Atalay: İşkenceye karışan polisi barındırmayız   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 10-14-2010 (17:38)   Son Mesaj: 10-14-2010 (17:38)    Cevap: 0    Gösterim: 473  

    10-14-2010

    Atalay: İşkenceye karışan polisi barındırmayız

    Atalay: İşkenceye karışan polisi barındırmayız


    İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesinin akademik yıl açılış töreninde konuştu. Atalay, işkenceyle ilgili herhangi bir soruşturmanın olmadığını ve bunu yapan personelin uzaklaştırıldığını söyledi.

    İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Türkiye işkencelerle suçlanan bir ülke değildir. Bu yıl şu ana kadar işkenceden dolayı hiçbir suçlama, hiçbir dava söz konusu olmamıştır. Biz halen kötü muamele tavrı içinde olan personeli kurumlarımızda yaşatmıyoruz, yaşatmayız. Bunu açıklıkla ifade ediyorum'' dedi.
    Atalay, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesinin akademik yıl açılış törenindeki konuşmasında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, polis teşkilatına, akademiye, polis eğitimine büyük önem verdiğini ve buradaki gelişmeleri yakından takip ederek destek olduğunu, bu ilginin de kendilerinin azim ve çalışma şevkini arttırdığını bildirdi.

    Akademinin ve polis eğitiminin çok özel bir dönem yaşadığını belirten Atalay, bu dönemde daha donanımlı, ufku açık ve çok daha kapsamlı bir eğitim yürüttüklerini söyledi.

    Atalay, şunları kaydetti:

    ''Polis Akademisi bugün, araştırmaların, etütlerin yapıldığı, yeni stratejilerin, politikaların üretildiği, güvenlik alanında ülkemizin en önemli çalışmalarının yapıldığı bir merkez haline geliyor ve bunu Bakanlık olarak sonuna kadar destekliyoruz. Arkadaşlarımı daima bu konuda teşvik ediyorum. İstedikleri her desteği vermeye çalışıyorum. Akademi aslında bu yönde zaman da kaybetmiş. Kaybedilen zamanı da bu süreç içinde telafi etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Buranın gerçek bir güvenlik üniversitesi olması için bir çalışma da yürütüyoruz. Burayı daha iyi nasıl yapılandırabiliriz. Hem akademi hem Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki 30 kadar meslek yüksek okulumuz, enstitümüz, bunların hepsi daha verimli nasıl çalışabilir. Türkiye'deki üniversite sistemi içinde kendisini daha iyi nasıl gösterebilir. Bunun çalışmaları içindeyiz.''

    Polis Akademisinin sadece personel yetiştirmediğini, bilimsel çalışmalar yaptığını, güvenlik stratejileri ürettiğini kaydeden Atalay, kendisinin de akademinin birikimlerinden faydalanmaya çalıştığını belirtti.

    Bugüne kadar akademiyle, İçişleri Bakanlığı arasında çok fazla irtibat olmadığını belirten Beşir Atalay, ''Halbuki burada büyük bir birikim var. İyi akademik kariyer yapmış arkadaşlarımız var. Onların katkılarından faydalanıyoruz. Bakanlığımızdaki en önemli, en stratejik toplantılara akademi mensuplarının da katılımını sağlıyoruz'' dedi.

    Enstitüye de özel önem verdiklerini ifade eden Bakan Atalay, Anıttepe'deki eski kampüsün, akademik çalışmaların yapıldığı bir merkez haline geldiğini kaydetti. Atalay, ''Orası uluslararası alanda da ismi olan, lisansüstü çalışma yapan çok sayıda kişinin eğitim gördüğü bir yer. Burası sadece en iyi kütüphanesi olan güvenlik eğitimi ve araştırması alanında Türkiye'de herkesin aradığını bulacağı bir yer olsun istedik ve şu anda o hale geliyor. Araştırmaların, uluslararası yayınların, bütün yeni tartışmaların yapıldığı bir merkez'' diye konuştu.

    -POLİS EĞİTİMİ-

    Polis eğitiminde Türkiye'nin yeni bir dönem ve bir devrim yaşadığını belirten Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

    ''Polis teşkilatımızda hem eğitimin kalitesi, hem de insan kalitesi ciddi şekilde artmıştır. Bunu sadece mensuplarımızın yüzde 85'i üniversite mezunu olduğu için söylemiyoruz. Bunu polisimizin tutumundan, göreve bakışından, yeni güvenlik konseptini anlamasından ve başarısından görüyoruz. Güvenlikte artan kalite, eğitimin kalitesiyle çok irtibatlı. Polisin eğitim müfredatı konusunda çok çalışıldı. Hem örgün eğitimimize önem veriyoruz hem de 220 bin civarındaki polisimizin her yıl yaklaşık yüzde 50'sini hizmet içi eğitimden geçiriyoruz.

    Akademinin ve yüksek okullarımızın ihtiyaçlarının temininde elimizden gelen her katkıyı veriyoruz. Yurtlar yenilendi. Daha rahat eğitim yapılması için altyapıyla ilgili çalışmalar devam ediyor.

    Eğitimimizin odağında insan ve hukuk var. Bizim için bu iki kavram çok önemli. Bizim muhatabımız insan, tabi olmamız gereken çalışma şartları da hukuk. Sadece kuralları değiştirerek değişimi sağlayamıyorsunuz. Bu sosyolojik bir olgudur. Zihniyet değişimi yapmadan polisle vatandaş ilişkilerinde istediğiniz değişimi yapamazsınız. İşte o zihniyet değişimi bu sıralardan, bu eğitimlerden geçiyor.

    Yeni güvenlik anlayışı kapsamında demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları kavramları bizim için çok belirleyici. Bu, tüm çoğulcu demokratik toplumların da orta değerleridir. Burada işte o yeni güvenlik anlayışının gerektirdiği personeli yetiştirmeye çalışıyoruz. Çağdaş demokrasilerin en önemli ilkesi, devletin insan için var olduğudur. Biz AK Parti hükümeti olarak bunun temel ilkemiz olduğunu hep ifade ettik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Hukuk devleti aslında bireylerin devlet gücü karşısında korunması gereksiniminden doğmuştur. Devlet organize olmuş, örgütlenmiş toplum, insanları dıştan gelecek tehlikelere karşı korumak üzere kurulmuş, ama hukuk devleti haline gelmesi insanları devletin baskısından, devlet adına güvenliği sağlayacağım diye görev yapan güvenlik güçlerinin baskısından korumak için geliştirilmiştir. İşte bizim de en hassas noktamız bu. Devlet hem güvenliği sağlayacak, hem de vatandaşların siyasal, toplumsal, ekonomik temel hak ve özgürlüklerini ve özgürlük, güvenlik dengesi dediğimiz hassas dengeyi de koruyacak. Bizim en önemli çabamız özgürlük ve güvenlik dengesini korumak. Bu konuda mesafe aldığımıza da inanıyoruz.''

    -ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİ VE ÇETELERLE MÜCADELE-

    Beşir Atalay, İçişleri Bakanlığını adeta İnsan Hakları Bakanlığı gibi gördüklerini belirterek, polis eğitiminden, polisin ülke genelinde verdiği hizmetlere kadar bu anlayışı ön planda tuttuklarını söyledi.

    Bakan Atalay, ''İçişleri Bakanlığı ile İnsan Hakları Bakanlığının bir araya gelmesi kolay değil, ama bunu büyük oranda başardığımıza da inanıyorum. Hükümetimiz döneminde ilke olarak getirdiğimiz işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans bugün gerçekten sıfır noktaya ulaşmıştır. Türkiye işkencelerle suçlanan bir ülke değildir. Bu yıl şu ana kadar işkenceden dolayı hiçbir suçlama, hiçbir dava söz konusu olmamıştır. Biz halen kötü muamele tavrı içinde olan personeli kurumlarımızda yaşatmıyoruz, yaşatmayız. Bunu açıklıkla ifade ediyorum'' dedi.

    Türkiye'de geçen yılın polis merkezleri ve karakollar yılı olduğunu belirten Bakan Atalay, şöyle konuştu:

    ''Geçen yıl Ocak ayı toplantımızda valilerimize talimat verdim. Bütün polis merkezleri ve karakollar gözden geçirilecek. Hepsi gözden geçirildi. Hepsinin fiziki yapısı, temizliği, dizaynı, vatandaş geldiğinde nerede oturacak, kendisine ne söylenecek, nasıl ikramda bulunulacak, hepsi yeniden değerlendirildi. 40 bin polisimizi polis merkezinde vatandaşla muhatap olduğunda nasıl davranacağı konusunda eğittik. Bugün bu bin 320 polis merkezimiz ve 2 bin jandarma karakolumuz aynı standarttadır. Oralar temiz, vatandaşa iyi muamelenin yapıldığı sosyal ortamlardır. Hiç kimse artık oralara gitmekten korkmuyor, eskisi gibi çevresinden dolanmıyor. Bütün nezarethanelerde mutlaka kamera var, nezarethanelerin yanında mutlaka sosyal ortamı, duşu var. Karakollar, polis merkezleri, polisin, jandarmanın vatandaşa açılan kapısıdır. Oralarda ilk intiba oluşur. Onun için de oralara özel bir önem verdik.''

    -ŞEHİRLERİMİZ, DÜNYANIN EN GÜVENLİ ŞEHİRLERİ ARASINDA-

    Son yıllarda güvenlik alanındaki yeni anlayış ve takip edilen politikalar sayesinde hukuka bağlılık ve insan haklarına saygı konusunda çok büyük bir hassasiyet kazanıldığını ifade eden Bakan Atalay, şöyle devam etti:

    ''Gerek polis, gerek jandarmamızda görevini ifa ederken insan haklarına saygı ve hukuka bağlılık son derece yüksek bir hassasiyet haline gelmiştir. Bunun karşılığını da görüyoruz. Bir defa suç oranlarında büyük bir düşüş var. Kentlerimiz dünyanın en güvenli kentleri. Türkiye suç oranlarının Avrupa ortalamasının çok altında olduğu bir ülke. Bütün istatistikler elimizde ama vatandaşımıza verdiğimiz güven daha önemli. Son zamanlarda bizim de yaptırdığımız, bağımsız kuruluşlarca da yapılan kamuoyu yoklamalarında polis teşkilatı kurumsal güvende en başta geliyor. Şu anda kurumsal güven açısından polis teşkilatı ilk sırada. TÜİK'in yaşam memnuniyeti araştırmasında da 'Hükümetin hangi icraatını beğeniyorsunuz' diye vatandaşa soruldu ve toplumdan değerlendirme alındı. İşte bu araştırmalara göre, geçen yıl asayiş hizmetleri vatandaş memnuniyeti açısından birinci sırada. Bir önceki yıl sağlık hizmetleri ilk sıradaydı. Son yıl da asayiş hizmetleri ilk sırada. Buda bizi memnun etti.''

    Atalay, gösterilen çabaların toplum tarafından takdirle karşılandığını bunun sonucunda da suç oranlarının azaldığını belirtti. Suçu işlenmeden önleme mekanizmalarını çok geliştirdiklerini kaydeden Atalay, Türkiye'nin bu dönemde güvenlik alanındaki en önemli başarısının organize suç örgütleri ve çetelerle mücadele olduğunu belirterek, ''Hangi suç türünü kaldırsanız altından organize birliktelikler çıkıyor. Çetelerle, mafyayla mücadele bütün suç türlerinde azalmayı beraberinde getiren en önemli faktördür. Bizim dönemimiz çetelerle mücadelede çok parlak bir dönemdir. Hiçbir yerde mafyanın boy gösterdiği görüntüler yok. Devletin otoritesi dışında hiçbir yerde otorite yoktur ve olamaz. Bu manada başarılı bir dönemdir'' dedi.

    -DİĞER KONUŞMACILAR-

    Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ise emniyet teşkilatı olarak mükemmele ulaşmak için gayret gösterdiklerini ve bu konuda yoğun çalışmalar yaptıklarını belirtti. Vatandaşlara daha iyi hizmet vermek için projeler ürettiklerini ifade eden Köksal, ''Biz, durağan değil, devamlı değişen, değişirken çağa ayak uyduran ve insanlara en iyi nasıl hizmet edebilir diye gayret gösteren bir kurumuz'' dedi.

    Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan da ''Anayasal devlet ve kolluk'' konulu ilk derste, demokratik toplumlarda meşruiyet kaynağının halk ve hukuk olduğunu belirtti. Devletin varlık nedeninin bireylerin temel hak ve özgürlüklerini korumak, teminat altına almak olduğunu kaydeden Arslan, meşruiyetini hukuktan alan kolluk kuvvetlerinin sivil otoriteye hesap verebilir, şeffaf olması ve insan haklarıyla, halkın değerlerine saygı göstermesi gerektiğini belirtti. Öğrencilerinden toplumsal farklılıklara karşı tarafsız olmalarını isteyen Arslan, ''Kendinizi tanrının ve yargının yerine koymayın. Masumiyet karinesini şiar edinin'' dedi.

    Konuşmaların ardından, törene katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Bakan Atalay, başarılı öğrencilere ödül verdi. Törende polis teşkilatını tanıtan bir film de gösterildi. Törenin ardından Cumhurbaşkanı Gül ile Bakan Atalay, aynı araçla akademiden ayrıldı.




    Atalay: İşkenceye karışan polisi barındırmayız Yorumları