil eder. Genel Başkan'ın sözü partiyi bağlar. Partiyi bağlayan, Genel Başkan, kurultay ve parti programıdır.
Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin türbanı çözeceğine inanmıyorum ama biz çözeriz. Biz olaya evrensel değerler çerçevesinde bakıyor ve öyle değerlendiriyoruz. Kılık kıyafet bir yasa konusu değildir. Meseleye özgürlük çerçevesinde bakıyoruz. Üniversitelere özerklik getirmek istiyoruz. YÖK'ü kaldırma hedefimiz var.''
Kılıçdaroğlu, üniversitelerin özgür düşünce üreten mekanlar olması gerektiğini belirterek, başörtüsü sorunun da o zaman kendiliğinden çözüleceğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, YÖK Başkanı'nın ''Başörtüsü takmayanların haklarını da kendisinin savunacağı'' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
''YÖK Başkanının açıklamasını talihsiz bir beyan olarak görüyorum. Hukuk devletinde güvence yasalardır. Bürokrat güvence olamaz. Bir akademisyenin, hele hele iktidarın baskısı altındaki bir bürokratın güvence vermesini doğru bulmuyorum.''
Kemal Kılıçdaroğlu, polislerin üniversitelere girmesini de doğru bulmadıklarını ifade etti.
-CUMHURİYET RESEPSİYONU-
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Bayramı'nda Çankaya Köşkü'nde verilecek resepsiyona katılınmayacağı yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine, ''29 Ekim'e çok var. Bu neden ulusal sorun haline geldi anlamıyorum. Daha vaktimiz var'' dedi. Kılıçdaroğlu, kendisinin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer dönemi de dahil bu tür resepsiyonlara çok az katılan birisi olduğunu da ifade etti.
Kılıçdaroğlu, ''Resepsiyona katılmamak, türban açılımı ile çelişmez mi? Aktif muhalefet yapıyor musunuz?'' şeklindeki soru üzerine de, ''Aktif muhalefet yapmaya çalışıyoruz. Eksikliklerimiz olabilir ama biz görevimizi yapmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
-''EĞİTİME ÖNEM VERİYORUZ''-
Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''Genel başkan olduktan sonra bir rüzgar yakalamıştınız, partinizin oyları yüzde 35'ler düzeyindeydi. Referandum sonrasında rüzgar tersine esmeye başladı. Anketlere göre oy oranınız düştü'' şeklindeki sözleri üzerine de şu görüşleri ifade etti:
''Bütün anketlere saygılıyız. Biz, partide bir değişim yapıyoruz. Önce parti içi eğitime önem veriyoruz. Rüzgara bağlı bir olgu değil, kalıcı bir olgu yaratmak istiyoruz. İstanbul İl Başkanı'na talimat verdim; 'her sokakta bir temsilci olsun' dedim. İstanbul yaparsa, hiçbir il itiraz edemez. CHP'nin az oy aldığı yerlere gidiyoruz. Ciddi projelerimiz var. Kredi kartından her ay 1 TL alarak üyelerimizin aidat duygusunu artırmak ve partimize kaynak sağlamak istiyoruz. Bir rüzgarı alıp, seçim süresince gitmek gerçekçi değil. Kalıcı politikalar üretmemiz gerekiyor. Biz, tabanı kazanacağız.''
Kılıçdaroğlu, parti içi çekişmelerle ilgili bir soru üzerine de, ''CHP'de değişimi yapacağız ama kavga ile gürültü ile değil. Objektif kurallar ile yapacağız. 'Ali gitti, Veli geldi' şeklinde olmayacak. Kalıcı politikalar ile olacak'' diye konuştu.
-AB-
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği ile ilgili bir soruyu cevaplandırırken de referandum sonrasında Avrupa'ya yaptığı seyahat sırasındaki görüşmelere ilişkin izlenimlerini aktardı. Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye uyguladığı çifte standarttan rahatsız olduğunu ifade ederek, ''Biz AB'nin uyguladığı çifte standarda karşı çıkıyoruz ama Türkiye'nin de AB'nin koyduğu standartlara uymasını istiyoruz'' dedi.
-REFERANDUM DEĞERLENDİRMESİ-
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın referandum sonuçlarını değerlendirirken ''Yüzde 42'yi anlamaya çalışıyoruz'' şeklindeki sözlerini hatırlatarak, ''Siz de yüzde 58 ile ilgili bir değerlendirme yapıyor musunuz?'' şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:
''Yüzde 58'i de yüzde 42'yi de masaya yatırdık. İşsizliğin azaldığı, istihdamın arttığı yerlerde 'evet'lerin fazla çıktığını gördük. Örneğin, Gaziantep'te 'evet'lerin artışında Suriye ile vizelerin kaldırılmasının payı var. Farklı amaçlarla sandığa giden kitleler var. 12 Eylül'de acı çekenler koşulsuz şekilde 'evet' verdi. İnançları nedeniyle 'evet' tercihinde bulunanlar var. Entelektüel çevreler 'yetmez ama evet' dedi. Değişim ihtiyacı nedeniyle Anayasa'nın getirdiği yeni düzenlemeler nedeniyle 'evet' diyenler az. Farklı güdüler ile sandığa gidildi. Türkiye'de asıl sorun, bundan sonra başlayacak. Biz olası riskleri baştan söyledik. Bunları gördükçe tablo daha çok netleşecek.''
-''KÜRT SORUNU''-
Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine, Kürt sorunu ile ilgili görüşlerini ifade ederek, ''Bu sorun hakkında en cesur söylemlerde bulunan CHP'dir. Van'da kışlanın adının değiştirilmesini biz söyledik. 'Gerekirse affa da destek veririz' dedik. Ama biz söylüyoruz, eleştiriliyoruz. Bunları Başbakan söylüyor, alkışlanıyor. Bu sorun, ulusal proje halinde, toplumsal destek ile çözülür. O bölgede, bundan sonra daha fazla olacağız. CHP, bu sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir partidir. Terör örgütünün silah bırakması halinde her şey özgürce tartışılır'' diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, anadilde eğitim konusundaki bir soru üzerine de, anadilin konuşulması için ilk kanun teklifini kendilerinin verdiğini hatırlattı ve ''Dilin toplum için önemini hepimiz biliyoruz. Kurslar açılıyor. Herkesin anadilini öğrenmesini biz de destekliyoruz. Ancak resmi dil Türkçe'dir'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, medyaya yönelik eleştirilerde de bulunarak, kendilerinin ifade ettiklerinin medyada yeterince yansımadığını savundu ve ''Nasıl AB'ye 'çifte standart yapıyorsunuz' diye soruyorsak, aynı soruyu medyaya da soruyoruz. Biz söylediğimiz zaman eleştiriliyoruz, ancak aynı sözleri Başbakan söylediği zaman destekliyorsunuz'' şeklinde görüş belirtti.
Kılıçdaroğlu, ekonomik konularda parti politikası oluşturmak için akademisyenlerle uzun süreli çalışmalar yürüttüklerini belirterek, hazırlanacak raporun Aralık ayında açıklanacağını ümit ettiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ''Cemaatlere siyasallaşmadıkları sürece saygılı olduğu'' şeklindeki sözlerini hatırlatan bir gazeteciye, ''İnsanlar şu veya bu şekilde bir araya gelebilir. Ekonomik olarak, inanç nedeni ile farklı şekillerde bir araya gelebilir. Yeter ki bu siyasete yansımasın. İnançların ve etnik kimliğin siyasete malzeme olmasını kabul etmiyoruz. İnançlara saygılıyız. İnsanlar, ister inanır, ister inanmaz. Farklı mezhepten olur, isterse ateist olur'' karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nden irticanın tehdit olarak kaldırılmasına ilişkin bir soru üzerinde de ''Siyaset Belgesi konusunda bize ulaşan bir bilgi yok'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yolsuzlukların arttığını ileri sürerek, kamu ihalelerine dikkati çekti ve gazeteci Bekir Coşkun'un da Çayırhan Termik Santrali ile ilgili bir ihale yüzünden işine son verildiğini iddia etti.
HSYK üyelerinin istifalarını ''demokratik tepki'' diye niteleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, parti tüzüğü ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan kendilerine yapılan bir uyarının bulunmadığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, kendilerinden tüzük değişikliği ile ilgili bilgiler istendiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ABD'nin yerleştirmek istediği füze kalkanları ile ilgili bir soru üzerine de hiçbir ülkede nükleer silah istemediklerini belirterek, ''Türkiye'nin de nükleer savaşın ortasında olmasını istemeyiz. İran'ın uluslararası alandaki kaygıları gidermesi lazım. Türkiye'nin İran üzerinde bir ikna gücü varsa, bunu kullanmalı'' görüşünü dile getirdi.
-''İKTİDAR OLMAMIZ LAZIM''-
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bazı sorunları çözmek için iktidar olmaları gerektiğini ifade ederek, ''Önce iktidar olmamız gerekiyor. İktidarın yapması gereken konuları bize söylüyorsunuz. Biz, irademizi söylüyoruz ama sorunları çözmemiz için iktidar olmamız gerekiyor. Nasıl çözeceğimizi iktidar olunca görürsünüz'' ifadesi kullandı.
Kılıçdaroğlu, spor olarak yürüyüş yaptığını belirterek, Fenerbahçe takımını tuttuğunu ama katı bir taraftar olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Devlet Tiyatrolarının bütün oyunlarını izlemeye çalıştığını bildirerek, ''Devlet Tiyatroları çok iyi çok da başarılı'' şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal ile kendisini nasıl kıyasladığı şeklindeki bir soru üzerine de şunları söyledi:
''Bunu benim yapmam hem şık olmaz, hem bana yakışmaz. Sayın Baykal öteden beri saygı duyduğum, bilgi birikimine ve deneyimine imrendiğim Türkiye siyasetinin önemli liderlerinden biridir. Sağlıklı bir gözlemcidir, ölçer, tartar, gözlemlerini dile getirir.'